SAYFALAR

19 Haziran 2017 Pazartesi

Yargıya müdahale sadece Erdoğan’ın tartışılmaz hakkı!


Cumhurbaşkanı “Adalet Yürüyüşü”ne sonunda cepheden saldırdı ve Anayasa’nın 138. Maddesini anımsatarak, yargıya, “yargı süreçlerine  müdahale edilmez, yarın bir gün yargı sizi de çağırırsa şaşmayın” dedi. Bu şüphesiz ki hedef göstermektir.
Son 10 yılda hem kendisi hem de neredeyse tüm mensuplarının, yargı süreçlerini hallaç pamuğu gibi atan müdahalelerine sahne oldu. Hepsi kayıtlı.
Cumhurbaşkanı’nın yargıya müdahale sicili dopdolu.
Ama o iktidar, kendisi müdahale edebilir.
Anayasa Mahkemesi dahil tüm mahkemeleri karar ve uygulamalarından dolayı eleştirebilir, FETÖ’cü mahkemeleri savunabilir, tüm bu konuda tek hak sahibidir.
Adalet aramak da neymiş. Adaleti mahkemeler dağıtır; verdikleri kararlar dağıtılan adalettir, bunu olduğu gibi kabul edeceksin!
Ama hangi mahkemeler? Eskileri değil.. onlar tu kakaydı, iktidarın istediği adaleti dağıtamıyor ve yerden yere vuruluyordu.
Şimdi ise tüm yargı yapısını tepeden tırnağa yeniden kurdu, tüm yargı adeta tam “güven” altında.

“Gel bakalım Kılıçdaroğlu!”

Bu mahkemelerin verdiği kararlar doğrudur, artık tartışılmaz.
Yargıya müdahale edilemeyeceğine ilişkin, sık sık devreden çıkartılan Anayasa’nın 138.maddesi gündeme getirilebilir artık.
İktidar yargısı kararlarına karşı hak ve adalet arayanlara, “sizi de çağırırlar”, yani gelin bakalım yargı kararlarına nasıl müdahale edersin diye diye yargı sopasını gösterir. Bu çağrı bile asla müdahale sayılamaz, çünkü Reis’in doğal hakkıdır!
Şimdi düşünün: Bir savcısı soruşturma açıyor, polislerini gönderiyor, Kılıçdaroğlu ve yaka paşa karakola ifade vermeye götürülüyor!
Tehdit aslında bu! Bunu yapacak koşullar olsaydı keşke diye, yanıyor olabilirler.. Ama Enis’in tutuklanmasıyla bu yolda bir adım atıldı. Adım adım kurguladıkları böyle bir ülke...

Büyük Yürüyüş’le yeni süreç

Kılıçdaroğlu, yapılabilecek en iyi eylem biçimini seçti. Mesele Enis Berberoğlu’nun mahkumiyeti konusunu, adalet konusunu bile çoktan geçti.  
Bu “Adalet Yürüyüşü” ile aslında, 2019 yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar devam edecek yeni bir süreç başladı. Eğer bu süreç  bu şekilde görülmez ve planlanmazsa 2019 Kasımında yüzüstü kalınır.
İktidar mensupları şimdi sonuçlarını kestiremedikleri Büyük Yürüyüş konusunda ikircikli ve endişeliler.
Cumhurbaşkanı yargıya adeta davetiye çıkarmasının nedeni bu.
Başbakan “hızlı trene binselerdi” diyerek aşağılamaya çalışıyor.
Adaletçileri”, hakkı hukuku mahkemede arayacaklar, sokakta değil, diyor. Sanki hak ve hukuk gözetecek bir mahkeme kalmış gibi!
Bir başkası, bu işler Meclis’te halledilir, oraya gelin buyuruyor.. Sanki Meclis’te halledilebilecek bir durum varmış ve olabilirmiş gibi..
Bugüne kadar muhalefeti Meclis kapanına sokup sindirdiler. Meclis ile iktidar yapısı arasında zerre fark yok.
En çok korktukları sokak. Barışçı bir şekilde, girilen dikta koşullarını halka anlatmak. Giderek “sosyal adalet”, eşitlik, eğitim vb çeşitli kanayan yaraları kapsayan temel sorunları doğrudan halka anlatan geniş konruları kapsamalı. Meclis’i terk etmeden, ama Meclis için kapanmadan, daha çok sineyi milletle hareket etmeli.
Ve 2019’a kadar ay be ay planlanmış bir strateji dahilinde..

KİTAP: MUSTAFA KEMAL’İN İSYAN MUHTIRASI

Kerem Çalışkan çok başarılı bir kitapla karşımızda. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı öncesi, Osmanlı subayı olarak Birinci Dünya Savaşı’nda cephelerde savaşırken, bir yandan da İttihat Terakki’nin Alman ittifakıyla ülkeyi batıran politikalarına karşı duruşunu ve önerilerini ele alan süreci anlatıyor.
Kitabın odağında 20 Eylül 1917’de Mustafa Kemal’in Doğu Cephesindeyken İttihatçılara yazıp gönderdiği adeta Muhtıra niteliğindeki mektubu var. Ata, zor koşullara isyan edip oradan bir Kurtuluş çıkarma çabası içinde ve Enver Paşa’ya ve hükümete meydan okuyor. Ata’nın Vahdettin ile Almanlarla ilişki ve değerlendirmeleri, Almanların nasıl kendi çıkarları için Enver’i kullandığı...

Çok şey öğreneceksiniz. Tabii en önemlisi bir büyük lideri, bu Muhtıra ile Kurtuluş’a yürüyüşünü..
18 Haziran 2017 Pazar  /  Bilim ve Siyaset

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder