15 Mayıs 2017
Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Cumhurbaşkanı
Çin’e gitti, ama bu konuyu biliyor muydu?
Cumhurbaşkanı Çin’e gitti, havaalanında bir polis odasına çekilip
sorgulanmadı. Polis yanında bir otel yetkilisi ile kaldığı otel odasının
kapısını da gece yarısı çalmadı, kimlik- pasaport kontrolü yapmadı ve fotoğrafını da çeken
olmadı.
Çin devleti- hükümeti Cumhurbaşkanına kıyak geçmiş, diyeceğim, yatsın
kalksın dua etsin! Çünkü, Çin’i ziyaret eden Türk pasaportluların başına bu geliyor.
İtibar yerlerde!
10 yılı aşkın süredir Türkiye’de bir şirketin genel müdürlüğünü yapan bir
iş adamımız, Çin’de Türk Pasaportlulara nasıl davranıldığına ilişkin gönderdiği
mektupta bakın neler anlatıyor:
“Polis, kapıyı açın”
“Şirketin işlerini görmek üzere, yılda en az iki kez Çin'e gidiyorum. Şirketin başkanıyla, geçen yıl Hong Kong
üzerinden Çin'in Ningbo uluslararası havaalanına indik. Burada Polis
istasyonunda her ikimiz ayrı ayrı 45'er dakika sorgulandık. Sonra teşekkür edip
bizim ülkeye girişimize izin verdiler. Oldukça gücümüze gitti. Gerekçesini
sorduğumuzda normal kontrol
demişlerdi, biz de peki dedik, ama not ettik!!!
“Yine ikimiz kısa bir süre önce bu kez Şangay’dan
Çin’e giriş yaptık ve aynı gün trenle Huangyan kentine gittik. İş yaptığımız
şirketin rezerve ettiği otele yerleştik. Tam valizimi açmıştım ki kapı çaldı. Açtım,
karşımda resepsiyon görevlisi bayan ve yanında resmi kıyafetli 3 kişiden oluşan
polis ekibi vardı. Hayırdır buyurun dedim.
Polisler fotoğrafını çekecekler dedi.
Niçinini sorduğumda aldığım yanıt güvenlik gerekçesi oldu. Polis fotoğrafımı
çekti ve odamdan ayrıldılar.
“Hemen işverenimin odasına gittim, senin de fotoğrafını çektiler mi diye
sordu. Kendimi bir an için kaçak Suriyeliler gibi hissettim. Otel odasında
fuhuş baskınında yakalanan biri gibi.
“Bu arada, polislerin en küçük bir kötü
davranışı olmadı. Resepsiyon özür dileyerek şu bilgiyi verdi: Afganistan, Pakistan, İran, Irak ve Türkiye,
yani 5 ülke vatandaşına karşı yapılan bir uygulamaymış bu. Sabah kahvaltısında
otelde kalan başka Türk vatandaşı buldum ve onlara da aynısı yapılmıştı.
“Dünyanın bir çok şehrine yıllardır giderim.
Türkiye dahil, dünyanın hiç bir yerinde sabıka kaydım yok ve hiç bir yerde
polis tarafından göz altına dahi alınmadım...”
Wikipedia: Anladıkları zaman hayat kolaylaşır
Bir
okur : “Gerçekten de bizim “bakan” eğer aşama
gösterdiğinde, “bakan, gören ve anlayan” konumuna yükseldiği zaman bu durumu
aşarız. Ama
bu zor gibi sanki, umarım ki Bakan bey bizi tamamen yanıltır.. Türkiye son referandum ile, kolektif herhangi
bir şeyin önüne set çekti, “Tek adam” modeline geçti; bu bakımdan Wikipedia’yı
anlaması, kabul etmesi, hele gidip orada bir maddeyi değiştirmesi, Tek Adam
modeline uygun gözükmüyor.
Türkiye
artık bir yasaklar ülkesi, bir kapalı rejim; İran’ın bir zamanlar olduğu gibi.
Belki artık bizi Kuzey Kore ile aynı kefeye koyar, onunla karşılaştırırlar.”
Okurun çok karamsar, ben Bakan beyin
kendi ve tek başına bu işin üstesinden geleceğine ve karamsarları şaşırtacağına
inanıyorum.
2700
hakim ve savcı adayı daha alınacak
“Köşenizde
yayınlanan "Adalet ile birlikte toplum siyasi iktidarın esiri
oluyorsa" başlıklı
yazınızı da ilgiyle/ibret alarak okudum. Adaletin yerini "siyasi
adaletin" almasına yönelik tespit ve değerlendirmeniz tek sözcükle
olağanüstü. Sorunun önemini ifade etmek ve
kavramsallaştırmak bakımından çarpıcı. Rahmetli O. Bölükbaşı'nın yıllar
önce “Adalet artık Bentdere'sinde” şeklinde değerlendirmesini hatırlıyorum.)
Bu arada, yeni
hakim/savcı adayı alımının devam ettirildiğini, olayın yazınızın
içeriğinde yer alan (FETÖ’cülerin yargıdan temizlenmesinden sonra büyük açığı)
kapatmanın da çok ötesinde olduğunu belirtmek istiyorum. Örneğin, 03.06.2017
tarihinde 2.700 hakim/savcı adayı alımı sınavı var.”
Mahmut Esen, E. Mülkiye Başmüfettişi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder