Cumhuriyet’e saldıran, İslamcı değilse, hangi
dini temsil ediyor..
Bu soruyu sorma
hakkımız doğdu. Ne zamandır? Anayasal olarak Başbakanlık koltuğunda oturan
Davutoğlu’nun, Mizah dergisi Charlie Hebdo çalışanlarının katledilmesine karşı
Paris’te dünya çapında yapılan liderler zirvesine ve 1,5 milyon insanın
katıldığı ifade özgürlüğü yürüyüyüşüne, kol kola girerek katılmasından sonra..
Davutoğlu,
insanlığın savunulduğu yerde tabii ki olacaklarını belirtti ve meydanı boş
bırakmayacaklarını de ekledi.
Öyle mi?!
Hadi öyleyse,
hodri meydan! Orası Paris ise, burası da Türkiye, İstanbul!
Bu ülkenin
başbakanı olarak, en sorumlu mevkide olarak, öncelikle özgürlükleri
savunabilecek yer kendi ülkendir. Burada özgürlükleri savunabildiğin ölçüde
Paris’te Londra’da, Suriye’de ve dünyanın başka yerlerinde ifade
özgürlüklerini, insan haklarını, demokrasiyi savunmuş olursun.
Ama Paris’de
Charlie Hebdo’yu savunun, Türkiye’ye gelince örneğin Cumhuriyet’e karşı
matbaada kamyonları durdurarak yapılan sarsürleme ve basın özgürlüğüne saldırı
karşısında ses çıkarmayın! İslamcı faşistlerin ve köktendincilerin Cumhuriyet’e
karşı sosyal medyada açtıkları linç ve cinayet kampanyası karşısında tek kelime
etmeyin..
***
Sayın
Davutoğlu, o koltukta tüm yasal ve anayasal haklarınızı ve icra yetkilerinizi
savunan bir yazar olarak soruyorum, Paris ve Türkiye, biri Ay’da diğeri Mars’ta
iki yer mi?
Orada
yaşayanlarla burada yaşayanlara farklı özgürlük değerleri mi biçiyorsunuz?
Paris’e
gitmenizin nedeni neydi?
Özgürlük
standartlarınız arasında bu kadar fark olması, sizi vicdanen rahatsız etmiyor
mu?
Cumhuriyet için
bir söz söylemeniz için, bizlere karşı yapılacak ciddi bir saldırının olmasını
mı bekliyorsunuz? O zaman mı “basın ve ifade özgürlüğü” aklınıza gelecek?
Merak etmeyin,
Cumhuriyet’in özgürlüğünü savunmak, sizin özgürlüğünüzü sde avunmak anlamına
gelir.
Yoksa,
ülkemizde ortalığı saran, kendilerine İslamcı yaftası açmış katil kılıklıların
ve belki de profesyonel katillerin hışmından sizde mi kendiniz, siyasetiniz ve
geleceğiniz açısından endişe ediyorsunuz?
***
Cumhuriyet
gazetesi ve çalışanlarına karşı katilliğe soyunan veya katilliğe çağıran,
kendilerine İslamcı – Müslüman diyenler, kimi temsil ediyorlar?
Dünyada
cinayetler işleyen teröristler için “Onlar İslamı temsil etmiyor, İslam dini
böyle bir din değildir” diyen sizlersiniz..
O halde
soralım: Cumhuriyet’e linç kampanyası açanlar, hangi İslamın temsilcileridir?
Hepsi sizin
iktidarınızı savunduğu için de, özellikle soruyorum...
Sizin bunlar
hakkında görüşleriniz var mı?
Bunların
potansiyel katillikleri hakkında önleyici bir girişiminiz, kınamanız olur mu?
“Bunlar İslamı
temsil etmiyor” sözleriniz, aynı zamanda, en hafifinden terör teşvikçisi bu
sözde “islam savunucuları” için de geçerli mi?
Anayasa’ya
karşı suç işlenmektedir. Yasalar hergün çiğnenmektedir.
Savcılar
susmakta ve harekete geçmemekte, tam tersine özgürlüklerin baskılanması yolunda
hareket etmektedir.
Anayasa, hukuk
devleti diye bir şey var mı ülkemizde?
Yoksa bunların
hepsi, vitrinde teşhir edilen ama dükkana girdiğinizde “ne yazık ki o malımız kalmadı, vitrinde gördüğünüz en küçük beden”
diyen tezgahtarlık söylemi mi?
Sayın Başbakan,
ya özgürlükleri ve anayasal hakları bütünüyle savunacağız, ya da iktidarınız ve
siz dahil, hepimiz yıkıntının altında kalacağız..
Charlie Hepdo’nun Kapak Meselesi
Bir iki okur
mesaj attı ve “Charlie Hebdo’nun kapak fotoğrafını yayınlamamanızı biri korku
belirtisi olarak görüyorum” dedi.. Cumhuriyet’in geçmişi demokrasiyi,
hukuku, insan hak ve özgürlüklerini, Anayasal hakları savunmakla geçti. Onurlu
bir geçmişi var Cumhuriyet’in. Özgürlükleri savunmak yolunda şehitler verdi.
Cumhuriyet’i değerlendirme kıstası, bir kapak fotoğrafını yayınlayıp
yayınlamamak olamaz. Cumhuriyetin onurlu geçmişini bilmeyen yeniler bunu böyle
sanabilir..
Görüşüme göre,
Cumhuriyet’in yayın politikasını bizzat kendisi tayin etmelidir. Çıta, Charlie
Hepdo’nın kapağı olabilir mi? Bir gazetenin yayın çizgisini öncelikle kendi
politikası belirler..
Gazete,
derginin önemli içeriklerini 4 sayfa yayınlayarak, evrensel dayanışmasının
örneğini iyi bir şekilde vermiştir.. Özgürlükçü tutumunu belirlemiştir. Bunun
yanında, kendi köşelerinde kapak resmini koyan arkadaşlarımızı tabii ki
savunuruz.
Bir karikatürü,
İslam Peygamber’inin resmi olarak algılama derekesine indiren, zaten çevresine
saldırmak için vesile arayanlar, suç işlemeye hazır bindirilmiş kıtalar
gibidir.
İkitidarın sesi
Yeni Şafak gazetesi dün Cumhuriyeti hedef gösterirken, acaba kim adına hareket
ediyordu?
-- 15 Ocak 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder