İki gündür
iktidarın basın özgürlüğüne uyguladığı sansür yazılarım üzerine tepe yöneticisi
bir gazeteci dostum aradı. Şu sözünün
altını çiziyorum, önemli bir saptama dedi: “RTE’nin, okurun para vererek
satın aldığı çok satışlı gazetelere olan durmak bilmeyen saldırılarının ardında
şu gerçek yatıyor: Hedefi onları da yandaş yaparak batırmak..”
Bu sözün dayanağı, yandaş gazetelerin satışlarının son derece düşüklüğü ise (Sabah dışında).
Bunun iyi örneklerinden biri de Milliyet
olabilir mi? Orada iyi yazar dostlarım var, gazeteyi çıkaranların iyi gazetecilik yapma çabalarını da
görmüyor değilim. Ama Milliyet (ve Vatan) ağır bir gazetecilik darbesi aldı. Gazetenin patronlarının Recep Tayyip
Erdoğan ile ancak ayıp sözcüğü ile
niteleyebileceğim ilişkileri ortaya çıkınca, patron, büyük patron karşısında
ağlamaklı hale gelince..
Yanlış anlamayın, eleştirimin ana ağırlığı, gazete
yönetimlerini/sahiplerini bu noktaya düşüren RTE’ye.. Milliyet’in perakende
satışlarında, toplu gazete alımlarının payı/oranı nedir? Epey yüksek olduğu
haberleri geliyor, %30’u aşıyor mu? Acaba, RTE’nin Milliyet üzerindeki
haberlere konu olan o etkisinin, bu durumda bir rolü var mı?
Diğer bir Sansür Mekanizması: İlan Vermemek
Başka bir ‘sansür mekanizması” daha var: İlan vermemek! İktidarın denetimindeki
devlet kurumları, örneğin Vakıf Bank,
Ziraat Bankası ve Halk Bankası ve son olarak bunlara katılan Turkcell, ilanlarını asla hakkaniyetle dağıtmıyor ve en çok ilanı,
satışları düşük yandaş gazetelere aktarıyor. Aslında ilan dağıtımı için esas
ölçü, satış rakamları, gazetelerin okur profilleri, okunurluk ölçüleri.. Ama
ilan dağıtımı, yandaş ve yandaş olmayan kriterine göre yapılıyor.
Bu, görevi kötüye kullanmak ve kamu
parasının peşkeş çekilmesidir. Unutmayın ki bu 3 devlet bankası üstelik halka
açıktır, borsada hisseleri alınıp satılır ve bankaların bu ilan dağıtım
politikaları hissedarların aleyhinedir..
Tabii bu çerçevede Turkcell’in ilan politikası da kamu bankalarına dönüştü.
Turkcell’in 7 kişilik yönetim kurulunda 5 tane devleti temsil eden (*), yani
iktidarın atadığı üye olunca, ilan politikası da tam anlamıyla sapıttı.
Sözcü gazetesi, Turkcell’in
ilan dağıtım politikasını iyi bir araştırma haberle açıkladı. Haber başlığı “Yandaş medyaya parayı böyle aktarıyorlar: Turkcell’in yönetimine AKP’li
eski bakanlar atandı... Firmanın reklam bütçesi, az okunup az izlenen yandaş
gazete ve TV’lere kaydı!.. Firma, 2 yıl öncesine kadar reklam
bütçesini medyanın erişimine göre dağıtıyordu…AKP, yönetime eski bakanları
atayınca işler değişti. Firmanın 250 milyon liralık reklam bütçesinden aslan
payını, yandaş işadamlarının okunmayan gazeteleri ile izlenmeyen kanalları
aldı… (**)
Star’a 205, Yeni Asır’a 44,
Cumhuriyet’e 24,
Hürriyet’e 61 İlan
En çok satan ilk 3 gazeteye ilanların yüzde
5,8’i, “Ethem Sancak’ın tirajları
yerlerde gezen Star, Akşam ve Güneş gazetesine yüzde 30.3’lük pay verilmesi
dikkat çekiyor.”
Eski komünist dostum yine burada da
karşımıza çıkıyor.. Zaten bu gazeteleri büyük patronu için aldığını da
söylemişti! Tabii Sancak’ı, Sabah ve
Yeni Şafak izliyor!
Peki Cumhuriyet?
İzmir’in yerel gazetesi Yeni Asır (Yandaş medya Sabah’a ait) örneğin 1 Ocak 2014- 9 Kasım
2014 tarihleri arasında, 44 kez ilan alırken, ulusal gazete Cumhuriyet 24 kez
ilan alabilmiş… Bayi perakende satışı 16 bin olan Star (E. Sancak’ın) zirvede: 205 ilan! Onu, tahmin ettiğiniz gibi Akşam, Güneş, Yeni Şafak, Sabah izliyor. Hürriyet 66 ilan alabilmiş. Sözcü ise
6..
Ne adalet var ne hakkaniyet.. Turkcell ki
halka açık, üstelik New York borsasına bile kayıtlı şirket.. Acaba
hissedarları, şirketin ilan paralarının babalarının çiftliği gibi har vurulup
harman savurulmasına ne der?
Evet sansür, iktidarın ilan politikasıyla da
sürüyor.. Şunu diyor: Gel yanıma gel… Yandaş ol, hiç satmasan bile
seni ilanla, parayla beslerim..
--
(*) Şebnem
Turhan’ın haberi, “Turkcell’de kamu
gücü”, 13 Kasım 2014. Yazı, iktidarın bir özel şirkette yönetimi nasıl ele
geçirdiğinin öyküsü gibi. “Turkcell’de ortaklar arasındaki yönetim kurulunu ele geçirme kavgası,
yönetim kurulunun tartışılmaz bir biçimde kamunun hakimiyetine geçmesine neden
oldu.” Artık Genel Müdür Süreyya Ciliv
kadar güçlü bir de hükümetin Ahmet Akça’sı
var.. İkisi birlikte sahneye çıkıyorlar.. Yani Turkcell yönetimi tamamen
iktidarın elinde.. www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27567245.asp
(**) http://sozcu.com.tr/2014/gundem/yandas-medyaya-parayi-boyle-aktariyorlar-656204/
24 Kasım 20014
--2 Aralık 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder