SAYFALAR

7 Nisan 2015 Salı

AKP: RTE ile Geleceği Var mı; Devam Edebilir mi?

Soruyu yanlış yönelttim gibi, aslında temel soru tabii ki şu: RTE politikasıyla Türkiye’nin bir geleceği var mı?
Diyeceksiniz ki, bu soru da gereksiz değil mi, görmüyor musunuz RTE anlayışının Türkiye’yi kayalıklara çarpıp durduğunu..
Şüphesiz ki.. Ama ben yine de AKP açısından konu üzerinde durayım...
Tek adam ve görüşünün herşeyi belirlediği bir partinin geleceğini acaba AKP’liler tartışıyor mu?
Tek adam, herşeyi ezip geçiyor.
Anayasa’yı ezip geçen, ettiği yemine saygısı olmayan, partisindeki eğilimleri görmezden gelen ve herşeye tamamen kendi görüşlerini dayatan bir politikacının, ülkesine ne yararı olabilir, partisine ne yararı olabilir?
Anayasayı, parlamenter sistemi bekleme odasında çengele takan bir kişiden bahsediyoruz.
***
Başbakan Davutoğlu anayasal bir kurumun başında. Ülkeyi yönetme yetkisine sahip. Bakanları var, hepsinin altında koca koca devlet örgütleri. Ama icraatı, kararları tepeden veto yiyince, küçülüyor ve bitiyor olay.
Kamuoyuna mal olan v etartışılan en az 7 konuda farklı görüş ileri sürmeye yeltenecek oldu.
*Şeffaflık yasası çıkartmak istedi, azarlanarak veto yedi.
*Parti seçim programımızda Başkanlık sistemini getirecek anayasa değişikliği yok dedi; bugün oturdu anayasa nasıl bir başkanlık sistemi olmalı, diye anayasa yazmaya koyuldu.
*Yolsuzluk rüşvet olaylarına isimleri karışan eski bakanların Yüce Divan’a gitmelerini istedi, RTE engelledi ve hepsine Meclis’te siyasi aklanma yolunu açtı.
 *RTE’nin Bakanlar Kurulu’na periyodik olarak başkanlık edeceği kararına ve haberlerine karşı çıktı. Bu konuda da kısmen hızaya getirildi. RTE istediği zaman Başkanlık ediyor.
*MİT Başkanı Hakan Fidan’ı milletvekili ve belki de bakan yapmak istedi, ama sonunda RTE’nin dayatmasına boyun eğdi..
*Merkez Bankası’nın ve konuşla ilgili bakanlarının politikalarına RTE’nin saldırılarını durduramadı, sesini de çıkarmadı..
*Çözüm Sürecinde verdiği kararları savunamadı, RTE hepsini ezip geçti.
Özetle hükümetin ve başbakanın politikalarını, bağımsız icracı yapısını durmadan engelleyen bir RTE ve bütün bunları da sessizce geçiştiren, sineye çeken, susan pusan bir başbakan.
Ama kürsüye çıkınca hamasetten yeri göğü inleten, kükreyen bir Davutoğlu.. RTE bu hamasete de “bu kadar olmaz” diyecek belki, ama neyse bana bir zararı yok diyerek es geçiyor..
***
RTE’ye sadece dediklerini, emir ve talimatlarını uygulayacak yerine getirecek adamlar lazım.
Durumu değerlendirdiğinizde ortaya çıkan tabloda, kendi kişiliklerini askıya alan ve biad eden insanlar topluluğu görüyorsunuz. Bu durumun süreğen hale gelmesiyle, ortada robotlar dolaşmaya başlar.
Süreci gözlemleyenlerin hepsi görüyor ki, genel politikası eskileri tamamen tasfiye; partiyi gençleştiriyoruz diye Muktedir’e biatçı, siyasi geçmişi yaşamamış, yönetilmeleri kolay, “Büyük Lider”in çengeline asılı yaşayan insanlar.
***
RTE, partisi içinde canlılığı öldürüyor, farklılığı öldürüyor, kendi politikalarına eleştirileri öldürüyor, yanlışlardan dönülmesini engelliyor, farklı düşünenleri ve kendi yerine lider olacak politik önderleri eliyor ve saf dışı bırakıyor..
Parti gurul gurul. İnsanlar sesini çıkartamıyor, ama alttan alta çıkar yollar aranıyor..
Arınç’ın aykırı konuşmalarını, en son “daha kral çıplak demedim” açıklamasını, parti içindeki geniş çaplı karın ve beyin ağrılarının dışa vurması olarak görün.
Arınç’ın arkasında çok geniş bir parti insanı kitlesi var.
Davutoğlu dahil, aslında geniş bir cephede RTE’ye bayrak açılmış, ama RTE şimdilik koruduğu büyük otoritesi karşısında, bayrağın altında sanki kimse yokmuş gibi gözüküyor.
***
RTE bu muktedirliği ile sadece partisinin hayatiyetini öldürmekle kalmıyor, iktidarda kaldığı sürece Türkiye’yi de her noktada çıkmaza sürüklüyor. Dış politikadan ekonomiye, toplumsal uyumsuzluk ve dağılıp parçalanmadan, birbirine düşmanlığa kadar.
RTE milleti millet yapan örgüleri çözüyor.
Bir AKP önde geleninin söylediği gibi, ülke enerjisini, sorunlarını çözmekte ortak beyin faaliyeti için seferber edemiyor.
Ülkede sinerji sıfır...
Şu adam yıkılıp gitsin de ne olursa olsun, diye düşünen ve politik kararlarını buna göre ayarlayan bu ulusa dönüşüyoruz ki, bu siyasi tutumun bile sonuçları ülke için hayırlar üretecek umut vermiyor.
***
Diyeceğim şu: AKP RTE ile devam edemez. Tıpkı Türkiye’nin de devam edemeyeceği gibi. Bu konuyu işlemeye devam.

--6 Nisan 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder