İki kez müebbet istiyor, Can Dündar’ın, Cumhuriyet’in
haberciliği için... Yavuz hırsızlığın danıskası. Eden o, ama bulan Can, Cumhuriyet,
bizler olacak! Var mı öyle yağma!
Eden, bulacak..
Dava açması iyi oldu, üstelik bizzat!
Bence ağır hata yaptı. “Nasıl olsa benim
mahkemem, benim yargıcım, benim savcım.” anlayışı ile açıldıysa, isterse “benim yargıtayım, benim anayasa mahkemem”
eklensin üstüne, müthiş bir hukuk, yasa tartışması, anayasa tartışması,
gazetecilik-basın özgürlüğü ve habercilik tartışması, ulusal ve uluslararası
hukuk tartışması bekliyor olacak kendilerini.
Bu dava ile aynı zamanda MİT’i de,
Müsteşar Hakan Fidan’ı da ateşe atıyor! O Fidan ki, tam kendini “Başkan’ın
Cenderesi”nden kurtarmak için ciddi bir hamle yaptı ve milletvekilliğine
soyundu; ama tuttu kollarından MİT koltuğuna yeniden oturttu! Herhalde, “öyle kaçmak yok, anca bir kanca bir”!
İşi zor, seçimlerin umduğu gibi
sonuçlanmayacağı açık seçik. Muhsin Kızılkaya
ne dedi: MHP barajı geçemeyecek!
Kargalar gülmüş olabilir ama sakın demek istediği, HDP barajı aşamayacak olmasın.. İçeriden sanki “özel kesin
bilgi” gibi?! (*)
İktidar
bölünmesi: RTE’ciler, AKP’ciler
Başkan hesap kitap yapıyor. Günlerce önce
yazdığım, 276’yı tutturamazsa tek seçenek görünen MHP ile koalisyon nasıl oluru düşünüyor şimdiden. Evet,
tabanlarında geçişkenlik en fazla olan iki parti. Ama Bahçeli sert. AKP’den
çekip alıyor 3-4 puanını. Hırsız
dedi, yolsuz dedi.. demediğini
bırakmadı. Tabii, koalisyonu RTE ile yapmayacak, AKP ile yapacak. Bu durumda,
RTE “hükümet dışı kalır”. Hükümet edemeyecek bir durum ortaya çıkarsa, Muktedir
bunu kabul eder mi, yoksa koalisyon yerine, bir azınlık hükümeti ile ülkeyi
yeni seçimlere mi götürür..
İktidar bölündü. RTE’ciler ile AKP’ciler
oluştu. RTE’ciler “silahşörler” ile
“aşıklar”dan oluşuyor. Başkanlarının
çevresinde çifte namlulu tabancalarıyla, topları tüfekleriyle bir savunma hattı
oluşturdular. Başkan’ları herşey.. Şimdi AKP içinde diğerlerine ateş ediyorlar.
“AKP’ciler” ise “utangaç Bakan
eleştiricileri”, deyim yerindeyse. Onlar, Başkan’ı onu koruyor görünüyor ve
çevresindeki silahşörlere ateş ediyorlar. “Başkanı ilk terkedecekler,
çevresindeki silahşör ekip” diyorlar. Tabii, RTE’nin yönetim biçiminden derin
rahatsızlar.. Ama doğrudan eleştiremiyorlar, “kendisi iyi, yanındakiler kötü...” Bekliyorum, ilk cesur adımı kim
atacak!
Davutoğlu okkanın altına kesin gidecek
kişidir. Hem RTE’nin hem kendisinin gölgesi. RTE sarayına kapatılırsa, AKP’nin
başına gelecek olan Gül’dür. “Şimdilik siyaset yapmayacağım” diyerek,
curcunaya bulaşmıyor, ama kendi siyasi programını inşa ediyor. Parti içinde
güçlü ilişkileri var.
Gül bence, 13 yıldır AKP iktidarı altında yaşananlardan deneyim süzüyor. Davutoğlu
ve RTE’ye de kendini kullandırtmıyor, dikkatinizi çekerim.
Herkesin yol haritası seçim sonrasına
ertelenmiş durumda. Her koşulda bir kaotik bir yapı ortaya çıkabilir demiştim,
hala o noktadayım. Kaotik durumdan korkmasın kimse. Esas kaosu şimdi yaşıyoruz.
Seçim sonrası kaos yeni bir yol haritası çıkartacaktır ülkenin önüne. Ama
ülkenin ana dertlerini çözecek bir harita çıkar mı, temel sorunumuz bu.
“Ebedi
iktidar saadeti”nin sonu
Ama şu gerçeğe doğru yol alıyoruz: “Ebedi iktidar saaadeti”nin sona yürüyüş
çanları çalıyor. Bu saadet çöktüğünde, kimbilir neler yaşayacağız. Tabii,
RTE’nin büyük hayallerinin gümdürdeme seslerinin başladığı bir döneme
girdiğimizi görüyoruz.
Can’a iki kez müebbet istemiş. Halktan
birileri hesap kitap mutlaka yapıyordur ve yaşadığımız ana-yasadışılıkları 5 yıllık müebbet isteğiyle fatura edecek bir
iddianame hazırlıyorlardır. Silah TIR’larına dava, tam da 180 derece geri
tepecek bir karaktere sahip.. Ama Muktedir’in bu kaçıncı yakalanışı?! “Evi sıfırla”lar ve daha neler..
İktidar medyası ve bazı liderleri,
Cumhuriyet’in gazeteciliğini vatan
hainliği ile eşdeğer görmüş. Onların aylardır manşetlerine bakarsak, vatan
hainliğinden geçilmiyor. İktidarlarına karşı olmak bile vatan hainliği için
yetiyor.
Vatan Haini kimin olduğu konusunda Nazım Hikmet’in şiirini güncellemek vardı şimdi. Mesela: Sizin Suriye’de iç savaş kışkırtıcılığınızı,
kardeş halkın öldürülmesine yardımlarınızı, işlediğiniz ulusal ve uluslararası
suçları belgeleriyle ortaya çıkartmak vatan hainliği ise eğer...
(*) Kızılkaya, AKP’li oluşunu
Habertürk’te Kürşad Oğuz’a
anlatıyor: “İslami hareketlere, muhafazakârlara
hoşgörüyle yaklaşıp onların memleketi dönüştürebileceğine… dair bir inanç
gelişmişse bende, tek müsebbibi Birikim Dergisi; Laçiner, İnsel ve Belge’dir.”
--- 4 Haziran 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder