SAYFALAR

29 Nisan 2016 Cuma

İşte böyle gümmm diye gelir, “Laikliği özgürleştirme operasyonu!”


Takke düştü kel göründü denir ya, görünen kelin tamı Meclis Başkanına ait. Yarısı da Saraya ve iktidara!
Küçüklüğünden beri ülkeyi, giysisi, kafası, eli - ayağı her şeyiyle İslamileştirmek için çalışan birisi. Beyni sadece o noktaya çalıştı, yaşamı faaliyeti buna adanmış. Siyasal İslamın “büyük ağabeyi”. Erbakan’ın üstelik Kültür Bakanı eskisi.. Taa o zamanlar faaliyetlerini Odatv sayıp dökmüş.
Erbakan ile birlikte tabii ki o dönemler “laik cumhuriyet”te, tam bir dam üstünde saksağanlar. Güya “zulüm” görmüşler. Ne zulmü? Ülkeyi İslamileştirmelerine engel çıkartılmış! Kahrolsun Kemalist yasalar, Laikler ve uygulamaları!
Tabii en büyük engel, “Kemalist laikçilerin” Anayasası.. (*)

Anayasayı nasıl iğdiş etmeli

Bu anayasa ile birlikte Türkiye’yi de iğdiş etmeden rahat yüzü görmeyecek ve gözü kapanmayacak bir siyasal dinci. Türkiye parçalanırmış, birbirini yiyen İslam ülkelerine dönüşürmüş, kan gövdeyi götürürmüş. Umurunda mı! Yeter ki siyasal İslami elbise giydirilsin. Türkiye mi? Çek kuyruğunu gitsin! Ümmeti var, ülke de vatan da neymiş.. Vatan, ümmetin var olduğu her yerdir!
Saray tuttu onu oraya yerleştirdi. Sadece hatır gönül vefa değil..
Rizeli olması da değil sadece. Oradaki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Kurucusu ve başkanı olması da değil.. Bunlar RTE için son güvenirliğini anlatır.  Ama esas güvenirliği tabii geçmiş siyasal hayatı! Ömür boyu tezgahlardan geçerek siyasal İslamcılığını kanıtlamış biri.
Ne zaman elinden tutulup yeniden Meclis’e sokuldu? Siz buna bakın: 2015 Kasım seçimlerinde.. Bilinçli amaçlı. Dikkat edin, adım adım, Türkiye’nin dönüştürüleceği istikamette yeni bir merhale saptandığı anda, İsmail Bey ortaya çıkıyor! Meclis’e sokuluyor, Başkanlığa oturtuluyor, orasının bir önemi de Cumhurbaşkanına vekalet yeri!
Yani RTE kendisine vekalet edecek adamı seçerek getirtiyor!

Görev tamam, komutan!

Vee İsmail bey Başkanlık Anayasa’sında çoook veciz düşüncelerini açıklıyor: Laiklik çöpe! İslamci anayasa borusunu öttürüyor!
Sadece o kadar mı- hayır tabii ki.. Anayasa Komisyonunu da çalıştırmayıp dağıtan (Saray’dan bağımsız sanmayın!) ve RTE Anayasası’nı Meclise doğru hızlandıran baş kişi!
RTE, tüm kilit noktalarına en güvenilir, ve herşeyi kontrol edebileceği kişileri, anaçları yerleştirme ustasıdır. Hükümette maraza çıkarsa da istediği her şeyl çizdiği yönde ilerler.. Ayrıca Kabine’de de kilit mevkiler Saray’da.
İsmail bey laik değil. Sarayda ikamet eden de!

Yarı laik yarı İslamcı Anayasa!

RTE’nin güvenilir adamı boş konuşmadı. Durup dururken de!
Perde gerisinde Meclis’e getirilecek Başkanlık Anayasası var!
Ortaya çıkıyor ki, “laikliği atmayacağız, ama onu işlemez hale getireceğiz, yanına İslamı, Kutsal Kitabı koyacağız, böylece ‘özgürlükçü laiklik’ olacak!”
İsmail bey ölümü göstermek görevini tamamlamış, Saray ve AKP milleti sıtmaya razı etmeyi üstlenmiştir: “O kötü adam, hiç onun gibi düşünür müyüz, laiklikten vazgeçmeyiz, ama laikliği özgürleştireceğiz sadece.
Eeee Başbakan ve diğerlerin tümü, boşuna “Özgürlükçü laiklik” teranesi tutturmuyor!
İsmail Bey, Atatürk’ü ve Cumhuriyeti’ni kapatıp, RTE Cumhuriyeti’ne yol açmanın adı olarak hizmette!


DOĞRU BİLDİĞİNİZ YANLIŞLAR

Soner Yalçın dillere yapışmış ve çok sık kullanılar bilinen sığınılan pek çok yanlışı, tarihten ve güncel söylemden ayıklamaya girişmiş.
Küpeli Yavuz Selim resminin aslında Şah İsmail olduğunu, Kanuni Sultan Süleyman’ın çok sık kullanılan”Halk içinde muteber bir nesne yok ki devlet gibi/ Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” teranesinin aslının sanılıdğı ve kullanıldığı gibi edğil, şöyle olduğunu açıklıyor:
Hayatta en değerli şey mutluluktur / Mutlulukların en yücesi bir solunum doğruluktur.” Sevdim bu işi!
Bunlar Soner’in Önsöz’ünden. Kitabı karıştırıyorum. Tabii kitap bu tür yanlışları düzeltmenin yanı sıra, daha çok geçmişte, yakın geçmişte ve bugünkü siyasal söylemde kasıtlı olarak öne sürülen bir dizi olguyu de yerli yerine oturtma operasyonuna da girişmiş! Camileri ahır yaptınız” yalanından AKP’nin Süleyman Şah Türbesini bombalama gerçeğine kadar..”
Ne çok okunacak Galati Meşhur var. Kitabı da bölümlemiş, “Erdoğan’ın kayıp ikizleri”nden, son bölüm “Ajan gazetecilere” kadar. Eline sağlık..

(*) Biliyorsunuz laikliği savunanların tümünü beş yıl önceye kadar laikçiler diye yaftalıyordu liboş, iktidar yalakaları! Bu deyim onların eseridir!
28 Nisan 2016 Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder