Biraz
spekülatif karakter taşıyabilir. Ama, “bu
darbeyi RTE tezgahladı” gibi temelsiz bir komplo teorisiyle, üşengeç
beyinlerin uydurmasıyla bu tür uydurmalarıyla ilgisi yok. Dün bir muhalife “yani ömrü boyunca hapis yatacak yüzlerce
subayı kandırıp kendine darbe mi tezgahlattı” diye sordum. Bana “banka hesaplarına bak” dedi J ! Fakat toplumda ve pek çok kanaat önderliğine
soyunmuş insanda bu yaygın düşünceyi gördükçe, umudum sıfırlanıyor!
Soruyu daha net soracağım: RTE darbe olabileceğini güçlü bir olasılık olarak
biliyor-görüyor muydu? Eğer böyleyse, darbeyi önlemek için neden ciddi önlemler
almadı? “Hele bir harekete geçsinler,
topu açığa çıkar ve hepsini tepeleriz”, diye düşünmüş olabilir mi?
RTE masasındaki bilgiler
RTE-İktidarın
elinde, F-Tipi örgütlenmenin Ordu içinde ne kadar yaygın olduğu bilgisi var
mıydı? Bu örgütün darbeye kalkışabilecek bir güce sahip olduğu sanılıyor muydu?
RTE’nin
masasına konan istihbarat raporlarından haberdar değiliz. Ama, bu tür
subayların en azından general düzeyinde çok sayıda varlıkları konusunda, Balyoz
ve Ergenokon, Askeri Casusluk gibi davalarda yargılanarak sonra beraat eden ama
emekli edilen subaylar isim isim sayılıyordu. RTE masasında bu bilgilerin
olmaması mümkün değil.
“Darbeye hazırlanıyorlar!”
Bu
subaylardan ve “TSK’de Şakirtlerin İşgali mi, Fethullahın Askerleri “ (Haziran
2016)” kitabını yayımlayan, Ordu içindeki bu yapılanmayı en iyi izleyen emekli
albay Mustafa Önsel durumu çok net
ortaya koyuyordu. (Şunu belirteyim ki şimdi Genelkurmay, bu kitabından dolayı
Önsel’in Ordu evlerine girişini yasaklamıştı!)
8 Şubat 2016’da Odatv’de yayımlanan yazısında da, “Cemaatçi
Cunta darbeye hazırlanıyor” diyordu. Bu yazısında şunu da belitiyordu:
“Geçtiğimiz günlerde Fethullah Gülen Herkül.org denilen sitede ‘Cennetin
kılıçların gölgesinde olduğunu, savaş halinde kılıcın hakkını vermek
gerektiğini’ söyledi. Hemen akabinde Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç, ‘Zorbalar
kılıç kullanır da mazlumların kılıç kullanma hakları yok mu?’ dedi.”
(http://odatv.com/cemaatci-cunta-darbeye-mi-hazirlaniyor-0802161200.html)
“Kılıç” ve “Son Kale”
Cemaat her yerde dağıtılıyordu: İşadamları ve destekçileri, bizzat
yönettiği mali vb şirketler, medya, emniyet, yargı… Sadece Ordu içine pek
dokunulmamıştı. Cemaatçilerin son ve tek güvendikleri yer “kılıç”a sahip
olanlardı! Zaten tarihleri, kılıçlarını Gülen’e teslim eden genç üstteğmen öyküleriyle
doludur. Bir de Ordu onlar için “Son
Kale”dir. Gülen’in bu başlıklı yazısı herşeyi anlatır (Çatışmanın Anatomisi,
kitabım)
Cemaati
Ordu içinde soruşturduğu için gazaba uğrayan askeri savcı Ahmet Zeki Üçok da “Ordu içinde Fethullahçı albay ve generalleri
isim isim biliyorum” diyordu. (Yine A. Hakan’a konuşan Dursun Çiçek ise, Fethullahçıların
darbe yapma ihtimali sıfırdır,” diyecekti!!!)
Darbeden bir gün önce
Bu
arada, ordu içindeki örgütün neden harekete geçtiğine ilişkin çok temel bir
gelişme de, İzmir’de, Önsel’in bilgileri doğrultusunda başlayan soruşturma ve
amirallerin tutuklanmaya başlanması olayıdır. 14 Temmuz’da, yani darbe
girişiminden 1 gün önce şu haberi unutmayın:
“İzmir’de aralarında
amirallerin de bulunduğu muvazzaf askerlere yönelik operasyon sürerken, TSK’da
toplam 1700 muvazzaf subay astsubay ve 400 sivil memurla ilgili soruşturmanın
devam ettiği öğrenildi.” (Aydınlık).
“Son
Kale” ve “Kılıç”a yönelmişti tasfiye.
RTE Tezgahı?!
Peki
RTE darbe olasılığını ciddiye almadı mı? MİT’in raporları ve siyasal istihbarat
ve değerlendirmelerde şüphesiz ki bu olasılığın gündemde tutulduğu
varsayılabilir. İki seçenek var.
Ya
“böyle bir olasılık varsa bile az. Ayrıca
bir soruşturma başladı ve arkasından tasfiye zaten gelecek…” dediler.
Ya
da “Genelkurmay ve Ordu komutanları
bizimle birlikte. Cemaatçiler bir harekete kalkışsa bile başarıya ulaşma
şansları yok, bastırılır, böylece topu birden ortaya çıkar ve hepsini
tepeleriz.” diye düşündüler.
Hayır, öngörme yok
Bu
ikinci yorumda bulunmuş olabilirler mi? Ben bu olasılığı az buluyorum. Eğer bu
olasılık doğruysa, RTE yine önemli ve
büyük bir risk aldı demektir. Fakat bu risk çok büyüktür, ucunda ölümler,
cinayetler, iktidarı kaybetmeler, çok daha büyük kıyımlar vardır.
Böyle
bir risk almadı, darbeye kalkışma olasılığıın çok zayıf gördü.
Zaten onları kısa sürede tasfiye
edeceğiz, diye düşündü.
Ama
örgütün, “Son Kale” ve “Kılıç” söylemlerinin ardında yatan düşünceyi
kavrayamadılar denebilir.
Yani
ne bir “RTE Tezgahı” var, ne de bir öngörme ve önceleme..
Darbeci uçakların RTE’nin uçağını
saptayamadıkları ve kıl payı kaçırdıkları yorumu doğruysa, sıfır öngörmenin
bedelini çok ağır ödeyecekti.. (Yarın
devam: ABD)
18 Temmuz 2016 Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder