Cumhurbaşkanı “kuvvetler birliği uyumlu”
tek adam rejimini kurma planında tamamen saray destekçisi “Türkiye Anayasa Platformu”nu devreye soktu. Sözcü ve gövde, tamamen
kontrol altında, İslami ideolojik, vakıf, dernek Memur-Sen, Ensar Vakfı, TÜRGEV,
Müsiad, İHH, Hak-İş, İlim Yayma Cemiyeti.. gırla. İlkeleri var: Gezi direnişine
karşı olma, 17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşveti reddetme.
Ama “bizi AKP’ye yakın olarak kategorie etmeyin”
diyorlar. Evet ben onları Marslılara çok yakın kabul ediyorum.
İlk toplantılarını rastlantı bu ya Cumhurbaşkanı
ile yaptılar. İçeride ve dışarıda “milletimizi bilgilendirme” toplantıları
yapacaklar sürekli. “Başkanlık sistemi önemli bir fırsat” dediklerine göre,
neyin ve kimin propagandası için yollara düştükleri de net. Dahası, “başkanlığa
karşı olanlar milli iradeye de karşılar” gibi ucubenin de ucubesi büyük
laflar de ediyorlar.
Bir de kendisini “eski komünist partili” diyen, Cumhurbaşkanının
“muhafazakar sol demokrat”
kontenjanından başmüşavir, avukat Mehmet
Uçum gibileri de piyasada. “Milli, Türk tipi, RTE’ye başkanlık”
anayasasının ne kadar yararlı olduğunu anlatmakla sorumluluk üstlenmiş.
Çabaları
boşuna mı?
Bunlar artacak, çoğalacak durmadan;
televizyonlarda, gazetelerde boy gösterecekler. Ne kadar süreyle, içine
girdiğimiz bu sürecin doruk noktası ne olacak, bilmiyoruz, ama Cumhurbaşkanının
bir zamanlaması vardır. Mesela 6 ay. Her ay kamuoyu yoklamaları ile bu
eşgüdümlü, milleti inandırma faaliyetinin sonuçlarına bakacaklar, ne kadar
mesafe aldık diye.
Peki, kamuoyu yoklamalarında yüzde 35’in altında
gözüken Başkanlık Rejimi’ni kabul ettirmeleri mümkün olacak mı, yoksa boşa bir
çaba içindeler mi?
1) Cumhurbaşkanı sanki
başkanlık rejimi önerisini salt kendi isteğiyle halka götürebilirmiş ve
referandumda oylayabilirmiş gibi davranıyor. O kadar emin.
2) Anayasa komisyonunda
uzlaşmazlık çıkacak; veya az bir olasılıkla, başkanlığı sıkı denetleyecek,
denge-fren sistemleri kurulmuş, RTE’nin sevmeyeceği bir anayasa sistemi önerisi
gelebilir.
Kimin
önerisi Meclis’e gelir
3) Ama Meclis’e her
durumda bir anayasa önerisi gelecek. Uzlaşmazlık halinde, Meclis’teki adamları
Reis’in önerisini sunacaklar. Bu aşamada, Davutoğlu ve arkadaşları, kendi
başkanlık önerilerini Meclis’e sunma cesaretini gösterirler mi? Bu,
Davutoğlu’nun karşı çıkma gücüne bağlı. Bu güç, bugün sınırlı gözüküyor. Sadece
itirazlar şeklinde. Meclis’e getirecekleri anayasa önerisinin, RTE-Davutoğlu
uzlaşmasını yansıtma olasılığı yüksek.
4) Meclis’deki oylamada
Saray+Hükümetin başkanlık rejimine evet çıkması, bugünkü dağılımda mümkün
değil. Meclis’te MHP’yi parçalamak gibi niyetleri var. Ama MHP’yi böylece yok
etme tarihsel misyonunun altına hangi milletvekilleri girer? Bu olasılığı az mı az görüyorum.
5) Meclis’te 330’u
bulamayınca, Anayasa önerisi kadük kalacak. Bulurlarsa gerçekten büyük olay olur
ve referanduma gider.
Bulamazlarsa
erken seçim
6) Bulamazlarsa, ki yüksek
olasılık bu, yeni, seçim gündeme gelecek. Şimdiden gündeminde Sarayın. İşte bu
noktada Saray- hükmet çatışmasının doruğunu yaşayabiliriz. Davutoğlu kesin
seçime karşı, icraat hükümetiyiz, millete seçimi dayatırsak yeniliriz
düşüncesinde. Ama bu düşüncesinde ısrar etme kararlığı şüphesiz ki parti ve
hükümet içindeki dengelere bağlı. Tabii “kendi
kişisel ağırlığını”nda ısrar etme, bunu deneme olasılığı da yok değil.
7) RTE’nin kesin kararı
seçimdir. Davutoğlu’nu da buna zorlayacaktır, Meclis’teki milletvekillerini de.
Milli
iradeden korkuyorlar, teranesini piyasaya sürmeleri de, erken seçime
hazırlığın parçası.
8) Saray seçimde başarı
kazanır mı? Tek olasılık, MHP veya HDP’nin baraja takılması. Veya ikisinin
birden. En çok üzerinde çalışılan MHP seçmeni! RTE seçmene demek istiyor ki, “Benden
daha iyi bir MHP’li başkan ve parti mi bulacaksınız, işte ben buradayım”.
Tabii, PKK’nın da terör politikasıyla, daha
önceden yazdığımız gibi, RTE’yi başkan yapma olasılığı da var!
2 Şubat 2016 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder