SAYFALAR

12 Kasım 2016 Cumartesi

Atatürk, “cahil toplum”un panzehiri lider


Kaynaklarda Osmanlı nüfusunda 1900 öncesinde okuma yazma bilme oranı yüzde 1’dir. Bu oranın müslüman nüfusu ait olduğu varsayılabilir. 1920’den önce okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 6, kadınlarda binde 5 olarak verilir. Biz bu “padişahlık dönemi” nüfusu devraldık Türkiye olarak.
1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı, padişah sultasıyla idare edilemeyen ve Batı karşısında kayıp-eriyip giden bir imparatorluk durumunun ürünüdür.. Cumhuriyetin ilk harcı ta o zaman kondu denebilir. Bilim yok, teknoloji yok, güzel sanatlar yok, fabrika yok, felsefe yok, düşünce üretimi yok, çünkü özgür insan yok..
Daha çok özgürlük ve milletin yönetime katılma denemesi, bir varoluş silkelenmesiydi şüphesiz ki. Ancak o zamandan sonra, “yok” diye saydıklarımızdan, öncelikle insanın yaratıcı faaliyetlerinde bir kıpırdanma olmaya başladı. (Türk dili ve Türk varlığının keşfi dahil!)
Yok oğlu yokların hüküm sürdüğü bir imparatorluk, çöker. Çünkü bu yokların sonucu olarak da, para yok, sermaye yok, özgür kafa yok, ama borç var. Neredeyse batılıların himmetiyle ayakta durmaya çalışan bir imparatorluk. Çünkü aralarında henüz kimin hangi Osmanlı parçasını pençeleyip koparacağı konusunda bir uzlaşma-paylaşma anlaşması yok.
Hangi aptal bugün kalkıp ama iman var, padişah var, hilafet var diyorsa ona ne zırvalıyorsun, denebilir ve imparatorluktan sonra şimdi Türkiye’nin de çöküşünün hazırlayıcıları gözüyle bakılabilir.

Cahil toplum ne demektir?

Burada iki yazıdır üzerinde durduğumuz konu şu: “Biz Osmanlıdan cahil toplum miras aldık.”
“Cahil toplum” nitelemesi halkın küçümsenmesi değildir.
“Cahil toplum” öncelikle toplumu var edecek ve ileriye doğru taşıyacak çağdaşlığı üretecek bilim, sanat, teknoloji, güzel sanatlar, felsefe, mantık, siyasal teoriler gibi faaliyetlerin; işçi hakları savaşı, insan ve kadın hakları mücadelelerin olmayışı demektir. Bunlar toplumsal üretimin tümünü oluşturur.
Bu alanlarda ciddi bir üretim ve birikim ortaya koyamayan toplumlar cahil toplumlardır. Toplum, yaratıcılık ve üreticilik alanlarında kendi hiyerarşik niteliksel piramidini yaratamıştır.
Ama çok iyi bir Padişahlığa dayalı yiyici –tüketici piramidi vardı. Bu “egemen sınıf” üretici olmayınca ve halkın, insanın üreticiliği için de yolları açmayınca, ortada elde var sıfırdan başta bir şey kalmaz.
Bu, çöküşün nedeni ve tarifidir.

Cehaletin panzehiri
Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan tüm reformların-devrimlerin bir örneğine, üstelik 15 yıl gibi kısa bir süre içinde, dünyada rastlayamazsınız.
Toplumun ve insanımızın önündeki tüm engellerin yıkılması için harekete geçti Ata. Çünkü toplumun yaratıcı gücü, özgür düşüncesiyle ayakta kalır bir ülke. Yoksa çöker gider.
Atatürk bu nedenle özgürlüğün adıdır. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir olayın yaratıcısıdır. Yarattığı büyük bir ülke kurma -inşa etme heyecanını tüm ülkeye yaymıştır ve o dönemin Cumhuriyet kuşakları böyle yetişmiştir.
Cumhuriyet, bu kuşakların kanatları altında bugüne varabildi. İslam ülkelerinin batak dünyasından sıyrılabildi ve bugün 8500 TL adam başına milli gelire ulaştı.
Fakat, yaratıcı bir toplumsal hamurun oluşması, kuşaklar arası bir gelişmeyle gerçekleşebilir ancak. Bugün ise Herşeyimizi, en azından bir sürü şeyimizi kaybedebiliriz.

Osmalıdan tek miras padişahlık!

Cumhuriyete iki ayyaş; ülke ve yurtta barışa, ülkede ve dışta savaş; Cumhuriyet kazanımlarına alçak yalanlarla camileri yıktılar palavrasına indirgediğiniz, özgür bireyler yaratma ve kulluktan kurtarma heyecanına vay tarikatları zaviyeleri kapattılar diye baktığınız zaman, tutunacak hiç bir şeyiniz kalmaz.
Gidilecek yer tarihin çöplüğüne adaylıktır.
Evet vurguluyoruz: Osmanlıdan bize cahil bir toplum miras olarak kaldı.
Bu nedenle de bugünün egemenleri, Cumhuriyetin kazanımlarını red ettiklerinde, Osmanlıdan ortada tek görünür olan salt “padişahlık ve padişahlara” sahip çıkıyorlar.
Çünkü geride sahip çıkabilecekleri ve örnek alacakları bir miras yok gibi!

Çok üzgünüz!

Atatürk ve arkadaşları bugün bize bir yurt kazandırdı. Atatürk, cephelerde sandıklarda taşıdığı ve altlarını çizerek okuduğu 4 bin kitabıyla, Cahil Toplumun panzehiri ve aydınlık bir ülkenin meşalesidir.
İyi ki doğdun! Yazık ki çok erken aramızdan ayrıldın! Çok üzgünüz, çünkü toplum seni bir türlü aşamadı..

O nedenle Anıtkabir dolup boşalıyor her fırsatta!
10 Kasım 2016 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder