Bu kez “Yüzyılın Projesi” konusuna “saha”dan
gireceğim. Belki minik çıkarlar peşinde koşanlar meseleyi hâlâ görmemiş
olabilir..
Suriye ülkesinin büyük bölümünü kurtardı. Ama ülkesi henüz parçalanmış
duruyor. Çünkü Türkiye sınırı boyunca Kürt bölgesi Amerikalıların ve bir araç
olarak kullandıkları PYD / YPG’nin işgali altında. İdlip de El Kaideci- Nusracı
örgütlerin... Ve Ankara da dirsek temasında.
Esad, Amerikalılarla işbirliği yapan PKK uzantılı PYD’yi vatan hainliği ile
suçladı. En önemli gelişme buydu geçen hafta. Haksız değil, emperyalist yabancı
ülke, durmadan silah yığıyor oraya.
ABD iki gün önce 393.3 milyon dolarlık daha ağır silahları PKK ve
uzantılarına gönderme kararı aldı. Trump baştan sona yalancı. Türkiye’ye YPG’ye daha silah vermeyeceğiz diyeli iki hafta oldu! Belki de ABD’yi o
değil Pentagon yönetiyor.
ABD’nin planı gayet açık. Suriye’yi parçalanmış tutmak. PKK bölgesini
Suriye topraklarında bütünsel bir “devlet” yapısı olarak kökleştirmek. Böylece
Şam’ın ülke birliğini kurma olanağını ortadan kaldırmak...
ABD’nin bu politikasının ayrıca 4 yönü var:
ABD ve dört hedef
İlki, Rusya ile
rekabet, zaten son “güvenlik strateji belgesi”nde, Rusya’yı, mücadele edilmesi
gereken ve ABD’ye zararlı ülke olarak görüyor. Esad ile Rusya müttefikse, Suriye’nin bir parçası da bizim
denetimimizde olacak, anlayışı. PKK’ya yeni ağır silah sevkiyatı da bu
anlayışla uyumlu.
Bu “PKK – ülkesi” yapılanmasını, aynı zamanda, Türkiye’deki Kürt bölgesi
için de ileri zamanlara yönelik bir tehdit unsuru olarak tutmak.
İkincisi, Orta
Doğu’nun tam göbeğinde, arkasında tam bir Batı dünyasının olduğu, İsrail ile
dost ilişkisi içinde yeni bir kale – üs elde etmek. Buradan, Orta Doğu
bölgesini sürekli karışıklık içinde tutma fırsatını elde etmek.
Üçüncüsü, PKK /
Suriye bölgesini silahlı bir üs haline getirerek, tamamen Amerikan hegemonyası
altına almak. Şöyle: “Siz olmadan siz hiç bir şey değilsiniz, hem Türkiye hem
Şam – Esad sizi yer bitirir, artık ebedi olarak bize bağlı yaşayacaksınız,
sizin varlık ihtiyaçlarınız artık benden sorulur..”
Dördüncüsü, böyle
bağladığı PKK-Suriye bölgesini yani PKK / YPG silahlı güçlerini, Orta Doğu’da
baş düşman ilan ettiği İran’a karşı da gerektiğinde bir tehdit – baskı unsuru
olarak kullanmak.
Esad’ın tam da bu dönemde PKK- PYD güçlerine “vatan hainliği” suçlaması yapması
rastlantı değil. Bu durumu görüyor ve Amerikan kontrolü altındaki bu PKK- PYD
bölgesini yeniden Suriye’ye entegre etmenin de artık çok zor olacağının
farkında.
Durum budur.. Her şey adım adım yavaş yavaş gelişir. Eğer Amerikan
politikası bu şekilde ilerlerse, bölge ateşin içinde kurtulamayacağı gibi, tüm
bölge ülkeleri, Türkiye dahil tehdit ve tehlike altındadır. Bunu sahada
olanlardan okumamak mümkün mü?
Yeniden, Yüzyılın Projesi
Tüm bunları boşa çıkarmak için Orta Doğu’yu uzun vadeli bir barış ve kardeşlik
bölgesine dönüştürmeyenler, başlarını kasabın bıçağı altına uzatmış koyunlara
dönüşürler.
Yanı başımızdaki bölgenin barış ve işbirliğine dönüşmesi için elini taşın
altına koyan kimse var mı? Bunu Türkiye yapabilir. İran yapabilir. Suriye
yapabilir ve Irak yapabilir. Hepsi birden yapmalıdır, çünkü çıkarları ortaktır.
Bu dört ülke de tehdit altında.
Öncelikle, ABD’nin parçala - devletler yarat - kontrol et ve kullan politikasına
karşılık, bu ülkelerin üniter birliklerini birbiriyle dayanaşarak ciddi işbirlikleriyle
korumaları gerekir. Öyle böyle değil, tam bir “Avrupa Birliği”nden daha
nitelikli bir dayanışma, proje, bilim, iyi ekonomi temelinde... Bu ülkeler
nitelikli bir ekonomiye dönüşmedikleri sürece, Batılıların pazarı olmaktan
kurtulamayacaklar ve kargaşalıkları bitmeyecek.
Ankara’ya bakıyorum, küçük hesaplar ve çıkarlar peşinde. Ankara’da Orta
Doğu’ya yönelik bir büyük barış proje kuracak ve bir anlayış yok ne yazık ki
sıfır. Gelinen nokta ortadayken, Suriye ile birebir ilişkiye bile giremeyecek
ve “intikam” mı desem yoksa izledikleri politikanın iflasının ezikliği içinde
mi desem.. Bir durum.
Türkiye’nin akıllı dinamizmi tam sıfır..
24 Ağustos 2017 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Kasap-Koyun ilişkisi mal varlıklrını Türkiye dışına kaçıramayan ıktidardaki AKP liler için de geçerli. Onlar hem can derdinde hem de mal derdindeler...
YanıtlaSil