SAYFALAR

1 Ekim 2015 Perşembe

Ya dağlarda, kentlerde ölen PKK’lı gençler?


Şehit Binbaşı Yavuz Sonat Güzel’in cenaze töreninde annesinin haykırışı yeri göğü kapladı. Sarfettiği söz ise RTE’yi siyaseten kalbinden vuracak cinstendi: Oğlumu senin PKK’lı askerlerin vurdu. İkisi arasındaki illiyet bağını ise RTE bayram öncesi açıklamalarıyla kurmuştu: Valilerimize operasyon yapmayın emrini hükümet vermişti.. Ve, barış sürecinde PKK silah yığınağı yaptı ve örgütlendi..  Daha önce de MİT temsilcileri sanırım Oslo görüşmeleri çerçevesinde PKK temsilcilerine kentlere silah yığınağı yaptığınızı biliyoruz da demişti.
Şimdi, Güzel’in annesinin böyle bir çıkarsama yapmasının önünde ne engel var? Tabii ki senin PKK’lı askerlerin lafı bir metafor.
Amacım şehit düşen askerlerimizin ötesine bakmak bugün. Kaç PKK’lı (genç) vurulup düştü? 300, 500, 1000? Sayıyı bilmiyoruz, sadece kestirimler var. Yoo durun, oh oldu, onlar terörist kolaycılığına saplanmayalım. Hepsinin anası-babası var! Ve hepsi de bu ülkede yaşıyor, ama hiç haberimiz olmuyor, duymuyoruz, açıklanmıyor.. Ama o evlere de ateş düşüyor.. Tabii çocuklarının ölüm haberini alabiliyorlarsa..
PKK’nın ağababaları, kaybettikleri gençlerin ailelerine haber iletiyor mu? O evlerden de çığlıklar ağıtlar yükseliyor mu?

 “Çocuk teröristler”
Önümde bir fotoğraf. Bir PKK lideri Kürt gençlerle birlikte.. Önde henüz blucinini çıkarmamışlar oturuyor, arkada ise eğitimden geçirilmişler. Hürriyet’ten: “Çocuk teröristler”. Son iki yılda 18 yaşından küçük 2052 Kürt genci dağa kaçırıldı. “Çocuk teröristler” sözünü ben kullanmazdım.
Kürtlerin yoğun yaşadığı kentlerde yaratılan ortam, çocukların olaylar içinde yetiştirilmesi, arkasından da dağda eğitime alınması ve sonra da ister terörist ister savaşçı deyin Türkiye’ye karşı terör, cinayet vb faaliyetlerinde kullanılması için gerekli bütün koşullara uygun.
Çatışma ortamının hizmet ettiği amaçlardan biri de bu. Gerilim, Kürt gençlerini ateşliyor. Böylece PKK 40 yıldır bu ortamdan sürekli eleman devşiriyor. PKK neden Kürt meselesinin parlamentoda, toplumda siyasi ve sivil araçlarla tartışılmasına karşı? PKK, varlık nedenini yok edecek bir gelişmeyi istemiyor.
Ama HDP’nin içinde ve çevresinde “PKK olmadan biz hiçiz” düşüncesi hâlâ yaygın. Sadece onlarda mı, şöyle Kürt milliyetçisi politikasının arkasında duran, Türk-Kürt, sağınızda solunuzdakilere bakın... Genellikle PKK terörist bir örgüttür lafını çıkmaz. Neyse ki HDP’den cılız da olsa PKK’ya karşı sesler çıktı, bazıları HDP’yi savunur kesilmek zorunda kaldılar.

“Çocuklarımızı geri verin”
PKK’nın patronları, Kürt gençlerini ateşe sürüyor. Kaç genç kaybettiler? Neden açıklamazlar, analarına babalarına hesap vermek zorunluluğu duymuyorlar mı? Kürt gençler yıllardır sadece ölmek için mi büyüyor? Bu halkın dağda, kentte, mağarada, kırsalda ölen çocukları bizim de çocuklarımız değil mi?
Son iki yıl içinde Kürt annelerin, çocuklarını PKK’dan geri istediği, onları evlerine gönderin diye yollara düştüğü haberlerini anımsıyor musunuz? “Bebek” üzerinden keskin propagandaya girişmek iyi de, yüzlerce çocuğunu kaybeden ana babanın feryadını merak etmiyor musunuz?
Ordunun dağlara yönelik operasyonlarını önlemek için “canlı kalkan” oluyorsunuz. Gerekçeniz “çatışmayı, savaşı önlemek”. Peki, PKK’lıların dağdan kentlere inişleri, tuzakları, suikastleri, bombalamaları karşısında da “canlı kalkan” olasınız ki, inandırıcılığınız olsun. Bu tarafta da asker, sivil ölüyor. PKK’nın ateşe sürdüğü gençlerin durdurulması konusunda bir fikriniz var mı?

İktidar-PKK: Deniz bitti
Yoksa onlar, “kutsal davaları için ölmek zorunda”lar mı?
Evet, siz de olayın siyasetini yapacaksınız, nam ve post elde edeceksiniz.

***
İktidar ve PKK, bugüne kadar birbirlerini destekleyerek, koruyarak, gerektiğinde savaşarak kollayıp durdular. Her ikisi de bu süreçten parsa topladı.
Ama gelinen noktada deniz bitti..
Hem iktidar için, ama hem de PKK için..
NOT: İktidar’ın Hürriyet’e yönelik politikaları konusunda son iki yazıma bakın:
2)                http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2015/05/diktann-ve-ozgursuzlugun-en-somut-kant.html

---29 Eylül 2015 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder