19 Şubat Pazatesi, 2018 / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hukuk Fakültesini terk ederek fotoğrafçılığa ve
gazeteciliğe adayan ve bunu üstelik uluslararası ölçeklerde gerçekleştiren özel
ve yetenekli bir insanı, Ergun Çağatay’ı dün yolcu ettik. 81 yaşında büyük bir
risk aldı, kalp kapakçığını değiştirme ameliyatını göze aldı, hayatta kalma
şansı yüzde 20 idi, ailesi doktorları vazgeçirmeye çalıştı ama kararını
vermişti.. Son bir maceraya attı kendini, ama bu kez dönüşü olmayan...
Neden risk aldı? Çünkü hareket yetenekleri
sınırlanmıştı, sürekli doktor, ilaç, kontrol altında olmak, yaşamasını
güçleştirmişti, oysa projeleri vardı gerçekleştirmek istediği, yerinde duran
bir insan değildi, koşturmalıydı, gezmeliydi, üretmeliydi, hayatı böyle
geçmişti... Ameliyat ona bu şansı yeniden verebilirdi..
Geçen yıl Mart ayında dünyada ilk karaciğer naklini
gerçekleştiren Starzl hayata veda etmişti. Haberi görünce hemen Münci Kalayoğlu
ve Ergun Çağatay aklıma gelmişti. Bu iki Türk de dünya çapındaki bu nakil
olayının kahramanları arasındaydı. Münci bey Starzl’ın yardımcısıydı, Ergun da
karaciğer naklinin fotoğrafçısı! Dün Hayri İnönü de o sırada Amerika’dayken,
Münci Bey ve Ergun ile yollarının nasıl kesiştiğini anlattı. Ergun, Münci bey
ile hastaneye karaciğer transportu için 10 kez uçakta yolculuk yapacak ve tüm
serüveni belgeleyecekti.
Tarihi ana tanıklık
Karaciğer nakli büyük bir başarı ile gerçekleşirken,
Ergun’un fotoğrafları, o dönemin en ünlü fotoğraf haber dergisi Life’de
kapaktan yayınlanacaktı.
Starzl’ın ölümü üzerine Ergun aradı: “Starzl öldü, Münci Bey de burada, karaciğer ameliyatlarına girmiş ve resimler çekmiştim. Bu konuyu HBT’de
(haftalık Herkese Bilim Teknoloji dergisi) çalışalım..” Bu kadar alçak gönüllü
bir çağrı... “Tabii ki Ergun, ne güzel
olur!”
Ergun, bugün epey sıradanlaşan organ naklinin bir
ilkine tarihi tanıklık yapmıştı! HBT’nin 61. Sayısının kapağını Ergun’un fotoğrafı
süslüyor ve Münci Kalayoğlu ile geniş bir söyleşi yayınlanıyordu.
Dün Ergun için Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde
düzenlenen anma töreninde organ naklinin diğer sihirli eli Münci Bey o günkü
anılarını anlattı. Münci bey ile 25 yıl kadar önce de Cumhuriyet’te yayımlanan
geniş bir söyleşi gerçekleştirdiğimi anımsıyorum.
Fotoğraf ustası arkadaşları Çağatay’ı anlattılar. Gültekin
Çizgen “Türkiye’den hiç birimizin Life dergisinde fotoğrafları yayımlanmadı.
Hiç birimiz on binlerce kilometre kat ederek Türkçe Konuşanlar belgeseli –
kitabı hazırlamadık, on binlerce fotoğraf çekmedik. Hiç birimiz Orly
havaalanında Asala saldırısında ağır yaralanıp üç ay boyunca yanıklarının
tedavisi için hazırlanan bir sıvıda yatmadı..” dedi.
Yılların eseri
“The Turkic Speaking Peoples” kitabı önümde,
sayfalarını karıştırıyorum, “Orta Asya’dan Balkanlara 2000 yıllık sanat ve
kültür”. Büyük proje! Harika fotoğraflar ve her bölge, yer, kültür ve dil için,
büyük çoğunluğu yabancı uzmanlardan alınan makaleler! Editör olarak da Doğan Kuban hoca, yazısı da var!
Yazarlar arasında mesela Halil İnalcık
hocayı da görüyorum.
Kitap İngilizce basıldı, sponsorluğunu Hollandalılar
yapmış..
Eşi Norveçli Kari,
kısa konuşmasında “harika bir yaşam sürdük beraber, çocuklarımız, torunlarımız oldu.
Harika bir adamla birlikte yaşadım..”
Ki 4 Norveçli genç kız olarak Türkiye’ye gelmişler ve dördü
de Türklerle evlenmişti.
Ergun’un Sesi, e-postaları, yönlendirmeleri, Türkiye
ve Cumhuriyet sevgisi, içindeki gazetecilik, heyecanı ve projeleri ve yaşam
sevgisi..
Hepsini güzel bir anı olarak geride bize bıraktı..
Bir cesaretin adını da miras olarak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder