Ülkemizin yüksek derecede eğitilmiş, evrensel düzeyde, dünyayı izleyerek ülkesine yardımcı olmaya çalışan uzmanı, bilim insanı ve kurumsal yapıları var. Hepsi dünyanın geleceğine bakıyor, nasıl bir eğitim sisteminin kurulması konusunda, çağdaş tüm tartışmaları izliyor, fikir ileri sürüyor. Ülkesi için, yurtseverliğinden dolayı..
Hepsi insan kaynaklarının niteliğinin, ülkelerin bir nolu zenginliği olduğu konusunda hemfikir, ileriye bakan tüm dünya da. Mesela üyesi olduğumuz OECD’nin tonla raporu salt bu konularda kıyaslamalı durum analizleri yapıyor, tüm dünyaya önerilerde bulunuyor.
Kurşun geçirmez zırh
Hey, sizlere, tüm bu güzide kişi ve kurumlara sesleniyorum: Boşuna uğraşıyorsunuz! Hâlâ anlamadınız mı, Türkiye’nin başındakilerin bu taraklarda bezi yok.
Programları belli.. belirli bir süreç içinde tüm okulları imam hatibe dönüştürüyorlar. “Tüm” diyerek çok mu abarttım: Öyleyse milletin tüm okullarını.. Zengin sınıflara bir avuç yerli yabancı özel okul bırakıyorlar. Ve geri kalan hepsi din iman öğretiminin başta geldiği binalara dönüştürülüyor.
Yönetici kesimden hiçbirinin çocuklarının gitmediği, iyi eğitim için özel okullara veya yurtdışına gönderildiği, ama halkın çocuklarının içlerine tıkıldığı…
“Ezber’de iyisiniz!”
OECD’nin eğitim konularını araştıran PISA’nın direktörü Andreas Schleicher, Habertürk’ten Nalan Koçak’a bir demeç verdi (başarılı habercilik!):
Soru: Son PISA sınavının sonuçlarına göre, Türkiye 72 ülke arasında 50’nci. Türk eğitiminin genel performansı nasıl?
Yanıt: “Türk öğrencilerin verilen hangi görevlerde daha iyi, hangilerinde kötü olduğuna baktığınızda bir şey dikkat çekiyor. Öğrendikleri bilgiyi yeniden üretme görevi -yani bir şeyi ezberlemek ve onu kâğıda dökmek görevi- verildiğinde çok iyi notlar alıyorlar. Fakat ellerindeki bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulamaları istendiğinde zorlanıyorlar. Çelişki şu: Türk öğrencilerin iyi oldukları alanlar, artık dünyada daha önemsiz.”
Soru: “Türk eğitim sistemi yeni dünya düzenine ayak uyduramıyor” mu demeliyiz?
“Evet. Öğretmene ders kitabı verdirmek ve öğrencilerden kitabı ezberlemesini istemek artık işe yaramıyor. Matematikçi gibi düşünmelerini sağlamalısınız… Sorunun nedenini ve doğasını anlamak formül ezberlemekten daha önemli…”
Ve, söyleşide dünyanın vizyonunu dile getirirken, bizim başarısızlığımızı gözümüze sokuyor.. (www.haberturk.com/pisa-direktoru-andreas-schleicher-ogrettikleriniz-artik-gereksiz-1711035)
“Ezberden vazgeçemeyiz”
Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin pek kızdı PISA Direktörüne: “Ezber mantığı ve yöntemi bizim geleneğimiz için önemli bir öğrenme yöntemidir. Buna Batılı bir normda yaklaşıp ‘tu kaka’ hale getirmemek gerekir.”
Anlıyorsunuz değil mi, ey eğitim vizyoneri üstadlar, çağdaş eğitim.. ne olacak halimiz.. bu gidişle geleceğin dünyasında yerimiz olamaz… diye çırpınan kurumlar, analar ve babalar.
Eğitimden sorumlular bir dizi yalanla işi idare ederken, Yusuf Tekin çok net konuşuyor: Ezbercilik bizim geleneğimiz…
Ezberden yaratıcılık çıkmazmış, gençlerin beyinlerini daha baştan öldürürmüşüz.. Boş verin bunları..
Eğitimin amacı da bu zaten, farkında değil misiniz: Kafa sallayan kitleler yetiştirmek; Cihat öğretmek, Ensar vb gibi çağdaşlık düşmanı dini vakıflara ve derneklere çocukları teslim etmek: Değerler eğitimi verecekler sınıflarda! Yakında okullarda zikir ayinleri de yapılır… Ezberci eğitime cuk oturur.
Evrim öğrenimini kapı dışarı etmek, sadece bir teoridir gerçek değildir, zaten evrim teorisini de bizim öğrencilerimizin beyinleri almaz, çünkü soyuttur, demek de bu işin gereği
Bakın ne diyorlar:
PISA direktörü diyor ki: “Öncelikle hangi bilgi ve değerleri aktaracağınıza dair net bir vizyonunuz olmalı..”
Bizimkilerin net vizyonu var. Hangi bilgi ve değerleri aktaracaklarını biliyorlar..
Bir eski bakan “bizde sadece ara eleman yetişir” demişti. Yani “Türkler aptaldır”a denk düşen ırkçı bir söylem.
Şöyle yani: Biz ara eleman yetiştiririz, sallabaş kitleler gerekir ki sandıkta oy versinler, ve cihatçı elemanlar çıksın..
Hey eğitim üstadları, boşuna çırpınmayın, iktidar kurşun geçmez bir zırh donandı sizlere ve ülkeye karşı..
27 Kasım 2017 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder