SAYFALAR

21 Ekim 2015 Çarşamba

“Ötekileştirme, kamplaştırma”dan, “öpüşelim koklaşalım”a..


Geldikleri nokta tükeniştir, söyleyecek hiç bir yeni sözleri, atacakları adım da yoktur. Hem ülkeyi tükettiler hem de kendilerini. Bundan sonra Türkiye’yi de bitirmeye doğru gidebilirler. Zaten Suriye politikalarıyla da bunu kanıtladılar. Seçim sonuçlarını beğenmedik tekrar edelim, kararlarıyla da... Bunların hepsi tek parti iktidarı olarak tükenişlerinin ilanı olduğu gibi, partilerinde de tükeniş korkusunun işaretleri.
Türkiye’yi ittikleri uçurumun dibinden sesleniyorlar: “Başka Türkiye yok.. Saldırılar iç bütünlüğümüze, sosyal dayanışmamıza yöneldi. Büyük kutuplaşma yaşıyoruz. Toplum ayrıştırılıp kimliklerin çatışmasına dönüştürülmek isteniyor. İletişim kanallarımız kapanıyor..”
Bunları yazan Yeni Şafak adındaki iktidar gazetesi.. Hem de tam sayfa! Yahu dedim, bunlar bizim eski yazılardan mı apartmaya başladılar..
Bak sen! Yaaa öyle mi? En azından 7 yıldır bu köşelerde yazıp bağırdık:
Ülkeyi bölüyorsunuz, toplumu parçalıyorsunuz, kimliklerle oynuyorsunuz, sizden olmayan her bir kesimi ötekileştiriyorsunuz. Kendinizden başka tanıdığınız kimse kalmadı. Herkesi “kendinize benzetme” politikanız nefret yaratıyor. Devleti partinizin ve babanızın malına dönüştürdünüz, herkesi atıyor, on paralık adamlarınızı her yere “yeddi emin” gibi yerleştiriyorsunuz. Ülke kamplaşıyor ve parçalanıyor.. Yasalara uymuyorsunuz anayasayı çiğniyorsunuz; iş dünyası ve medya dahil herkese savaş açtınız, beğenmediklerini yok etmeye kalkıştınız.. Sansür, baskı zulme dönüştü. İş dünyasına baskın üzerine baskın, Koç’a, doğan Holding’e, ve bütün idğerlerine siyasal amaçla polisiye ve maliyece saldırılarınız, tam bir ahlaksızlık ve dikta yönetimi hezeyanlarıdır.. Ve bu zulüm yönetimi altında çökersiniz, boğulup gidersiniz. Türkiye böyle iktidarlara hep mezar olmuştur.

Anımsıyor musunuz bu yazdıklarımızı?
Hayır! O zaman bunları yazıp çizenleri düşman olarak gördünüz. Gerçi şimdi de öyle görüyorsunuz ya!
Şimdi baktınız baş aşağı gidiştesiniz, çığlığı basıyorsunuz: Bu son kalemiz, Türkiye parçalanıyor!!!
Topladınız sayfalarınıza iktidarın yüzlerini, hepsini bağırtıyorsunuz: “başka Türkiye yok, dayanışma-birlik beraberlik..” falan filan..
Dün iktidarınızı parçalama, kamplaşma, ötekileştirme üzerine kuruyordunuz. Epey meyvesini yediniz. Ama bu politikanız sizleri sonunda batırdı ve iktidardan düşürdü. Gerçekten de parçalanmış bir ülke geride bıraktınız.. Böyle olunca, 180 derece dönüşle, bu kez de “ülke yok oluyor, aman birleşelim, öpüşelim, koklaşalım, kucaklaşalım, el ele yürüyelim”e bel bağladınız.
Dediklerinizin hepsi doğru.
Kamplaşma var, ama iktidarda sizdiniz.
Bölünme var, ama iktidarda yine sizdiniz.
Toplumsal dayanışma ve iletişim sıfır: evet ama yine iktidarınızda bunu yaptınız.
Bütünlüğümüze saldırılar var, ama bunu başlatan da sizin iktidarınız..
Büyük nefret de var: Sizlerin ektiği ve şimdi de biçmeye sıra gelince korktuğunuz.

Göle maya çalmayın, tutmaz
Daha neler yaptınız neler, saymakla bitmez. Dini kullandınız, Allah’ı, Peygamberi.. Hiç endişe etmeden! Soydunuz da soydunuz. İktidarda karunlaştınız.. Ne demişti içinize aldığınız o politikacı: Firavunlaştınız.
Hadi söyleyeyim: korktuğunuz tek şey, bir daha tek başınıza asla iktidar olamayacağınız gerçeği. Yarattığınız canavar bu kez sizi yemeye başlayınca, çığlığı basıyorsunuz.
***
Evet, Binali Yıldırım da sonunda endişeliler kervanına katıldı: Konya’daki maçtaki rezil bağırışlar için “Sağlıklı bir ruh hali değil.. Türkiye’nin birleştiren ve uzlaştıran politikaya ihtiyacı var” demez mi! Yeni Şafak da seçimlere az kala bu söylem değişikliğinin propagandasında..
Acaba bu kez böyle bir denensin, belki çevremizde toplarız yine ve iktidarı kurtarırız.
Yoğurdun tutması için Akşehir gölüne maya çalma fıkrası gibi..
Ya tutarsa..

20 Ekim 2005 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder