Sağın çok çok az sayıdaki
bağımsız entelektüellerinden, felsefeci Dücane
Cündioğlu’nun bir paylaşımı dikkatimi çekti. (Ona ne kadar sağ denir,
tartışmalı). Diyordu ki, Osmanlı devletinde iki başlılık vardı. Padişah/Sultan ile Sadrazam.
Bugünkü karşılıkları ise
Cumhurbaşkanı / Devlet başkanı ile Başbakandır.
Cündioğlu, bu iki başlılığın
hikmeti neydi, diye sorduktan sonra şu yanıtı veriyordu: Sultan Beka’yı temsil ederdi, Sadrazam
ise Fena’yı...
Sadrazamın, ekibi vardı (parti)
icraat onlardan sorulurdu, kötülükler onun /onların üzerinde kalırdı, hatta bu
yüzden kelleleri giderdi.. Sultan ise “Halkı
ve hakkı temsilen Sultan tarafsız farzolunurdu.” Cündioğlu, Max Weber’e
atıfla, iki başlı yönetimin nedeni
Sultan’ı kişisel sorumluluklardan arındırma isteğidir, der.
“Fena”nın
da başı
Bu, tarihsel yönetimlerden
süzülmüş bilgelikle ilgili bir meseledir. Türkiye’de minik bir işaret bile yok,
15 yıllık AKP yönetiminde.. Devlet yönetiminde işler kötüye gittiğinde, “başı
kesilen” icraatten sorumlu olandır, yani başbakan ve bakanlar kurulu, veya diğerleri.
Devlet Başkanı ise, devleti ve
Cumhur’u temsil eder, sürekliliğin adıdır. Beka’dır, yani gelecek.
ABD’de başkanlık da icranın
başıdır. Ama orada “devlet başkanlığı”nı temsil eden ise “Anayasa, hukuk, yargı”dır. Bu üçlü, ABD’nin geleceğini temsil eder.
İcracı adam, bu üçlüye dokunduğu zaman eline hemen bir balta iner. Trump’un
yediği tokatların nedeni.
Şirketlere bakın,
yönetim kurulları vardır. Bir de genel müdürleri. Yönetim kurulu başkanları /
heyetleri şirketin geleceğini temsil eder. Müdürler ise icraatın başındadır ve
başarısızlıklarında şapkalarını alır gider
AKP içindeki zevattan en küçük
bir itiraz yoktur, RTE’nin “devlet başkanlığı” ile “başbakanlığı” birleştirme
isteğine. Reis, yıllardır bunu hedeflemiştir. Tüm güçleri de birleştirmiştir. Her
şeyden sorumlu zat.
Kendi
kendini kontrol!
Ama böylece icraatı da doğrudan
devralarak “Fena”nın da simgesidir. “Fena” durumda baş aşağı gidecektir. Yönetimlerin- icraatların uygunluğunu
gözetecek, adaletin hak ve hukuka ve eşit
yurttaşlık ilkesine göre dağıtımını sağlayabilecek mekanizmaların da
başıdır. Bu kendi icraatını ve adalet anlayışını sorgulatmamak niyetindeki bir
kişinin mutlakiyetçi kafa yapısı ve tarihimizde böyle bir şey yok.
Kendisini kontrol edecek /
dizginleyecek yasal-hukuki hemen hemen hiç bir kurumsal yapı bırakmadı. Kendi
partisi içinde de. Orada sadece, Reis’in istediği düzene kafa sallayıcılar kaldı.
İtirazcılar ise tasfiye edildi. Bu açıdan parti otoriter tek tip partiye
tamamen dönüştü.
Bu durumlarda, olacak olan,
Türkiye’nin her açıdan ve bakımdan zor koşullarında kaçınılmaz tökezlemedir.
Tökezletecek
tablo
Bu tökezlemeyi kaçınılmaz
yaşayacağız. Ekonomi tökezlemiş durumda. Başka şeylere de bakalım: Türkiye’nin
dünyadaki yerini, yarın çıkacak Herkese
Bilim Teknoloji dergisinde Müfit
Akyos şöyle sıralıyor:
Endeks
|
Türkiye
sıralaması /
Ülke
sayısı
|
1.
Avrupa Yenilik Karnesi
|
32/36
|
2.
Herkes İçin Eğitim (EDI)
|
50/92
|
3.
İnsani Gelişme (UNDP)
|
72/188
|
4.
İnsan Kaynakları
|
73/130
|
5.
Yasal Hakların Gücü
|
127/188
|
6.
Hukukun Üstünlüğü
|
99/113
|
7.
Daha İyi Yaşam (OECD)
|
35/38
|
8.
Küresel Cinsiyet Uçurumu
|
130/145
|
9.
Dünya Ekonomik Özgürlük
|
90/159
|
10.
Yolsuzluk Algılama
|
75/176
|
11.
Küresel Rekabet
|
45/144
|
12.
Yargı Bağımsızlığı
|
101
/ 144
|
13.
Polis hizmet güvenirlik
|
103
/ 144
|
14.
İşçi hakları
|
En
kötü 10 ülke
|
15.
Küresel yaratıcılık endeksi
|
88 /138
|
16.
Teknoloji
|
58 /139
|
17.
Yetenekteki yeri
|
53 / 139
|
18.
Hoşgörüde yeri
|
123 / 139
|
19.
Küresel yenilik
|
42 /128
|
20.
Siyasi ortam
|
88/ 128
|
21.
Düzenleyici ortam
|
96 /128
|
22.
Uluslararası Fikri Mülkiyet
|
61 /128
|
23.
Yasal ve politik çevre
|
85 / 128
|
24.
Politik istikrar
|
116 / 128
|
Tüm bu endeksler
TÜİK’in sitesinde var! Ben de utanılacak bir kaç endeks ekleyeyim, ilk rakam
ülke sırası, ikincisi ülke sayısı
25.
(RSF) Basın özgürlüğü-2016
|
151 / 180
|
26.
(Freedom House) Basın
|
Özgür değil
|
27.
FH, Ülke özgürlüğü
|
Yarı özgür
|
28.
Ekonomik özgürlük
|
Ortalama
|
29.
Yolsuzluk
|
Çok
|
30.
Yönetimde şeffaflık
|
26/ 36
|
31.
Küresel barış
|
145/163
|
Bu tablo, ülkenin her bakımdan
kırılgan yapısının aynası. Şimdi üstüne de yüzde 50 gibi çoğunluğun yeni devlet kuruluşunu reddiyesini
ekleyin. Yönetilemez bir ülkeye doğabiliriz.
Ne yani milletin yarısını polis
ve askerle mi ezip yok edeceksiniz..
13 Nisan 2017 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder