SAYFALAR

1 Şubat 2017 Çarşamba

Koalisyonlar kötüydü diyen İktidar yandaşlarına bir çift sözüm var


Bu ne nefret!? 14 yıldır iktidardalar ve neredeyse 14 yıldır bize “koalisyonlar çok kötü, ükeye bir daha koalisyonlu hükümetler nasip etmesin,” deyip duruyorlar. Ve reislik rejimi beklentisini de “artık koalisyon dönemini ebediyen kapatıyoruz”, diye tanıtıyorlar.
Koalisyonlar niye kötü olsun? Eğer bazı aklıevvel, siyasal ve demokratik kültür olarak geri ve koalisyonları ülke yararına bir uzlaşı temelinde yürütmeyi becerememiş bazı partiler ve siyasi liderler çıktıysa bu ülkeden, suçu niye koalisyonlara yıkalım?
Yeminli Reisçilerin, ekranlarda ve yazılarda sık dile getirdikleri koalisyon mu, aman aman nesini savunabiliyorsun biçimindeki, bazen terbiyesizliğe bile varabilen bilinçsiz –bilgisiz- kasıtlı saldırıları, salt Reisçiliklerinderdir. Bize tek adam rejimini dayatmanın payandası.. Buna bağlı olarak, bazen yılda bir hükümet kurulduğunu da anımsatıyorlar.
Evet geçmişte, dediğim gibi, uzlaşıyı değil dayatmayı öne çeken liderlerden kötü hikayeler var. Ama bu var diye, tüm ülkeyi, tüm hayatımızı, tüm yasayı-anayasayı, hiç uzlaşısız, sıfır demokratik, tam bir dayatma biçiminde, 14 yıllık politik-kültürel, sosyal müktesebatı ayan beyan ortada bir kişiye teslim etmenin gerekçesi olabilir mi? Nerede görülmüş böyle bir şey!
Ayrıca, koalisyonları kötüleyenlere karşı, koalisyonların nimetlerini sayıp dökmenin tam zamanıdır:

Koalisyonun nimetleri

1) Koalisyonlar, tek adamın, tek partinin kitlesine değil, geniş bir seçmen tabanına dayanır. Bu bakımdan, halkın temsiliyeti bakımından geniş bir demokratiklik içerir.
2) Koalisyonlar, ülkeyi bugünkü gibi bölmez, siyasi nifaklar sokuşturarak, birbirini boğazlayacak seçmen kitlesi yaratmaz. Oysa, tek parti iktidarı, sürekli iktidarda kalmak için, bugün net görüldüğü gibi, yoğun kamplaşma ve ülkeyi parçalara ayırma yoluna rahatça gidebilir.
3) Koalisyonlar, yasalara ve anayasaya daha uygun davranır. Ortaklar birbirlerini bu konuda denetlerler. Yargı da daha rahat görevini yapar, tek adama bağlı olmaz.
4) Koalisyonlar, kamplaştırıcı milliyetçi cephe hükümetleri dışında, siyasal demokratik ortamlarda hareket etmiştir.
5) Hiç bir koalisyon döneminde, 2010’dan sonra olduğu gibi, yüzlerce gazeteci içeri tıkılmamıştır.
6) Hiç bir koalisyon döneminde, ülke, bu kadar kaotik, terör dolu, ordusuna kumpas kuran olunmamış; anayasayı delik deşik eden, kendi iktidarını ebedileştirmek için anayasa değişikliklerine gidilmemiştir.
7) Hiç bir partide, hiç bir koalisyonda, bir tek adam, partisinden tüm biad etmeyenleri, biraz farklı görü, savunan herkesi temizleyerek, eleyerek, saf ve bütünleşik bir koyu lider partisi yaratmaya gitmemiştir. Bu kadar uzun süren tek parti iktidarında bir lider, sandığa dayanarak zerre demokratik olmayan bir lider partisi yaratmıştır. Bu fırsatı, bu kadar uzun süren iktidar süreci sayesinde yakalamıştır.
8) özetle, uzun süren iktidarlar, bizim gibi her türlü kültürel yoksunluk içindeki ülkelerde, dikta ve her şeye hükmetme eğilimlerini zirveye çıkartmaktadır. Mesela Almanya’da Merkel de 11 yıldır iktidardadır, yeniden seçilme şansı vardır, ama siyasal kültür ve zemin, toplum ona otoriter rejim yolunu açmamıştır.
9) Bir konu daha var ki, onu da yazacağım. Koalisyonlar döneminde ekonomi daha mı kötüydü?

OKUR NOTU:
Bir süredir Türkiye’nin teknolojide daha fazla hamle yapması, sanayi üretimini teknoloji üzerinden yapması gereğini belirtiyorsunuz. Bunu kendi veya ülkenin idealleri olarak arzuladığınızışünüyorum. Çünkü açıklanan eğitim raporlarına bakınca genel olarak bu kadar yetersiz bir eğitime ve bu kadar düşük öğrenme-gelişme motivasyonuna sahip olan bir ülkenin, teknolojik atılım yapması imkansız. Tabii ki çeşitli münferit başarı öyküleri doğabilir, ama ülke olarak bu hamleyi istikrarlı hale getirmek için eğitim mutlaka ileri gitmelidir. Veya bizim durumumuz budur diye kabullenip ideallerimizi buna uygun hale getirmemiz yerinde olur.. Yazılarınızı zevkle okuyorum ve aynı biçimde Herkese Bilim Teknoloji dergisinin takipçisiyim.
Prof. Dr. Omer Aydemir
Manisa Celal Bayar Uni., Psikiyatri A. D.
31 Ocak 2017 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder