Dünyada hiç bir imparatorluk,
kendiliğinden bu gücünden vazgeçmemiştir. Bir şekilde kaçınılmaz olarak
başkaları tarafından geçilmiş, kendi içinde erimiş, parçalanmış, kabuğuna
çekilmiştir. Bütün büyük güçlerin sonu bu: Çöküş.
Güç, varlığını ekonomiden, zenginliğinden,
askeri gücünden, kültüründen ve yayılmasından alır. Ekonomik büyük gücü, zenginliği,
yoksa, askeri gücü ayakta tutamaz. Askeri gücünü de mutlaka bir şekilde
kullanır. Henüz tersi görülmedi!
300 yıllık sanayi toplumu müktesebatı
tarafından yönetildiği için dünya, içinde yaşadığımız koşullarda da bu
müktesebat geçerlidir. Bakın, Bush gelmiş, Obama gitmiş, Trump gelmiş.. bu
müktesebat içinde yer alır hepsi ve ona uygun davranır. Diğer ülkeler de!
Amerikalılar (Neocon), Bush ile birlikte
21.Yüzyılın Amerikan Yüzyılı olacağı üzerine neler döktürdüler. Daha başında,
önce Irak savaşı (20023) ardından da kapitalizmin ulaştığı küresel ahlaksızlık
boyutu (2008) ABD’yi çökertti. Çabuk yaşlandı. Roma, Osmanlı, Asyadakiler,
17-18.yüzyılların büyük imparatorlukları, İngiliz vb daha uzun yaşadılar, çünkü
zamanı yaşamanın hız faktörleri değişti.
1935’e
kadar
Yeni yüzyıla Çin’in damga vuracağını ilk
yazıp çizenler Amerikalı siyasi-ekonomik analistler oldu sanırım. Dahası tarih
bile verdiler. Bu ekonomik gelişme ve ABD ve Batı’nın bu ekonomik durgunluğu ve
krizi ile, Çin 2035’e kadar dünyanın 1 nolu ekonomik gücü olacak, derdi. Bence
bu hesaplamada hız faktörünü yine de düşük tuttular!
ABD yeni stratejik planını, siyasi ve
askeri olarak 2010-11’de resmileştirdi. Plan Amerikan ulusal çıkarlarını
savunmanın yeni ana hatlarını belirtiyordu.
Size şunu belirteyim: Bu belgelerin hepsi
ABD’yi en büyük süper güç ve “savaş
halinde bir ülke” olarak görür. Ve ayrıca tek başına, herhangi bir
uluslararası kurumun kararı olmadan, askeri gücünü kullanma hakkını da saklı
tutar.
ABD’nin stratejisi şüphesiz ki Çin’i ve
Hindistan’ı ve Rusya’ya anar. Çin’in büyüyen askeri ve ekonomik gücü nedeniyle
Pasifikteki ABD ittifaklarını, Güney Kore, Japonya’yı tehlikeye soktuğunu
söyler ve Çin’e karşı askeri stratejisini yeniden çizer. Ayrıntılara
bakarsınız.
ABD
Çin’i nasıl engelleyebilir?
Mesela ekonomik güç olarak? Ekonominin
küresel dinamiklerini nasıl geriye çevirir? Çin’in ekonomik yayılmasının önüne
nasıl geçecekler? Ama küreselliği belirli alanlarda “geri çevirme” olasılıklarının
Trump ve Amerikalılar tarafından tartışıldığını belirtelim. Trump öncelikle bir
ekonomik savaşa hazırlanıyor. Beyaz Saray’a sertlikten yana ekonomist Peter Navarro'yu oturtuyor.
Çin, “Trump ekibinin Çin'e karşı sert bir tutum
takındığı gerçeğiyle yüzleşilmeli, her tür saldırıya karşı tam hazırlıklı
olunmalıdır.” (www.tercumeodasi.org/2016/12/cin-ile-abd-arasnda-guc-gosterisine.html)
Peki savaş? Çin büyük savaş için bir
bahane yaratmaz. Bunu, parçası olarak gördüğü Tayvan için bile yapmadı!
Tayvan’ın anavatan kucağına düşmesi beklentisi içinde. Ama Çin bir askeri süper
güçtür. Uzay gücüdür. Ekonomik güçtür..
Çin aynı zamanda Şanghay İşbirliği
Örgütü’nün üyesidir. ABD’ye karşı Çin, Rusya (ve Hindistan) tarafından
oluşturulmuş büyük bir “Rus-Çin Seddi” vardır.
İki
olasılık var:
Ya ABD barışçı bir evrim-süreci içinde
doğal geri çekilmeyi kabul edecektir... Bu zorunlu bir askeri küçülmeyi de
beraberinde getirecektir daha uzun zamanda.
Ya da, Amerika’da etkin savaş-yönetim
alışılmış müktesebatı, direnecektir. Bir dünya savaşı çıkarmak için bahane
çıkartmaya kalkışır mı? Yoksa aralarında geçici paylaşımlar- uzlaşmalarla mı
süreç sert-yumuşak ilerler?!
Batı toplumlarının savaştan yana tavır
alacaklarını düşünmeyin, şu mülteciler geliyor refah düzeyimiz düşüyor, kuşkusu
ile ayağa kalkan Batı toplumları mı dünya savaşı isteyecek...
Tabii
temel soru:
300 yıllık kötü müktesebatı-siyaset/ savaş/ kültürünü nasıl aşacak dünya?!
Alametler
Saati:
Jamal
Mahjoub,
Sudanlı İngiliz yazarın, Sudan’da 1880’lerde ortaya çıkan bir “Mehdi”nin halkı
İngiliz ve Osmanlılara karşı örgütlemesinin vahşi bir öyküsü. Tam, açlıktan ve
yoksulluktan kıvranan Sudanlıları “kurtaracak” bir Mehdi’nin ortaya çıkacağı,
çıkması gereken koşullarda geçen bir yaşam. İlknur Özdemir’in mükemmel
Türkçesi. Ortadoğu ve İslam dünyasını da anlamanın bir anahtarı.. Raşid’in
Dürbünü mükemmel kitabının yazarı. KırmızıKedi.
Gri
Kitap- Yolculuk
18 aralk 2002 ve Necip Hablemitoğlu
evinin önünde vurularak öldürüldü. AKP’nin yeni kurulan iktidarı ve tabii ki
katilleri hemen bulacağız demeçleri. Ama
bu kitap bu cinayeti değil, geride bıraktığı eşi Şengül Hablemitoğlu’nun, bir kadının, adeta bir yas hikayesi.
Yaşamın ölümle hesaplaşması. Şengül hanımı bu yasında yalnız bırakmayalım.
KırmızıKedi.
Kahramanlar
Öykülerle Yaşar
Balyoz- Ergenekon davalarının “Adalet Şehidi”, unutulmaz Ali Tatar adına
düzenlenen Edebiyat Ödülü’ne katılan
öykülerden bir seçki. Ali Tatar unutulmaz. Geride bıraktığı insanlık izi de asla
silinmez. Bu davaların adalet zinciri,tabii ki davayı açan ve yargılayanların
bedenlerine dolaştı. Ama henüz adaletin tam hesabı görülmedi. KırmızıKedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder