SAYFALAR

6 Ocak 2016 Çarşamba

Meclis’teki yeni anayasa görüşmeleri bir tiyatrodur

Öyle diyelim öncelikle, evet Davutoğlu’nun önce Kılıçdaroğlu’yla yapılan dün de Bahçeli ile süren “yeni anayasa” üzerine görüşmeler, bir tiyatrodur. “Yeni anayasa oyunu”nu ortaya koyan “eser sahibi” bu görüşmelerde rol alan üç politik lider değildir, Beştepe’dir. Önce bunun bilincinde olunmalı.
Cumhurbaşkanı’nın bastırması üzerine Davutoğlu’nun yeni anayasayı, yani ülkenin rejim meselesini gündeme aldığı görülüyor.
Beştepe’nin Meclis’te sahnelettiği anayasa üzerine görüşme trafiği, olayın yumuşak yönüdür. Esas “serti”, yani yeni anayasanın esasını ise RTE sahneye koymaya başlamıştır
Meclis’teki komisyondan anayasa üzerine bir uzlaşma çıkar mı?

Üç olasılık var:
1) Bugünkü parlamenter sistemi güçlendiren, 60 maddesi üzerinde mutabık kılınan görüşmelere devam. Unutmayın ki bu 60 madde, dün Atilla Kart’ın da açıkladığı gibi, esasında parlamenter sistemi öngörmektedir. Başkanlık sistemi rejimine göre başlayacak bir anayasa-rejim tartışması şüphesiz 60 madde üzerinde de önemli düzeltmeleri gündeme getirmek zorundadır. Bu tartışma yaşanacaktır komsyonda. Yine diyelim ki parlamenter sistemi güçlendiren bir sistem çıkıyor, öncelikle Davutoğlu’nun bunu kabul etmesi mümkün mü? Evet, serbest olsa tabii ki, ama Beştepe hayır diyecektir.
2) Bir olasılık, gerçekten de güçler ayrılığına dayanan, başkana karşı denge olarak parlamentoyu güçlü kılacak, Amerikanvari bir sistem üzerinde anlaşmaktır. Başkan’ın “adalet dağıtmayacağı”, “kral veya padişah rolünü üstlenmeyeceği”, buna hevesleri kesinlikle yasal olarak frenleyen, yargının özerkliğini ve tarafsızlığını, sadece adalet dağıtıcılığını garantileyen bir sistem... Bu olabilir mi?
3) Cumhurbaşkanı’nın istediği “partili cumhurbaşkanı” da gündeme gelecektir. Ama Meclis’in bunu kabul etmesi de beklenmemeli.
Yani demek istediğim şu: Bu komisyon ve Meclis’den, RTE’yi tatmin edecek “yeni rejim”in çıkması mümkün gözükmüyor.

Beştepe’nin ki tiyatro değil gerçek
Zaten bunu bilen RTE erken davrandı ve Meclis’teki görüşmelere paralel kendi programını sahneye koydu. Aslında bu sahne alışı, Meclis’teki görüşmeleri de bence birden tüketmiştir: Siz ne yaparsanız yapın, neye karar verirseniz verin, ben kendi başkanlık rejimi anayasamı bizzat yürüteceğim.
Evet Meclis’teki tiyatro, Beştepe’ninki ise gerçek.
RTE’in, HDP liderlerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp tutuklatma yolunu işaret etmesi, hem HDP’yi hem de MHP’yi, bir üçüncü seçimle Meclis dışında bırakma siyasetinin bir parçasıdır. (Anayasayı çiğnediler bunun bedelini öğrenecekler, dedi. Can ve Gül için de bunun bedelini ödeyecekler demişti)
RTE başkanlık rejiminde kendine güveniyor, bir meydan okuma yapıyor.
Muhalefete bunu ciddiye alın derim. CHP Meclis’teki tiyatroyu görüyor mu? Var gücüyle, RTE’nin açılımını dengeleyecek ona karşı bir engelleyici strateji mi oluşturacak..

Hoşsohbetliği mi, yoksa toplumsal kini mi
Bir iktidar kalemşörünün ölümü ilginç saflaşmalara yol açtı. Hürriyet’ten iki yazar, ve başkaları, aslında o yazarın ikili ilişkilerde ne kadar hoşsohbet bir insan olduğunu yaza yaza bitiremediler. Yazılarının dehşet ve şehvet yüzü ile kendisi arasında derin ayrılıklar olduğunu yazdılar.
Bizi ilgilendiren ne? Adamın hoş sohbetliği mi, yoksa yazıp çizdikleriyle kamuoyunda yarattığı büyük olumsuz etki mi.. Kamusal yönü, toplumda yarattığı derin yarıklar bizi ilgilendiriyor. Zaten Cumhurbaşkanı da onun için "Uzun süredir bir yol arkadaşlığımız vard. Hemen hemen her seyahatinde yanımda olan bir arkadaşımızdı. Güçlü bir kaleme sahip olduğuna inanıyorum. Doldurulamayacak bir yere sahip olan bir kardeşimiz olarak görüyorum"  dedi.
Gerisi palavradır. TSK’nın, CHP’nin yayınladıkları mesajlar, onun hoşsohbetliği ile mi ilgiliydi? Yoksa toplumda yarattığı kin duygularından çok mu memnundular..
Komik bir toplumuz. Tüm kurumlarımızla birlikte..
 5 Ocak 2016 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder