SAYFALAR

14 Kasım 2015 Cumartesi

İki Bilge Konferansları: Çağdaşlık ve Demokrasi / Namık Kemal Pak

CBT Gündem, Sayı 1495, 13 Kasım 2015


Eylül ayında başlattığımız Kuban-Bozkurt konferanslarının üçüncüsü geçen Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi’nde (Beşiktaş) yapıldı. Salon doldu, gençler geldiler sorular sordular ve ayrıca konuştular. Hocaların konuşmaları ilgiyle izlendi. Kuban, çağdaşlık ile uygarlık kavramlarının, pratikte, birbirine ters düşebildiğine dikkat çekti:
“Toplum ne kadar uygar olursa olsun onn üyelerinin her davranışını çağdaşlığa sığdıramazsınız... İlkel mızraklıya uygarsın diyemiyorsunuz, ama bir bomba ile 100 bin insan öldürene uygar diyoruz. Bu utanç vericidir.. En uygar toplumlarda en ilkel davranışlar var.. Genel bir uygarlık düzeninden bahsedemeyiz.. Uygarlık bütün bunlardan bağımsız bir insanlık düzeyidir” diyen Kuban şöyle bir tanım getirdi:
Çağdaşlık, bütün tarihi boyunca vurgulanmış, en üst ve sağlıklı özelliklerin, henüz gerçekleşmemiş, tümüdür. Ana konusu insan yaşamının yüceltilmesidir. Önce insan varlığının koşulsuz güvenliğinin sağlanması; sonra düşünme ve ifade özgürlüğü; üçüncüsü de, insanın bilginin bütün kaynaklarına serbestçe ulaşma özgürlüğüdür.” Kuban bunun henüz ulaşılmamış bir ideal olduğunun altını çizdi ve en uygar toplumun, bu özgürlükleri en çok sağlayan toplum olduğunu vurguladı..
Bozkurt Güvenç hoca daha çok seçimlere ve sonrası değindi. 1 Kasım sabahı herkesin umutla birbirine günaydın, seçim sonrası görüyelim artık rahat uyuyalım, gibi dileklerde bulunduğunun altını çizen Güvenç, gece ise şok yaşandı, dağları bekleyen korku ovalara indi, dedi. Laik Cumhuriyete rahmet okuyanlardan tutun ülkesini terkedenleri hatırlattı.
Güvenç, “artık korkunun anlamı yok, çünkü kaybedildi. Kazananlar düşünsün. Çünkü ülkenin bütün varlığını bu seçimlere yatırdı. Varlık gururumuzu feda etmeyelim, direnelim” biçiminde konuştu.
Aralık konferansı 5 Aralık’ta yine Cumartesi ve aynı yerde. Notunuzu alın lütfen..

YÖK
YÖK’ün, kaliteyi arttırmak için bu tıp, hukuk ve mühendislik barajlarını daha da aşağıya çekmeyi planladığı belirtiliyor. Bu ilk barajlar bir farkındalık yaratmak amacı taşıyor dendi. YÖK’ün bu kararları üniversite eğitiminde kalite için gerekli, güzel ama şüphesiz yeterli değil. YÖK ciddi bir şekilde mezuniyet sonrasında pek çok dalda öğrenciler yeterlik değerlendirmelerine tabi tutulacak.. Ayrıca üniversitelerin tüm süreçlerine yönelik kaliteyi yükseltmeye yönelik de çalışmalar gündeme gelecek.
Bu konuya haftaya yazarız.

NAMIK KEMAL PAK’I KAYBETTİK



Sevgili dostumuz, iyi bir bilim insanı, ODTÜ fizik profesörü, YÖK Başkanı Namık Kemal Pak’ı kaybettik.
1979 yılı TÜBİTAK Teşvik Ödülü ve 1989 yılı TÜBİTAK Bilim Ödülü sahibi olan Namık Kemal Pak aynı zamanda Üçüncü Dünya Bilimler Akademisi (TWAS) Üyesi, Academia Europea Üyesi ve Bilim Akademi ve Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üyesiydi. Prof. Dr. Namık Kemal Pak, 31 Mayıs 1999 - 31 Mayıs 2003 tarihleri arasında TÜBİTAK Başkanı olarak görev yapmıştı. İktidar, haksız suçlamalar, zorlamalar, yasadışı uygulamalarla Namık kemal Pak’ı görevden almıştı. Zaten iktidar önce TÜBİTAK’ı sonra da TÜBA’yı tam anlamıyla “ele geçirme operasyonu” yapmıştı.

Pak’ı kaybetmenin ve ayrıca onunla arada sırada yaptığımız telefon görüşmelerimizden, sohbetlerimizden ve bilgi alış verişinden mahrum kalmanın da üzüntüsü içindeyiz. Türkiye’nin bilim ve teknoloji politikalarının oluşmasında, iktidarlar ilgilenmese bile, önemli katkıları oldu ve Türkiye Araştırma Alanı proesini geliştirdi. Anısına sevgi ve saygıyla.. Ülkenin ve bilim dünyasının başı sağolsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder