SAYFALAR

24 Ağustos 2015 Pazartesi

“Lütfen kimse ümitsizliğe kapılmasın”


Bugün acaba seçim yapılır mı, üç ay içinde tek başına iktidar için neler tezgahlanabilir gibi epey spekülatif şeyler yazacağına, sizlerle bir okurumun, sanırım müstear adla gönderdiği, siyaseti ve aklı, İslamla da harmanlayan mektubunu paylaşıyorum. Özlemişim bu tür tepkileri..
***
 Muhterem Orhan Bey,
Lütfen hiç kimse ümitsizliğe kapılmasın! Hayat herkese eşit mesafededir. Ben önceleri hep AKP oy verdim. AKP'den ısrarla beklediğimiz; şiddeti red, iknayı yol olarak kullanamadılar. Kısaca; DEMOKRASİYİ... 
Son yüzyılın kaçırılmayacak fırsatlarını bir bir heba ettiler. Bu süreçte ise en vahimi hayatlarına giren tiksindirici çok yönlü vahşi kapitalizme teslim oldular. İslam'ı da buna alet ettiler. Pragmatizmin varabileceği bu demdeki en son yolda; (aslı zatında çok zorlandığı için kurgusal çok sorunlu olan) Siyasi İslam en büyük yarayı aldı. Fiili dua olarak veya ilahi taktir olarak; iyi de oldu. İslam ise dipdiri tahrif olmamış asıl kaynaklarıyla alemlere Hidayet kaynağı olarak asıl sahiplerini bekliyor. Yaşam, tercih ve kurgudur. Müslüman da hayatını İslam'dan ve bilimden esinlenerek kurgulamak zorundadır. Ama İslam insani ve kurgusal bir üretim değildir.

Bilim insanlığın ortak aklı
Sorunları çözmede bilimsellik, insani kanaat ve kurgu olarak, doğruya yakın duran her şeyi kapsar. Başka yol yok. Bilim insanidir. Öyleyse dini yorumlar da bilimin dışında bir şey değildir. Çünkü yorumlayan insandır.
Bilimi üreten insandır. Bilim insanlığın ortak aklıdır. Bazı hallerde zararına da olsa müslümanın rey'i bu noktada olmak zorundadır. Bilim ölçü olarak asla mutlak değildir. Mutlak olmaması, reddini gerektirmez. Bilim zamana göre devingen ve değişkendir. Mutlak Allah'dır. O'nun ulûhiyetine ortak yoktur. Onun için bilim kayıp servetimizken, bu günkü işlevselliği olan bize lazım olan doğrular Batılı normlar olduğu için düşmanlaştırarak/şeytanlaştırarak yersiz Batı düşmanlığı yapan taklitçi mütedeyin pragmatistçilerden de bu kadarı beklenebilirdi.
Ben Kürt değilim, HDP’e oy verdim. Doğru yaptım. Basitce; müslüman adaleti gözetip, o an zararına da olsa, doğru yerde durmalı. İlke temeli yaşamayanları, modern kapitalizm, şu an bizi yediği gibi yer. Sonra da kendi suçunu (kendi eliyle yele çöp olduğu için) suç keçisi olarak suçu akıldan yoksunca batının boynuna astırtır. 
İlke ve zihniyetler kalıcı, oysa strateji ve oylar (tercihler) geçicidir. 
Sizi önemsiyor ve takip ediyorum. 
Ne acı ki; İslam dini adaleti ve bilimi teşvik ederken, müslümanlar ise taraflılığı ve taklitçiliği benimsiyorlar. Bu tabloyu değiştirmeden, sorunlar (çözümler: bir zat toplumun tercihi olarak kitle ve kütle hareketi biçiminde) deneme ve yanılma usulüyle halledilmeye devam edilecektir. Ülkemize basılan gazete ve kitap sayısı delilim. Ben 35 yıllık tecrübemde çok yönden Avrupayı da bilirim. 
Ama psikolojik ve sosyolojik perdeden irdelersek; son seçimde de olduğu gibi küçük bir azınlık öncü güç olarak yoluna devam ettiği sürece, (sonra inanan için her şeyin sahibine teslim olmak şartıyla) ümitsizliğe gerek kalmamaktadır. 

Ortak akıl, çoğulcudur 
Bu çoğulcuğu son seçimle AKP'den alarak şu ana kadar HDP kullandı ve beklemediğini başardı. Devam ettirebilirler mi, öngöremiyorum.
Oysa öngörü bilgi, güç ve planları devre dışı bırakan en önemli yorum, yöntem ve yönetim sorunudur.
Umarım HDP kendi mağdurlarını üretmez.
Selamlar ile

Adam Ademi, adamademi@gmail.com

--23 Ağustos 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder