SAYFALAR

22 Ağustos 2015 Cumartesi

İnsan kendini bitirirken, birbiriyle çarpışmaya giderken, dünyada evrim ve insan mı kalacak?

CBT sayı 148321 Ağustos 2015 

Önceki hafta kapak konumuz “İnsan: Şiddetli Varlık”tan sonra bu hafta da, konuya yakın ama insan evrimi açısından ilginç bir tartışmayı ve farklı görüşleri gündeme getiriyoruz: İnsan evrimi sona mı erdi?! Beş açıdan bu konuyu okuyacaksınız. Her görüşün ciddi ve bilimsel bir yönü var.. Tabii en ilginci ve tartışmalı olanı insan evriminin artık sona erdiği ve Darwin’in “doğal seçilim” ilkesinin günümüz dünyasında artık işlemediği ve insan türüne avantaj sağlayacak ortamı, kuşaktan kuşağa geçme özelliğini kaybettiği şeklinde.
Eğer mutasyonların insan türüne bir avantaj sağlayamayacak bir durum ortaya çıktıysa, bunun zaman içinde yayılması ve hakim duruma gelip “normal özellik” kazanması mümkün olmayabilir. Bir özelliğin hakim duruma gelmesi ancak çevresinden izole popülasyonlarda oluşuyor.. Şimdi dikkat: Küreselleşen ve kendi içinde durmadan melezleşen insanda, “belirgin bir mutasyonun gen havuzunda yer alma olasılığı” ve egemen özellik haline gelme olasılığı azalıyor... (Kendi içine kapalı, dini inançları ve azınlık konumları nedeniyle kendi içinde evlenip çoğalan topluluklar?!)
İnsan za
ten yok oluyor, evrimin önemi mi kaldı mı?
Neyse siz bu tartışmayı orta sayfamızda izleye durun, bizim ofiste konu üzerine neler konuştuğumuza değineyim.
İnsan türünde evrim durdu mu, yoksa durmadı mı gibi tartışmaların bir anlamı mı kaldı dünya için? Bu konu tartışma konusu olmaktan çıktı. Çünkü insan türünün dünyada yaşama-var olma olanakları giderek azalıyor. Boş boş konuşuyoruz! Bencil insan ve kurduğu ekonomik düzen, dünyayı tüketiyor, dünya ile birlikte kendini de.. Dünya iklimini değiştirmeye başladı, yaşam olanakları sınırlanıyor. Tüketici, yok edici, bozucu niteliği insanın, dünyanın sonunu getirecek.. Evrim mi kalacak..
Ne dersiniz?!

Yoksulların zenginlere saldırısı
Yüzyıl sonunda 11, 2 milyar insandan bahsediyoruz.
Yoksulluk, kötü yaşam, susuzluk, savaş, hastalıklar, çevre ülkelerinden merkez ülkelere saldırıya dönüştü. Merkez ülkelerin (zengin, ABD-AB) çevre ülkelere yaptığı kötülükler, sömürüler; sürdürdüğü birbirine kırdırma savaşları, bir insan seli akını saldırısıyla zenginlere geri dönüyor. Özellikle Akdeniz havzasında Avrupa’ya akını yarattı.
Avrupalı tuzu kurular, iki politikaya odaklandı. İlki: Ulaştıkları refah düzeyini nasıl koruyacakları derdiyle uğraşıyorlar.. Bunun için dünya sömürü mekanizmasının işlemeye devam etmesi şart. Böl parçala, yoksullaştırma, kaynakları talan etme, pazarlarda egemenliklerini sürdürme, siyasi ve ekonomik yöntemlerine aynen devam.. 
İkincisi ise, bu göç selini durdurmak için, insan taşıyan motorları - gemileri bulundukları şerlerde vurma ve işe yaramaz hale getirme politikası.. AB resmen bunu kararlaştırdı. Bu arada Akdeniz insancıklara mezara dönüşüyor. (Geçmişteki savaşlarda da böyle değil miydi!)
Geçen hafta TV’de bir görüntü gözlerimin önünde. Siyah gözlüklü, esmer yuvarlak yüzlü, iyi giyimli, zengin olduğu belli bir mülteci kadın, Yunanlı yetkililere bağırıyor: Avrupa’ya gideceğiz, gereğini yapın, hadi!
Kim bilir, servetini transfer etmiştir, şimdi de kendini transfer etmeye çalışmaktadır! Mal ve can birlikteliğini sağlama derdinde!
Avrupa’da nüfus artışı durmuş, açıkgöz Avrupalılar, tabii Almanya başta, mülteciler arasından seçmece göçmen avı peşinde. Topluma öncelikle hemen katkı sağlayacak nitelikli ve daha genç nüfus arayışı..

İnsanlık çarpışmaya gidiyor
İnsanlık büyük bir çarpışmaya gidiyor, dersek fazla bir öngörüde mi bulunmuş oluruz.
Kaynakların ve dünyanın tükenmesi, bu çarpışmayı hızlandıracak, yakınlaştıracak.
Durumu sadece bilim ortaya koyuyor, ama milyarlarca insan arasında sesi kaybolup gidiyor. Toplumlar, iktidarlar, kurdukları ekonomik düzene olan neredeyse mutlak bağımlılıkları nedeniyle, bilimin sadece para kazandıracak, teknolojiye dönüşecek yüzüyle, yönüyle ilgileniyor. Dünya batıyor diyen bilimin sesine para babası muhafazakar Amerikalılar hayır batmıyor, uyduruyorsunuz diyor.
Dünya ve tüm kaynaklar şirketlerin emrine, eline verilmiş: Soy, bitir, kazan, kazandır, dünyayı ve insanı öldür.. Dur durak yok. Para para para..
Gördüklerimiz ve yaşayacaklarımız, görecek ve yaşayacaklarımızın sadece birer ön habercisidir dersek, geleceğe kötümser mi bakmış oluruz.
Yoksa gerçekçi mi.
Bencil, çıkarcı insan, dünya ile birlikte kendisini de eritip bitirdiğinin farkında değil ve olmayacaktır..
Peki evrim bunun neresinde?
***
Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder