SAYFALAR

21 Ekim 2015 Çarşamba

Bilimin ve buluşların derin hazzı ve Aziz Sancar

CBT Sayı 1491, Gündem, 16 Ekim 2015

Yapacaksan en iyisi için uğraşacaksın. En iyisini yapmaya çalışmak. Üstün başarılar kazananların temel davranış ve düşünüş biçimi böyledir. Aziz Sancar’ın yaptığı iş çok zor. Canlının, insanın moleküler biyoloji ve biyokimya mekanizmalarıyla uğraşmanın ne demek olduğunu anlatmak zor. Bunları çeşitli yöntemlerle izliyorlar, haritalandırıyorlar. İç sayfalarda Sancar’la daha önce yaptığım katkılarını- buluşlarını içeren bir söyleşiyi bulacaksınız. Okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.
Mikro dünya ile bizlerin normalde bir ilgisi yoktur, soyutlayabilmek için bile bilgi gerekir. Ama artık gözle görülemeyen bakterileri, virüsleri, hastalık yapan etkenleri biliyoruz. Gözle görülmeyen bir takım “yaratıkların” varlığı şüphesiz ki dile getirilmişti ama Agostina Bassi, 1800’lerin başında mikro organizmaların hastalıklarda rolünü kanıtladı, Pastör de metodolojik olarak, hastalıkların mikrobik kökeni kuramını geliştirdi. 
Ama bugünkü genetik, moleküler biyoloji, biyokimyasal süreçler, mikrop ve bakterilerin mesela binlerce mertebesinde küçük parçacıkları-yapıları ile uğraşıyorlar. Zor bir meslek! Sancar 6 ay boyunca üniversitenin laboratuvarında yatıp kalkmış gen izole edip göstermiş bundan sonra burs kazanarak yoluna dev adımlarla devam etmiş bir bilimcimiz. Yıllarca uğraşırsınız, eğer yanlış bir yoldaysanız, hepsi boşa gider. Milyonda birlik bir hata, her şeyi boşa çıkartır. Sistemi tekrar kurarsınız. Bütün bunlar yaptıklarınızın doğru olduğunu göstermeye yetmez, kanıtlamalısınız, başka bilimciler de yönteminizi deneyerek yaptığınızın doğruluğunu gösterir veya göstermez.
Usta bir bilimci, bütün bu zorlukları aşarak mükemmelleşir. Bilimin temel sorusu, nasıl çalışıyor, ne oluyor da bu sonucu doğuruyordur. Mekanizmayı ortaya çıkartmak, bilim temel meselesidir ve bu alanda elde edilen en önemli sonuçlar Nobel düzeyinde kabul edilir. Aziz Sancar’ın çalışması da bu düzeydeydi ve Nobel beklentilerinin de nedeni budur.
Düşünebiliyor musunuz, 30 yılını DNA onarım mekanizmasının anlaşılmasına vermiş bir bilim insanı. Bilim böyle bir şey.. Sancar, önemli bir sorunu çözerek duyduğu hazzı, söyleşide aktarıyor. İstanbul’da tıp okurken İstanbul’u öğrenememiş, neden sonra arkadaşlarıyla Topkapı Sarayı’na gitmeye karar verdiklerinde Topkapı otobüsüne binmiş.. Klasik müzik konserine gitmemiş. Ama yaşamın hazzını, tadını yaptığı buluşlarda almış, çok mutlu olmuş bir insanımız. Nobel ile taçlandırılma, bu hazzın dünyaca da kanıtlanmasıdır.
Aziz’in kaleci olarak üst köşeye giden topa yaptığı büyük sıçrayış ve kurtarışla, DNA onarım mekanizmasına yaptığı büyük sıçrayış arasında, anlam bakımından benzerliğe dikkatinizi çekerim. Hürriyet’te yayımlanan o fotoğrafı seyrederken, bu yorum atklıma geldi. Ustaca bir ktaleci sıçrayışıydı. Kendisine bunu sorduğumda, çok şükür bir yerimi kırmadan bu fotoğrafı verebildim, dedi!
Harikasın Aziz!
***
Size bir Aziz Sancar seçkisi, öyküsü sunuyoruz bu sayımızda. Kapağımızdaki çok büyük bir haberdir. Son çalışmalarıdır, kısa bir süre önce bilimsel dergide yayımlandı. Bu çalışmanın önemini ve özetini orta sayfamızda okuyun. Sancar ve ekibi, tüm DNA’mızın onarım haritasını yayınladı! Tabii Doğan Kuban hocadan tutun yazarlarımız Aziz Sancar Nobeline çeşitli açılardan değindiler. Osman Bahadır, Mustafa Çetiner... Mehmet Öztürk hoca da, acaba Tıp alanında da bir Nobel gelir mi sorusunu sorarak bitirdi önemli yazısını.
Aziz Sancar’la dergimizde 2007’de yaptığımız bir söyleşiyi kısaltarak yeniden yayımlıyoruz. Burada bilime katkılarını 6 maddede topluyor ve açıklamalarını yapıyor. Yani hepsi olmuş bitmiş ve yıllardır Nobel’in verilmesi beklentisi içindeydik. İki öğrencisi Sancar’ın ilginç yönlerine değiniyor.
***
Bu sayımızda Ekonomi ödülünü de duyuruyoruz. Bir okurumuz “Ekonomiye verilen Nobel Ödülü değildir” diyor haklı olarak. Alfred Nobel’in vasiyetinde böyle bir ödül yok. Bu ödülün resmi adı: S”veriges Riksbank Prize in Economic Sciences in Memory of Alfred Nobel”dir. Yani A. Nobel anısına ekonomi bilimlerinde bankanın koyduğu bir ödüldür, ama “Nobel Vakfı”na havale etmiştir ödülün verilmesini. 
Okur diyor ki, “Bu ödülü alanlara maalesef NOBEL kazanmış muamelesi yapılıyor dünyada, bence banka ödülün adını kısaltarak sadece Riksbank Ödülü olarak kullanılmasını sağlamalı..” 
Doğruya doğru, ama banka İsveç’in, Nobel Ödül Komitesi de..

Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder