12 Haziran 2018 Salı /
Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Piri Reis Üniversitesi’ndeki törende mezun gençler kız erkek İzmir Marşı’nı söylediler.. Arkasından coşkuyla Mustafa Kemal’in askerleriyiz
temposunu başlattılar. Kepler havaya atıldı, izleyicilerden alkış geldi, foto
çeken çekene.
Gençlere bir şey
yapamazlar; umarım üniversite yönetimine “neden
engellemediniz, polisi çağırmadınız...” zılgıtı gelmez. Benzer gösteriler
başka üniversitelerde de yaşanıyor.
Şunu söylemek istiyorum:
Türkiye’de, hadi adını “gelecek”, “yarının Türkiye’si” diyebileceğimiz, büyüyen
bir güç, iktidarda bulunan parti güçlerini yavaş yavaş eziyor. İktidar her
geçen gün bu büyük gücün altında ufalıyor.
Bu büyük bir dinamit.
Umut burada. Bu iktidarın gençlere ve geleceğe verebileceği bir tablo yok.
Güzellik yok.
Eğitim karanlığı içinde
Eğitim sıfır.. Devlet
okulları büyük bir kuşatma altında. Yaratıcı değil, gençleri öldürücü ve
sıradanlaştırıcı bir eğitimi giderek kökleştiriyorlar. Bugün dünya, durmadan
eğitimin niteliğini tartışır ve sürekli yeni düzenlemeler yaparken, ülkelerin
en büyük zenginliği yaratıcı ve nitelikli insan gücüdür rehber
düşüncesini hayata geçirirken, Türkiye bir eğitim karanlığı içinde. Adamların
işi gücü eğitimi dinsel öğelere boğmak, ezbere yöneltmek, doğma kafalar üretmek
ve gelecek karartmak.
Üniversitelerde özgürlük
sınırlı. Üniversiteler ilahiyat fakülteleriyle ve buralara tıkılan onbinlerle
dolu. Geleceği ilahiyat fakülteleriyle mi kuracağız. Zırvalığın danıskasını
yaşayan bir ülkedeyiz!
“Biz
size 18 yaşında seçilme hakkı verdik, bizi niye sevmiyorsunuz..” Bir
gelecek yaratmamışsınız, iş yok, yoksul aile çocuklarına asla fırsat eşitliği
yaratmaktan acizsiniz, umurunuzda bile değil. Seçilme hakkı mı istiyor gençler,
bakıyoruz listelerinize, bu hakkın bile yalan olduğunu görüyorsunuz. Ayrıca, vay pankart açtınız diye öğrencileri
toplayıp içeri atıyorsunuz.
Türkiye’yi geleceğe taşıyacak güçler
Türkiye’yi geleceğe
taşıyanlar, RTE’nin deyimiyle “gerici güçleri(!)”, dünyayı izleyenler,
geleceğin parçası olmak isteyenler, dahası geleceğin yaratılmasına katkıda
bulunmak isteyenler... Bu ülkenin tarihine, kurucusuna büyük saygı vicdan borcu
ve vefa duyanlar..
İktidarın nimetleriyle,
kıyaklarıyla, ihaleleriyle değil, kendi beyin güçleri, yaratıcılıkları,
emekleriyle yükselenler.. iş dünyasının yaratıcı beyinleri.. sanat ve düşün
dünyası... yazanlar- çizenler, güldürenler..
Genç kızlar, baskı
altında yaşamak istemeyen kendi yazgısını ele almak için eşitlik isteyen
kadınlar. Eşit yurttaşlığa gönül verenler.. Daha iyi ve adaletli bir düzen
isteyenler..
Özgürlüklerine,
düşüncelerini özgürce açıklamaya düşkün olanlar da dahil. Gerçek basın
emekçileri!
Bunların hepsi, yani
ülkenin geleceği, dahası dünyanın geleceğini inşa edecek insanlar, artık nefret
derecesinde bu iktidardan kurtulmak istiyor..
İktidar, geleceğe engel
Bir kişinin iki dudağı
arasına hayatını sıkıştırmak istemeyen milyonlar endişeli..
Bu iktidar ülkeden
umudunu kesen milyonlar üretiyor. Bunu görmüyorlar ım?
İki yılda dış ülkelere 5
milyarlık konut yatırımı yapanları görmüyorlar mı?
İyi eğitim alan tüm
başarılı gençlerin, geleceklerini dışarıda kurmak istediklerini, arkalarına
bile bakmadan kaçtıklarını görmüyorlar mı?
Yoksa oh ne
güzel, bunlar zaten bize lazım değil, mi diyorlar?
İktidarın, bu anlayışın geleceğin altında
ezilip gitmekten başka hiç bir şansı yok. Bugün... Bugün değil se hemen
yarın...
Piri
Reis mezunlarının bize anlattıkları budur..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder