SAYFALAR

22 Ocak 2018 Pazartesi

Rusya izin verirse... ABD hedefi için kullanışlı araçlar

21 Ocak Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Merhaba diyerek yazı işlerine başlarken bazı saptamalarda ilerleyelim.
İlki: İktidar Afrin’e askeri müdahale için yanıp tutuşuyor. Rusya’yı da zorluyor. Rusya ve Suriye ile bir anlaşma olmadan bunu yapması mümkün değil.
Bu havanın, seçimlere yönelik çok ciddi bir hesabı vardır. Aynı zamanda MHP ile ittifakın da gereğidir. Ama bu noktayı sonra derinleştireceğim.
İkincisi: Rusya sert cevizdir. Suriye’ye “uçaklarınızı vururuz” açıklaması yaptırıyor. Şam – Moskova, İdlip’teki köktendincilerden oluşan ve Ankara’nın önemli himayesi altındaki yönetimi kuşatıyor. Suriye topraklarını kurtarma yolunda ilerliyor. Ankara ise bundan rahatsız! Rusya İdlip’i bırak, Afrin’de operasyon yap pazarlıklarının sürdüğü değerlendirmelerini okuyoruz.

Rusya izin verirse..

Rusya izin verirse, Ankara Afrin’e girer, ABD ve NATO da büyük olasılıkla bunu yutmak zorunda kalır. Ama dosya, gelecekte bir hesaplaşma konusu olarak masa üzerinde kalır. Gelecekte hesaplaşma? Evet. ABD’nin öncelikli hedefi Türkiye değildir. Bunu sonraki yazımda işleyeceğim. Bu nedenle ABD, PKK-PYD destekleme politikasından sapmadan, ama Türkiye ile bağları koparmadan adım adım ilerleyecektir. Afrin’i bile şimdilik göz ardı edebilir.
İktidarlar, stratejik öncelikler değişirse, durum da değişir.
Üçüncüsü: ABD’nin Orta Doğu planlarının ve buradaki hesaplaşmalarının henüz ortasındayız. ABD’nin hedefi İran; tüm buradaki yapılaşmasını orta vadeli olarak kotarıyor. PKK / PYD bu politikanın, bu hedefinin iyi bir aleti olarak biçimlendirdi. Bölgede, PKK/PYD güçlerinden daha iyi bir askeri güç bulamaz.

PKK ABD ile ittifaka mecbur

Yoksa, ne Kobani olurdu ne Suriye Kürt bölgesindeki PKK/PYD egemenliği ne PKK/PYD 50-60 bin kişilik bir ordu ne modern silahlarla techizatlandırılma.. Bugün PKK / PYD Amerika’nın geliştirdiği önemli bir askeri güce ve coğrafi egemenliğe sahip olmuştur.
 PKK / PYD artık tüm Amerikan operasyonlarının büyük gücüdür, başka türlü hareket edemez, ABD desteğini – silahını çekerse bölgede dımdızlak kalır.
Dördüncüsü: ABD’nin amaçlarıyla PKK ve diğer ülkelerdeki “kardeş” silahlı örgütlerinin amaçları birleşmiştir...PKK’nın kardeş örgütü İran’lı PJAK (Kürdistan Özgür Hayat Partisi) da ABD’nin politikalarıyla özdeşleşmiştir. ABD onlara, tümüne “özgür vatan” vaad etmekte, Kürt milliyetçiliğini, dahası ırkçılık temelinde (Bakın Hasip Kaplan’dan dışa vuran sözler) desteklemektedir.
İran’lı PJAK da, PKK’nın, yan Kürdistan İşçi Partisi'nin öncülük ettiği veya kurduğu Kürdistan Topluluklar Birliği'nin (KCK) üyesidir. Suriye’deki kolu da YPG / PYD’dir ve PKK’nın denetimi altındadır.

“özgür vatan” havucu

ABD İran’ı hedef alırken, milliyetçi Kürt silahlı örgütlerine de “İran Kürdistanı’nı kurtarma” havucu sallamaktadır.
Özetlersek, Amerika'nın emperyalist politikasıyla PKK ve tüm diğerleri özdeşleşmiştir ve bu örgütlerin varoluşları ve hedefleri ABD’nin teminatı altındadır.
Beşincisi: ABD’nin Ankara’ya “PKK’ya karşı savaşınız meşrudur, anlıyoruz vb” gibi açıklamalarına ne diyelim? Tarihi koşullar ne gösterir, bilinmez.. PKK-Türkiye konusu ABD için çook sonraki bir meseledir.. Belki de hiç bir zaman PKK Türkiye’de başarı kazanamayacaktır. Ve ABD’nin de böyle bir hedefi olmayacaktır. Ankara iç parçalanmayı sürdüren politikalarında ısrarcı olursa, “iç barış değil iç savaş” kirli, siyaset dışı, hukuksuz keyfi politikasını sürdürürse, zaman ne getirir bilinmez.
Bu iddiayı öne sürüyorsak, o zaman konuya biraz daha derinden girmek zorundayız.

Merhaba okurlara, hoş bulduk J !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder