SAYFALAR

2 Şubat 2016 Salı

Anayasa: Otoriterliğe Karşı Bir Kampanya Önerisi


Cumhurbaşkanı başkanlık rejimini bu ülkeye kabul ettirebilmek için  propaganda ve kampanyasını adım adın tırmandırıyor. Son olarak bir eşik daha atladı ve ülkemizde otoriter bir rejimi yerleştirmek için oluşturulduğu açık olan yandaş derneklerin Yeni Anayasa Platformu’nun ilk toplantısında net açıkladı: Kuvvetler Uyumu’da dayalı bir başkanlık rejimi..
Biz bunun böyle olduğu yazıp çizerken, bize nereden çıkartıyorsun Başkanlık sisteminde de denetleme fren sistemi vardır diyenlerin yüzlerini görmek isterdim.
Evet kuvvetler ayrılığını gözeten değil; başkanlığı denetleyecek ve dengeleyecek bir başkanlık sistemi değil.. Tüm kuvvetlerin, yani yasamanın ve yargının, varsa geride başka kuvvetlerin hepsinin, başkanlığı, yani Recep Tayyip Erdoğan’la uyum içinde çalışacak, onun emir ve talimatları çerçevesinde hareket edecek, kararlar alacak ve uygulayacak bir otoriter rejim...
Bana göre böyle bir rejimin adı faşizm veya faşizme çok yakındır, herşeyi tek adamın dudakları arasına verir. Örnekleri, bazı Latin Amerika ülkeleri, bazı Türki Cumhuriyetleri ve geçmişte daha eskiye giderseniz diktatörlükler, büyük otoriter rejimlerdir. Bunlar arasından Hitler ve Mussoliniler çıkmıştır.
Cumhurbaşkanı’nın, başkanlık ve üniter devletin bir arada bulunabileceğine örnek olarak Hitler Almanya’sını göstermesi, ne bir dil sürçmesiydi ne de sıradan bir örnekti.

Farklılıklar derinleşiyor
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında var olan ve yazıp çizdiğimiz derin görüş farklılıkları, net olarak ortaya çıktı.
Biz, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın dile getirdiği Başkanlık Sistemleri’nin birbiriyle ilgili olmadığını, aralarında büyük farklılıklar olduğunu söyledik.
Davutoğlu, dengeleme ve denetleme sistemlerine dayalı bir başkanlığa evet  demektedir, aslında asıl istediği ise (bugünkü) başbakanlığa dayalı parlamenter rejimdi. RTE ve adamlarının parti içindeki gücü nedeniyle, Başkanlık Sistemine evet demektedir. Fakat nasıl bir başkanlık sistemi olabileceğini de tarif ederek.
Şimdi Davutoğlu’nu izlemeye alın. “Kuvvetler uyumu”nu öngören bir sisteme evet diyecek mi. Evet demesi, kendi ipini çekmesi anlamına gelir. O taktirde dayatılana boyun eğmiş demektir.

İki merkez arasında gerilim
İki merkez arasında giderek adım adım büyük bir pozitif-negatif enerji biriktiğini şimdilik söylemekle yetineyim. Aynı zamanda Ankara’dan gelen kulis bilgileri de, Başbakanlık ve çevresinde rahatsızlığın giderek arttığını gösterir niteliktedir.
Bu konuyu yarınki yazımda işleyeceğim.
RTE’nin “Türk tipi” ve “milli anayasa” gibi, bize göre ülkemizdeki demokrasi kırıntılarına da silip süpürecek, evrensel ilkeleri öngörmeyen, ülkenin en bağnaz düşüncelerine yaslanacak bir anayasa isteği piyasaya sürüldü. Bu da ayrı bir makale konusu.
Şimdi saflar iyice belirginleştiğine, RTE ülke çapında üyük bir “kuvvetler uyumlu otoriter bir lider” kampanasını başlattığına göre, muhalefetin yapacağı önemli bir iş vardır.
Tabii ortada bir gerçek anlamda muhalefet varsa!

Karşı anayasa kampanyası
O da şudur: 
Derhal parlamenter rejimi savunan, uyumlu başkanın ne anlama geldiğini, uzun süreli ve düzenli kampanya toplantı, panel, tv programları, gazete yazıları ile bir KARŞI –ANAYASA KAMPANYA’sı örgütlemektir.
RTE kendi programını resmen açıkladı.
Muhalefet ise, Meclis’te anayasa komisyonunda “yeni anayasacılık oyunu” oynamaya hazırlanıyor. Önceki yazılarımda bunun bir büyük aldatmaca olduğunu vurgulamıştım.
Anayasa millet önünde oynanıyor. Büyük bir güç milleti büyük bir baskrı gücü olarak kullanarak  otoriter bir rejimi Meclis’in içinden ve üzerinden geçirmek için start verdi.
Otoriter güç, PKK saldırılarını, cinayetlerini ve buna karşı savaşı da, bu başkanlık kampanyasının parçası olarak görüyor.
RTE’nin isteği belli, peki SİZ NE İSTİYORSUNUZ?
Koyun gibi çarmıha gerilmeyi mi?

31 Ocak 2016 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder