SAYFALAR

14 Kasım 2014 Cuma

Suriyeliler Emek Kırıcı mı? Akıl Takılması!!

Önce Rosetta’nın kuyruklu yıldıza inişini selamlıyorum. İnsanlığın Ay’a inişi kadar, ama onu haydi haydi aşan bir bilimsel-teknolojik-mühendislik- fizik ve astronomi bilimi başarı öyküsü. Hayırlı olsun. 1969’da Ay’a inişi, öğrenciliğim sırasında arada sırada gidip harçlık çıkarmak için çalıştım işyerinde izlemiştim.
(ABD’de hala Ay’a inildiğine inanmayan bir inanç grubu var, biz de Balyoz’dan yargılananların “masum olduğuna kimse beni inandıramaz” diyen, herhangi bir okuma-öğrenme ihtiyacı da duymayan, sapına kadar kökteninançlı yazar çizerler olduğu gibi!)
***
 Bu selamlamadan sonra, konumuza gelelim. Biliyorsunuz iktidar Suriyeli mültecilere kimlik verecek. Oy kullanma hakkı dışında, örneğin çalışma hakları olacak.. Bu bir ilk adımdır. Sonraki adım, hepsine seçme hakkı verilmesi gündeme gelecektir. As buz değil, sanırım oy kullanma yaşında 1 milyona yakın mülteciden bahsediyoruz.. Oy ve sandık.. Anlıyorsunuz politikayı.. Sandık adeta tanrısal bir olay iktidar için! Mültecilerin toplam sayısını hükümet bile bilmiyor. 1,5 milyonu aşan Suriyeli’den bahsediliyor. 2 milyon mu?!
Ama sadece mültecilerin sandık yönüne bir gönderme var. Konumuz Suriyeli mültecilere çalışma izni verilmesi.. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Meclis bütçe görüşmelerinde “çalışma izni verilecek Suriyeliler açık işlerde çalışacak ve sayıları diğer işçilerin yüzde 10’unu geçmeyecek” dedi.
***
Türkiye’de toplam işçi sayısı 25 milyon kadar (TÜİK’e göre). İşsiz sayısı yüzde 10 kadar, yani 2,5 milyon (resmi olmayan sayı çok daha fazla). Gençlerde bu oran yüzde 30’lara doğru yol alıyor! Yani hayata atılan gençler istedikleri iş konusunda elleri böğürlerinde.  
Suriyeli mültecilerin, herhalde yüzbinlercesi ülkemizde zaten çalışıyor. Bakan da biliyor bunu.. Çeşitli toplantılarda edindiğimiz bilgilere göre, özellikle Güneydoğu bölgesinde ve İzmit İstanbul dahil, çok yaygın bir durum ve emekleri sudan ucuz.. Örneğin bizimkiler düşük değerde bir işte 40-50 TL mi alıyor, Suriyeliler 20 ve altında! Üstelik günde 10-15 saat çalıştır. Bir köle bulmuşken..
İstanbul Hazır Giyim Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin yüzünde güller açıyor.. “Suriyeli göçmenlerin Doğu’da istihdam bakımından sorun yarattığını kabul ediyorum. Ancak Marmara Bölgesi’nde bizim sektör bakımından önemli bir kaynak oluşturuyorlar, bölgeyi onlar kurtarıyor”, diyor, hatta bu da yetmiyor onlara, daha da ucuz işgücü getirebileceklerini belirtiyor: Bangladeşliler!
İşin bir yönü, Suriyeliler üzerindeki korkunç, ilkel sömürü. Adeta 100-150 yıl öncesinin vahşi kapitalizmi.. Adamlar muhtaç.. Çocukları da var üstelik. Yüzbinlercesi dileniyor İstanbul ve benzeri “zengin” kentlerde. Adım başı Suriyeli aile, erkeği yoksa yanında, kadın ve çocukları.. Eminim kocalarından daha fazla parayı dilencilikten alıyorlardır! Tabii gazetelere, kadın pazarlama yönü en büyük piyasalardan biri olarak yansıyor...
***
Olayın öteki yönü, Suriyelilerin emek piyasasından “emek ucuzlatıcı, ücret kırıcı” olarak kullanılmaları. Ülkelerin çeşitli bölgelerinde büyük tepkiler var.  Kahramanmaraş ve pek çok bölgede “Suriyelilerin kentlerinden uzaklaştırılması için” baskı var. Kahramanmaraş’ta gösteri yapıldı, yaralananlar oldu.
Emek “piyasası” baskı altında. Emek fiyatı düşüyor, 20 liraya hangi yurttaş çalışır ve nasıl yaşar..
Şüphesiz “mülteci olmak” zor hayat. Ne yapacağız, ekmeğimizi paylaşacağız, dayanışma.. Evet de, bu duruma kim yol açtı?
***
Öncelikle, RTE ve Davutoğlu’nun Suriye’de iç savaşı körükleyen politikaları tabii ki!
Daha mülteciler gelmeden, onbinlerce kişinin kalabileceği mülteci kamplarını hazırladılar. Çünkü politikalarının büyük göçe yol açacağını biliyorlardı. Bir de kırmızı çizgi koymuşlardı: 100 bin mülteciyi aşarsa müdahale ederiz!
İktidar, mülteci göçüyle ilgili 4 milyar dolarlık harcamadan bahsediyor!
Şimdi bu harcamayı tamamen milletin üzerine yıkmak için kolları sıvadılar.  Hükümet çalışma izni vererek kampların maliyetini azaltıyor. Savaş politikalarının yükünü, faturasını halkın omuzlarına yıkıyorlar..
İş piyasasına salarak, işsizliği arttırarak, emek piyasasını düşürüp patronlara emek peşkeşini arttırarak.. İktidar bu yolla Suriyeli çalıştıran şirketlerin maliyetlerini de düşürmelerine yardımcı oluyor!
***
İç savaş nerede çıkıyorsa orada bir “halk felaketi” yaşanıyor.
İktidar Suriye’nin ülkeye bırakın ekonomik, sosyal ve dış politik maliyetinin de giderek büyüdüğünü gördüğü halde, hala Esad’ı yıkmaktan bahsediyor. Bir ülkede merkezi otoriteyi parçalarsanız ve iç savaşı körüklerseniz, orada “savaş ekonomisi” hükmünü sürdürür. Ve etnik ve köktendinci akımlar ve ayrılıklar alır başını yürür.
Suriye iç  savaşı, iktidarın “eyvah Türkiye’yi de parçalayacak bir üst akıl (ABD) devreye girdi” karabasanına döndü. O “üst aklın”, “alt aklı” de sizdiniz!
O “üst akıl”, Suriye konusunda kendisi için yeni “akıllar” üretir ve ilk “aklını” terkederken, ve bu yeni aklı, ülkemiz aleyhine hızla hükmünü yürütür, sizleri gece uyutmazken..
..Siz ise hala “ilk aklınızda” takılı kaldınız.
Yapmanız gereken, Suriye’nin ülke, devlet, toprak, ulus bütünlüğünün ve merkezi yönetimin yeniden kurulmasına yardımcı olmanızdır.
Esad ile işbirliğidir! Hâlâ bunu görmüyor musunuz? Görüyorsanız ve kendinize yediremiyorsanız, bırakınz kendinizi, bu ülkeyi düşünün..

---13 Kasım 2014, Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Not:
Cumhuriyet’te yayımlanan yazıya burada Hazır giyimciler başkanını ekledim.. iki gün sonra da CHP’den Umut Oran açıklama yaptı, tekstilcilerin vb ihtiyacı olan niteliksiz 800 bin işçinin İş ve İşçi Bulma Kurumu’nda beklediğini söyledi.

Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Erdal Öndeş, Kilis'te 120 bin Suriyeli yaşadığını bunların 5 bininin inşaatta, fıstık tarlalarında çalıştığını söyledi. Aksiyon İş Konfederasyonu Başkanı Vedat Öztürk ise “Patronlar 1 Türk yerine sigortasız 5 Suriyeli çalıştırabilir. İşsizlik yüzde 30’lara çıkar” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder