Canan
Dağdeviren,
iki gün İstanbul’da rüzgar gibi esti geçti. Evet devrimci bir bilimci diyeceğim,
çünkü kısa sürede çok hızlı adımlarla kendi alanının zirvesine çıkan ve hala tırmanmasını
sürdüren bir bilim insanımızı- kadınımızı başka türlü tanımlamak mümkün değil.
Cuma sabahı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki
konferansını Özlem Yüzak izledi ve yazdı. Öğleden sonra İstanbul Kültür Üniversitesi’ndeki konferansını da ben izledim. (*)
Canan Dağdeviren’i bir kaç yıldır
izliyorum. Çok hızlı koşuyor! Düşünün henüz 1985 doğumlu! Doktorasını 2,5 yıl
önce Harvard’da aldı! Parlak kişiliğe Amerikan bilim sistemi hemen yer açtı,
laboratuvar olanağı sundu, bu genç yaşta aynı zamanda öğrenci yetiştirip
mentörlük yapıyor!
Aziz
Sancar ile aynı zincirde
Türkiye onu giyilebilen kalp pili projesi ile tanıdı. “Giyilebilen kalp pili”
şüphesiz bizim toplum için fazla bir şey ifade etmezdi, ama Canan hanım bu projesiyle
birden dünyada parlayınca ve üstün bilim insanı merdivenlerini hızla
tırmanınca, gözdemiz oldu! Ne iyi! Tıpkı Aziz
Sancar gibi.
Sancar, Nobel alınca gözdemiz olmuştu!
Canan hanım daha şanslı! Bunun nedeni, Canan hanımın doğrudan uygulamaya,
pratik kullanıma yönelik çok önemli özgün ve dünyanın kullanabileceği projeler
üretmesi.. Sancar ise uzun vadeli temel bilimsel çalışmalarla, biyolojik
yapımızın sırlarını açıklayan çalışmalara odaklı.. Özverisi çok yüksek, bir
ömür aldı!
İki farklı alan, ama kesinlikle yaratıcı bilimciler zincirinin halkaları
arasında aynı kumaştan iki bilimci!
Erdal
İnönü yol göstericisi
Canan Hanım, bilimde yol göstericim Erdal Bey
diyor. Liseyi yeni bitirmiş, Erdal beyin bir imza törenine gitmiş, sohbet
etmişler, henüz ne okumak istediğine karar veremediğini söylemiş. Erdal bey
“Anılarım” kitabını uzatmış ve “bunu oku, kesin karar vereceksin” demiş.
Öyle olmuş: Fizik’te karar kılmış.
Hacettepe, derken, Sabancı’da malzeme bilimi ve mühendisliği yüksek lisansı ve
oradan da Fulbright Doktora Bursu ile ABD’ye
uçmuş: University of Illinois at Urbana-Champaign’da aynı konuda doktora!
Kafasında Piezoelektrik olayı var! Piezo elektrik
konusu da nereden çıktı derseniz, taa Pierre
Curie’ye gitmemiz gerek. Gençliğinde Madam Curie’nin hayat öyküsünü okumuş.
İki kez Nobel kazanan (1903 Fizik, 1911 Kimya) Marie Curie’nin bu olağanüstü öyküsü,
Canan Hanımı, Marie Curie’nin eşi ve yine Nobelli fizikçi Pierre Curie’ye götürmüş.
Pierre,
kristalografinin, manyetizmanın, piezo elektrikselliğin ve radyoaktivitenin
öncü bilimcisi!
“Bilim ile felsefe aşkım”
Piezo
elektrik çarpmış Canan hanımı. Piezo elektriksel materyallerin özelliklerini
araştırıyor ve birbirinden çok farklı bilim disiplinlerini birleştirerek,
medical alanda uyguluyor! Piezo elektriksel olaydan, 100 yıldır çeşitli
alanlarda zaten yararlanıyor. Canan hanım, bu bilgiyi doğrudan tıp alanında
devrimci bir buluşa dönüştürüyor.
Biz
bedenimizdeki biyolojik değişimleri ancak ciddi bir alarm verince
anlayabiliyoruz. Soru şu: değişimleri bize erkenden haber verecek ve müdahaleyi
kolaylaştıracak bir “tercüman” üretebilir miyiz?
Geldiği
nokta, bir elbise giyeceksiniz ve içimizde farkında olmadığımız değişimleri
öğreneceğiz! Bedenin biyolojik dilini okuyacağız!
Materyallerin
piezo elektriksel etkisi kendisini bu noktaya getirdiği için de Pierre
Curie’den “bilim aşkım” olarak söz
ediyor.
Ama o aynı
zamanda Atatürk’ün de kızı, diyor ki
Atatürk
de hayat felsefemi borçlu olduğum insan! Ne zaman derde düşsem ona sığınırım!
Çok şey
anlattı Dağdeviren.. Şimdilik bu kadar. Karşımızda çok zeki bir bilim insanımız
duruyor. Onunla daha çok karşılaşacağız, yazacağız ve çizeceğiz.
Geleneksel
Erdal İnönü günü
(*)
Kültür Üniversitesi her yıl uluslararası değerde bilimcimiz Erdal İnönü’yü anma
günü düzenliyor, Erdal İnönü Vakfı
ile birlikte. (Düzenleyici Prof. Dursun
Koçer). Tabii ki Özden Toker
(İnönü’nün kızı), Sevinç İnönü
(Erdal Beyin eşi) ve Gülsüm Bilgehan
(Özden hanımın kızı, CHP Milletvekili) her yıl olduğu gibi konferanstaydılar.
Kültür Üniversitesi’nin kurucusu Fahamettin Akıngüç, İKÜ Rektörü Erhan Güzel, İnönü’yü sevenler, Doğan Kuban, Murat Karayalçın, Ercan Karakaş ve Ömür Akyüz’den tutun Çoşkun
Özdemir’e kadar çok sayıda tanıdık isim ve bilimsever.. İKÜ ne kadar iyi
yapıyor bu geleneksellikle! Bu yılki davetli konuşmacıydı Canan Dağdeviren (ailesiyle birlikte!), mükemmel seçim!
Herkese
Bilim ve Teknoloji, gelecek Cuma sayısında konuya derinlemesine dalıyor.
İzleyin!
13 Şubat 2017 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder