Dün öğleden sonrası,
güneşin ısıttığı bir geç sonbahar serinliğinde öğrenciler ellerinde kalın
kitaplar dairesel gruplar halinde çimenlere oturmuşlar; uzunlamasına tüm park
işgal altında. Nutuk mu okuyorlar diye merakla yaklaştık, evet öyle. Yüzlerce
liseli genç NUTUK okuyor.
Cumhuriyet Bayramı
için bir eylem düşünmüşler: Bir şeyler
yapmalıyız bu bayramda.. Cumhuriyet
Atatürk demek, Atatürk Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin Kuruluşu.. Derken, tüm
bunlarla en iyi özdeşleşenin NUTUK olduğuna karar vermişler. NUTUK ile
Cumhuriyet Bayramı kutlaması, mükemmel olmuş. Gözler ışıl ışıl...
Cumhuriyet ete kemiğe bürünmüş
Taksim’den Beşiktaş’a
iniyoruz. Yol durmuş. Yukarıdan bakıyoruz, binlerce bisikletli geçiş yapıyor
Kabataş tarafından Beşiktaş’a doğru..
Kadıköy’de motordan
iniyoruz, yine bisiklet konvoyu, ama pek çoğu bebeğiyle, önümüzden geçiyorlar,
bayrakları uçuşarak.
Cumhuriyet can bulmuş,
sahip bulmuş, ete kana bürünmüş.
Her yer, yeryüzü –
gökyüzü.. Alanlar, caddeler, parklar, stadyumlar Cumhuriyete kesilmiş.
Ve Ata’ya şüphesiz ki.
Mustafa Kemal’e.. Kral fotoğrafları sosyal medyayı basmış, telefonlar istila..
Bir ninenin apartman
boyutunda aşağı sarkan Atatürklü Cumhuriyet bayrağına doğru adım adım yavaşça
yürüyüşünü izliyoruz... bayrağın ilk ucundan tutuşunu.. okşaya okşaya öbür
ucuna yürüyüşünü ve sonunda yumuşacık eline alarak öpüşünü..
Çocukların kutularla
Atalı Türkiye haritasını üretme eylemi ekrandan ekrana koşturuyor.
İzmir’de 4 bin zeybek,
milyonların yeniden Atasına koşmasına selam çakıyor!
Haluk Levent’le yeniden doğuş
İzmir Marşı
her yerde, ikinci İstiklal Marşı adeta.. Haluk
Levent’le yeniden senfonik doğuşunun bitmez tükenmez paylaşımları, tükenmez
bir sevgiyle yüreklerin en derinliklerinden gelen çığlıksız haykırışlar.. Selam
olsun... Levent’in adeta yedi cephede savaşmış Dede’sine ve arkadaşlarına..
Mustafa Kemallere, ninelere, kadınlara, dedelere, tıbbiyelilere, gençlere, tüm
canlarını feda edenlere..
Yer-gök eylemli
Cumhuriyet ve Atatürk...
Büyük bir bilinç
yeryüzüne inmiş..
Bir sevda.. bir
şükran.. bir varoluş farkındalığı.. bir sevgi seli.. yürüyüp gidiyor, tüm
ülkeyi alıp götürüyor adeta... hilafetçileri de, padişahçıları da, tepeden
Cumhuriyet ilan etmek darbeciliktir diyen köşe meczuplarını da ve benzeri tüm
aşağılıkları da silip süpürüyor.
Milletin direnişi
Cumhuriyetin, insan
olmayı duyumsamanın, örgütlü ve özgür yaşam demek olduğunu öğrenen bu
milletten, yeniden kul çıkmaz. Ancak isyan çıkar!
Bu ülkenin dört bir
yanını saran, türlü çeşitli zengin yaratıcı eylemli milyonların Cumhuriyet
korosu, milletin en büyük direnişine dönüştü.
Hiç bir otoritenin hiç
bir bahane ile müdahale edemeyeceği, ancak mecburen boyun eğeceği, seyredeceği
ve sadece ders çıkartabileceği bir muazzam direniş..
Demokrasi, hak, hukuk,
adalet için direnişi de içeren en büyük eylem.
***
Seçimlere doğru, 15
yıllık pratiklerinde, Cumhuriyet’in içini boşaltanlar, demokratik vasfını yok
edenler, hak-hukuk ve adaleti keyfiyete bağlayanlar, bu kez devranlarını daha
da sürdürebilmek için, 15 yıldır ilk kez “Atatürk” lafına dilleri döndü.
Herhalde bu politik
cambazlığın bir karşılığı olmayacaktır.
Buna aldananlara vah
ki vah..
30 Ekim 17 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder