Soruyu yanlış yönelttim gibi, aslında
temel soru tabii ki şu: RTE politikasıyla Türkiye’nin bir geleceği var mı?
Diyeceksiniz ki, bu soru da gereksiz
değil mi, görmüyor musunuz RTE anlayışının Türkiye’yi kayalıklara çarpıp
durduğunu..
Şüphesiz ki.. Ama ben yine de AKP
açısından konu üzerinde durayım...
Tek adam ve görüşünün herşeyi belirlediği
bir partinin geleceğini acaba AKP’liler tartışıyor mu?
Tek adam, herşeyi ezip geçiyor.
Anayasa’yı ezip geçen, ettiği yemine
saygısı olmayan, partisindeki eğilimleri görmezden gelen ve herşeye tamamen
kendi görüşlerini dayatan bir politikacının, ülkesine ne yararı olabilir,
partisine ne yararı olabilir?
Anayasayı, parlamenter sistemi bekleme
odasında çengele takan bir kişiden bahsediyoruz.
***
Başbakan Davutoğlu anayasal bir kurumun
başında. Ülkeyi yönetme yetkisine sahip. Bakanları var, hepsinin altında koca
koca devlet örgütleri. Ama icraatı, kararları tepeden veto yiyince, küçülüyor
ve bitiyor olay.
Kamuoyuna mal olan v etartışılan en az 7
konuda farklı görüş ileri sürmeye yeltenecek oldu.
*Şeffaflık yasası çıkartmak istedi,
azarlanarak veto yedi.
*Parti seçim programımızda Başkanlık
sistemini getirecek anayasa değişikliği yok dedi; bugün oturdu anayasa nasıl bir başkanlık sistemi olmalı,
diye anayasa yazmaya koyuldu.
*Yolsuzluk rüşvet olaylarına isimleri
karışan eski bakanların Yüce Divan’a gitmelerini istedi, RTE engelledi ve
hepsine Meclis’te siyasi aklanma yolunu açtı.
*RTE’nin Bakanlar Kurulu’na periyodik olarak
başkanlık edeceği kararına ve haberlerine karşı çıktı. Bu konuda da kısmen
hızaya getirildi. RTE istediği zaman Başkanlık ediyor.
*MİT Başkanı Hakan Fidan’ı milletvekili
ve belki de bakan yapmak istedi, ama sonunda RTE’nin dayatmasına boyun eğdi..
*Merkez Bankası’nın ve konuşla ilgili
bakanlarının politikalarına RTE’nin saldırılarını durduramadı, sesini de
çıkarmadı..
*Çözüm Sürecinde verdiği kararları
savunamadı, RTE hepsini ezip geçti.
Özetle hükümetin ve başbakanın
politikalarını, bağımsız icracı yapısını durmadan engelleyen bir RTE ve bütün
bunları da sessizce geçiştiren, sineye çeken, susan pusan bir başbakan.
Ama kürsüye çıkınca hamasetten yeri göğü inleten, kükreyen bir Davutoğlu.. RTE bu
hamasete de “bu kadar olmaz” diyecek belki, ama neyse bana bir zararı yok diyerek es geçiyor..
***
RTE’ye sadece dediklerini, emir ve
talimatlarını uygulayacak yerine getirecek adamlar lazım.
Durumu değerlendirdiğinizde ortaya çıkan
tabloda, kendi kişiliklerini askıya alan ve biad eden insanlar topluluğu
görüyorsunuz. Bu durumun süreğen hale gelmesiyle, ortada robotlar dolaşmaya
başlar.
Süreci gözlemleyenlerin hepsi görüyor ki,
genel politikası eskileri tamamen tasfiye; partiyi gençleştiriyoruz diye
Muktedir’e biatçı, siyasi geçmişi yaşamamış, yönetilmeleri kolay, “Büyük
Lider”in çengeline asılı yaşayan insanlar.
***
RTE, partisi içinde canlılığı öldürüyor,
farklılığı öldürüyor, kendi politikalarına eleştirileri öldürüyor, yanlışlardan
dönülmesini engelliyor, farklı düşünenleri ve kendi yerine lider olacak politik
önderleri eliyor ve saf dışı bırakıyor..
Parti gurul gurul. İnsanlar sesini
çıkartamıyor, ama alttan alta çıkar yollar aranıyor..
Arınç’ın aykırı konuşmalarını, en son “daha
kral çıplak demedim” açıklamasını, parti içindeki geniş çaplı karın ve
beyin ağrılarının dışa vurması olarak görün.
Arınç’ın arkasında çok geniş bir parti
insanı kitlesi var.
Davutoğlu dahil, aslında geniş bir
cephede RTE’ye bayrak açılmış, ama RTE şimdilik koruduğu büyük otoritesi
karşısında, bayrağın altında sanki kimse yokmuş gibi gözüküyor.
***
RTE bu muktedirliği ile sadece partisinin
hayatiyetini öldürmekle kalmıyor, iktidarda kaldığı sürece Türkiye’yi de her
noktada çıkmaza sürüklüyor. Dış politikadan ekonomiye, toplumsal uyumsuzluk ve
dağılıp parçalanmadan, birbirine düşmanlığa kadar.
RTE milleti millet yapan örgüleri
çözüyor.
Bir AKP önde geleninin söylediği gibi,
ülke enerjisini, sorunlarını çözmekte ortak beyin faaliyeti için seferber
edemiyor.
Ülkede sinerji sıfır...
Şu adam yıkılıp gitsin de ne olursa
olsun, diye düşünen ve politik kararlarını buna göre ayarlayan bu ulusa
dönüşüyoruz ki, bu siyasi tutumun bile sonuçları ülke için hayırlar üretecek
umut vermiyor.
***
Diyeceğim şu: AKP RTE ile devam edemez.
Tıpkı Türkiye’nin de devam edemeyeceği gibi. Bu konuyu işlemeye devam.
-- 6 Nisan 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder