SAYFALAR

19 Temmuz 2016 Salı

RTE, darbe olasılığını görmüş ve “bırakın, tepeleriz” demiş olabilir mi?


Biraz spekülatif karakter taşıyabilir. Ama, “bu darbeyi RTE tezgahladı” gibi temelsiz bir komplo teorisiyle, üşengeç beyinlerin uydurmasıyla bu tür uydurmalarıyla ilgisi yok. Dün bir muhalife “yani ömrü boyunca hapis yatacak yüzlerce subayı kandırıp kendine darbe mi tezgahlattı” diye sordum. Bana “banka hesaplarına bak” dedi J ! Fakat toplumda ve pek çok kanaat önderliğine soyunmuş insanda bu yaygın düşünceyi gördükçe, umudum sıfırlanıyor!
Soruyu daha net soracağım: RTE darbe olabileceğini güçlü bir olasılık olarak biliyor-görüyor muydu? Eğer böyleyse, darbeyi önlemek için neden ciddi önlemler almadı? “Hele bir harekete geçsinler, topu açığa çıkar ve hepsini tepeleriz”, diye düşünmüş olabilir mi?

RTE masasındaki bilgiler

RTE-İktidarın elinde, F-Tipi örgütlenmenin Ordu içinde ne kadar yaygın olduğu bilgisi var mıydı? Bu örgütün darbeye kalkışabilecek bir güce sahip olduğu sanılıyor muydu?
RTE’nin masasına konan istihbarat raporlarından haberdar değiliz. Ama, bu tür subayların en azından general düzeyinde çok sayıda varlıkları konusunda, Balyoz ve Ergenokon, Askeri Casusluk gibi davalarda yargılanarak sonra beraat eden ama emekli edilen subaylar isim isim sayılıyordu. RTE masasında bu bilgilerin olmaması mümkün değil.

“Darbeye hazırlanıyorlar!”

Bu subaylardan ve “TSK’de Şakirtlerin İşgali mi, Fethullahın Askerleri “ (Haziran 2016)” kitabını yayımlayan, Ordu içindeki bu yapılanmayı en iyi izleyen emekli albay Mustafa Önsel durumu çok net ortaya koyuyordu. (Şunu belirteyim ki şimdi Genelkurmay, bu kitabından dolayı Önsel’in Ordu evlerine girişini yasaklamıştı!)
8 Şubat 2016’da Odatv’de yayımlanan yazısında da, “Cemaatçi Cunta darbeye hazırlanıyor” diyordu. Bu yazısında şunu da belitiyordu: “Geçtiğimiz günlerde Fethullah Gülen Herkül.org denilen sitede ‘Cennetin kılıçların gölgesinde olduğunu, savaş halinde kılıcın hakkını vermek gerektiğini’ söyledi. Hemen akabinde Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç, ‘Zorbalar kılıç kullanır da mazlumların kılıç kullanma hakları yok mu?’ dedi.” (http://odatv.com/cemaatci-cunta-darbeye-mi-hazirlaniyor-0802161200.html)

“Kılıç” ve “Son Kale”

Cemaat her yerde dağıtılıyordu: İşadamları ve destekçileri, bizzat yönettiği mali vb şirketler, medya, emniyet, yargı… Sadece Ordu içine pek dokunulmamıştı. Cemaatçilerin son ve tek güvendikleri yer “kılıç”a sahip olanlardı! Zaten tarihleri, kılıçlarını Gülen’e teslim eden genç üstteğmen öyküleriyle doludur. Bir de Ordu onlar için “Son Kale”dir. Gülen’in bu başlıklı yazısı herşeyi anlatır (Çatışmanın Anatomisi, kitabım)
Cemaati Ordu içinde soruşturduğu için gazaba uğrayan askeri savcı Ahmet Zeki Üçok da “Ordu içinde Fethullahçı albay ve generalleri isim isim biliyorum” diyordu. (Yine A. Hakan’a konuşan Dursun Çiçek ise, Fethullahçıların darbe yapma ihtimali sıfırdır,” diyecekti!!!)

Darbeden bir gün önce

Bu arada, ordu içindeki örgütün neden harekete geçtiğine ilişkin çok temel bir gelişme de, İzmir’de, Önsel’in bilgileri doğrultusunda başlayan soruşturma ve amirallerin tutuklanmaya başlanması olayıdır. 14 Temmuz’da, yani darbe girişiminden 1 gün önce şu haberi unutmayın:
İzmir’de aralarında amirallerin de bulunduğu muvazzaf askerlere yönelik operasyon sürerken, TSK’da toplam 1700 muvazzaf subay astsubay ve 400 sivil memurla ilgili soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.” (Aydınlık).
“Son Kale” ve “Kılıç”a yönelmişti tasfiye.

RTE Tezgahı?!

Peki RTE darbe olasılığını ciddiye almadı mı? MİT’in raporları ve siyasal istihbarat ve değerlendirmelerde şüphesiz ki bu olasılığın gündemde tutulduğu varsayılabilir. İki seçenek var.
Ya “böyle bir olasılık varsa bile az. Ayrıca bir soruşturma başladı ve arkasından tasfiye zaten gelecek…” dediler.
Ya da “Genelkurmay ve Ordu komutanları bizimle birlikte. Cemaatçiler bir harekete kalkışsa bile başarıya ulaşma şansları yok, bastırılır, böylece topu birden ortaya çıkar ve hepsini tepeleriz.” diye düşündüler.

Hayır, öngörme yok

Bu ikinci yorumda bulunmuş olabilirler mi? Ben bu olasılığı az buluyorum. Eğer bu olasılık doğruysa, RTE yine önemli ve büyük bir risk aldı demektir. Fakat bu risk çok büyüktür, ucunda ölümler, cinayetler, iktidarı kaybetmeler, çok daha büyük kıyımlar vardır.
Böyle bir risk almadı, darbeye kalkışma olasılığıın çok zayıf gördü.
Zaten onları kısa sürede tasfiye edeceğiz, diye düşündü.
Ama örgütün, “Son Kale” ve “Kılıç” söylemlerinin ardında yatan düşünceyi kavrayamadılar denebilir.
Yani ne bir “RTE Tezgahı” var, ne de bir öngörme ve önceleme..

Darbeci uçakların RTE’nin uçağını saptayamadıkları ve kıl payı kaçırdıkları yorumu doğruysa, sıfır öngörmenin bedelini çok ağır ödeyecekti.. (Yarın devam: ABD)
18 Temmuz 2016  Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder