SAYFALAR

5 Ocak 2015 Pazartesi

Siyasi Ahlaksızlığın Çukuru


Hürriyet bir süredir 2010 öncesi ve sonrasında emniyetin telefıon dinleme skandallarını yayınlıyor. Nesi yeni bunun diyeceksiniz. Hepsini bilmiyor muyuz.. Hak veririm. Ama Cumartesi günkü sayısında yayınladığı telefon dinleme haberinin ayrı ve çok önemli bir yönü vardı. Bu dinlemeleri, 2011 seçimlerini tasarlamaya yönelikti. Seks kasetleri ile devrilen politikacılar için, sahte isimlerle “dinleme izni” alınmış, izlenmiş, tezgah kurulmuş ve görüntüler çekilmişti.. Sonra da tabii, ver elini internet..
12 Haziran 2011 seçimleri öncesi Türkiye siyasi seks kasetleri olayı ile çalkalandı. Türkiye’de siyasal ahlaksızlığın ve siyasal iktidarlığın hangi b.k çukurlarında örüldüğünün en gözde kanıtlarından biridir bu. CHP ve MHP’de önemli isimler istifa ettiler..
Peki bu şantajın altında AKP iktidarının mı, Cemaatin mi yoksa ikisinin birden mi imzası vardı..
İlk seks kaseti skandalı 2011 seçimlerinden 1,5 yıl kadar önce, Baykal hakkındaydı.. Ana muhalefeat partisi ve liderine karşı!  CHP lideri olaydan kısa bir süre sonra istifa ederken şunları vurguladı, anımsayalım: Bu hukuk ve ahlak dışı bir tertiptir.. İktidarın bilgisi onayı dışında gerçekleştirilemez; ileri teknoloji, meskene tecavüz edilerek kamera yerleştirilmesiyle yapıldı, hileye ve şerre dayalı bir kalleşlik politikasıdır
Hepsi doğru! Baykal Pensilvanya’dan mesaj aldığını, Gülen Cemaati’nin bu tezgahta dolü olmadığına inandığını söyledi. Ben de o zamanki bir makalemde, Baykal’a, bu açıklamaya fazla inanma, demiştim
İkinci kaset şantajı veya tertibi seçimlerden hemen bir ay önce 2011 Nisanında MHP’li politikacalara düzenlendi. Sonuçta MHP’nin Bölükbaşı gibi gözde milletvekili adayları istifa etmek zorunda kaldılar. Kasette, sözde MHP’li kılığında veya AKP’ye geçmiş MHP’liler olarak, “tepeden tırnağı” tüm yönetim istifaya çağırılıyordu..

Bir AKP Projesi: Tek Başına Meclis’te Anayasa
Seçim öncesi AKP ve liderinin hedefi, Meclis’te tek başına Başkanlık Anayasa’sını yapabilecek bir çoğunluğu (367 milletvekili) ele geçirmekti. Anayasası hazır, masa üzerinde bekliyordu. Bunun gerçekleşmesi ancak MHP’nin seçim barajına takılarak Meclis’e girememesiydi. O zaman AKP’nın, MHP’nin çıkartamadığı milletvekillerinden önemli bir kısmını alma ve 367’yi yakalama şansı bulunuyordu.
Oyun, MHP’yi safdışı bırakma üzerine kurulmuştu. Üç taktikle ilerliyordu Muktedir.
Bir yandan bir sürü MHP’liyi partisine devşirerek, MHP’li seçmene de gel gel yapıyordu...
Seks kasetleri şantajı ile MHP yönetimini hemen seçim öncesi tümden çökerterek büyük bir seçmen kitlesini kaybetmesi hedefleniyordu (ahlaksız parti imajı)..
Üçüncüsü ise, RTE’nin seçim alanlarında, Kürt düşmanlığı yapmasıydı. Apo, DSP-MHP-ANAVATAN iktidarı döneminde Türkiye’ye teslim edilmişti. RTE meydanlarda bağırıyordu: Devlet Bahçeli yapamadı ama ben olsam o sırada Apoyu asardım! Böylece MHP’li seçmene “partiniz biziz” diyordu.
İktidarın o stratejisini, seks kasetlerinin amacını o sırada seçimden önce de sonra da çok sık yazdım (Mesela 22 Mayıs 2011 tarihli yazım..)
***
Şimdi güncele, Hürriyet’in haberine dönelim. Tezgah 2009’da başlıyor.  Seçim öncesi istifa eden Deniz Bölükbaşı, Bülent Didinmez ve Cihan Paçacı hakkında, Emniyet Müdürlüğü, Ankaraz Ağır Ceza’dan dinleme kararı aldırıyor.
Ama tezgaha bakın: Bu isimleri adları sanlarıyla yazmıyorlar, telefonlarını yazıyorlar, gerçek adları yerine de mesela “haydar baran” gibi isimler yazıyorlar.. Peki neden dinlemek istiyorsun sorusuna da “İBDA-C üyeleri” olduklarını yazıyorlar. Yani terör örgütü üyeleri.. İki MHP’liye de başka terör örgütü üzerinden dinleme kararı aldırıyorlar..
Tamam mı! Telefonlarından tüm ilişkilerini izlemeye alıyorlar.. İzliyorlar, bir takım ilişkilerini kayda kuyda alıyorlar ve uydurdukları “farklı ülkücülük” isimli, iktidarın tezgahı olduğu açık bir internet sitesinden yayına koyuyorlar. Ne zaman? Seçime bir ay kala..

Siyasi Analizlerle Eylem tam örtüşüyor
AKP’nin seçim stratejisi ile şantaj tam örtüşüyor.
Peki bu tezgahı iktidarın kurduğu konusunda bir şüphe var mı? Benim sıfır şüphem var.
Peki bu tezgahın devlet kurumlarına yaptırıldığı konusunda bir şüphesi olan?
İki kurum var: ya MİT işin içine girdi, ya da Emniyet, veya ikisinin işbirliği ile tezganhlandı.
Emniyet işin içinde: çünkü mahkemeden dinleme izni alan onlar. Telefonları dinlediler, ilişkileri saptadılar.. Sıra ses ve görüntü alımına gelince, devreye MİT girmiş olabilir mi?
***
Bir soru daha: Emniyet kimlerin kontrolünde o tarihte? Tabii ki Cemaatçilerin... Cemaat örgütlenmesinin bu şantajdan doğrudan yararı var mı? Sanmıyorum. Cemaat’in Meclis’e girmemesinden doğrudan bir çıkarını göremiyorum. Cemaat’in, AKP’nin Meclis’te büyük çoğunluğundan bir yararı var mı? Sanmıyorum. Çünkü Cemaat ile AKP arasında nanemolla olayları başlamıştı, İsrail konusunda tam bir kopuş gerçekleşmişti.. Diğerleri (Şike-2 belki de MİT) hazırlıklar sürüyordu.
Ama Emniyet Müdürlüğünü- İstihbaratı kontrol edebilirler, burada kendi amaçlarına yönelik tezgahlar kurabilirler, fakat devletten gelen emirleri ve talimatları da yerine getirmek gibi bir görevleri de var..
Çıkan sonuç: Seks kasetleri tezgahı için proje iktidardan, hizmet desteği ise Emniyetteki Cemaat yapılanmasından..

Konu kapanmadı, ben yeni açıklamalar bekliyorum..
-4 Ocak 20156 Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder