Daha ilk günden çok
sayıda tutuklama olacağı belliydi. Karar
siyasi olarak alınmış ve infaz için de gerekli yerlere iletilmişti. Bu tutuklamaların
geçmişi uzun. Geçmişi özellikle FETÖ ile kirli ve dinbazlıktan sabıkalı bir
iktidarın Cumhuriyet gazetemizle uzun bir hesaplaşma çetelesi tuttuğunu
biliyorduk. Burada upuzun bir liste sıralayabiliriz. Bu hesaplaşma salt bir
“gazete” ile değil, topyekün yakın geçmişle aynı zamanda.
Dinbaz siyaset, İslam
dünyasında hiç bir zaman demokrat bir iktidar olmamıştır, çıkartamamıştır.
Dinbazdan demokrat çıkmaz. Totaliterlik, ruhlarının parçasıdır. İktidarları, “namaz kılmayan hayvandır ve cezası ölümdür”
söylemlerine ekran açar. 6 yaşında
kızlarla evlenilir, cinsel ve kız çocuk sapıklığı dışa vurur. İslam
dünyasının perişanlığı ve nedenleri üzerine düşünecek kafası olmamış,
entelektüel kapasitesi gelişme ortamı bulamamıştır.
Türkiye’yi perişan etme niyeti
İslam temelinde iktidar
söylemi, totaliterlikle bezelidir. Dünyanın her yerinde.. Yanıbaşımızda,
çevremizde, yakında uzakta..
Ve orada hep savaş
vardır, baskı, idam, cinayet, diktatörlük.
Bu iktidar biçimi, çağdaş
uygarlıkla 400 yıllık bir mesafededir. Bu demektir ki, uygarların kölesi,
sömürgesi, pazarı, güdülediği olacaksın. Sürekli didişeceksin, senden
olmayanları adım adım yok edeceksin, ülkeyi parçalayacaksın ve parçalanacaksın.
Tek düşüncesi, o dünyaya
80 milyonluk bir ülkeyi daha katmak.
Tüm partiden
demokratlığa yakın söylemler tasfiye edildi, tüm konuşanlara bakın, hepsi
yukarıdakinin bir sureti gibi.
IŞİD terörünü beklerken..
Cumhuriyet’e saldırıyı
ben öncelikle IŞİD terörü ile bekliyordum.
O şimdilik gerçekleşmedi
ve önceliği iktidarın hukuk terörü aldı. (IŞİD’i beceriksizle suçlayanlar da
vardır aralarında!)
Hukuku, yargıyı gütmeye
başlayınca, onu bir terör silahı olarak kullanırsın. Yoksa neden yargıyı
kendine bağlayasın.. FETÖ de yargıyı ele geçirmişti, nedeni onu iktidarı için
bir terör silahı olarak kullanmaktı. Tepe tepe herkese karşı amacına uygun
kullandı. Yargı terörü, kapatmak ve içeri atmaktır insanları.. Ve orada ölmen
için uygun koşulları yaratmaktır.
HDP’ye eş başkanlı kayyum
Şimdi hukuk terörü ile
aynı silahı kullanıyorlar. Boşuna yargıyı FETÖ’nün elinden koparıp almak için 3
yıldır çalışmıyorlar! Bu silahla hem FETÖ’yü hem de “düşman” kim varsa
defterlerini dürmek için. Aralarında bir fark var mı?
Ne kadar kullanışlı bir
“adalet”…
Adamlarının ellerine
verdiler listeyi ve arkadaşlarımızı Silivri’ye gönderdiler. Eş zamanlı olarak,
Kürt siyasetine yasal bir zemin bırakmamaya yönelik tutuklamalarla birlikte.
Şimdi sıra Cumhuriyet’in başına kayyum atamaya mı
geldi?
Cumhuriyet yetmez, bence
HDP’ye de eş başkanlı, bir erkek bir kadın
kayyum atamalılar.
Hukuk diye bir komedi
ortalıkta.
“O manşeti neden attın?” İnsanın, elinin körü diyesi geliyor.
Diktatörlerin yanında sadece adamları olur
Ve sistemik ve
hiyerarşik olarak “defter dürme” faaliyetleri ile iştigal ederler.
Hiyerarşinin en alttaki
ve uygulayıcısı da en iyi tetikçidir.
Musa Kart, “kedi”sinin ve karikatürlerinin hesabını veriyor.
Tazminat davası açsa, şu sıralarda buna güçleri yetmeyecek. Toplu operasyonla
defterini dürüyorlar.
Kadri Gürsel, üstelik uluslararası gazeteci kimliği ile
yazdıklarının hesabını veriyor.
Turhan Günay, Önder
Çelik, Murat Sabuncu, Güray Öz, Bülent Utku, M. Kemal Güngör, Hakan Kara.. Silivri zindanlarına
tıkıldılar
Bir gerekçeye ihtiyaçları olduğunu mu
düşünüyorsunuz?
6 Kasım 2016 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder