Kılıçdaroğlu’nun
“MİT’te CHP’yi izlemek, karıştırmak ve
bölmek için özel bir grup kuruldu” biçimindeki sözleri ortalığı karıştırdı.
Kılıçdaroğlu, kendisine bu konuda bilgi ulaştırıldığını söyledi..
Başbakan Davutoğlu’ndan
artık daha akıllı ve profesörlüğüne yakışır yanıtlar bekliyoruz, “elinde belge varsa gvstaer, kanıtla, yoksa
müfterisin, devlet kurumlarını zayıflatmak amacındasın.. ihanet içindesin” gibi sıradan ve
yakışmayan yanıtlar değil... Bunu istemek hakkımız, Başbakanlık makamında
nitelikli bir kimsenin oturuyor olmasını arzu ettiğimiz için..
Davutoğlu’nun ne yapması gerekirdi bu iddia
üzerine? Hemen alelacele yanıt yetiştirmeden önce ciddiye alması.. “Öyle bir durum olduğunu sanmıyorum, ama bu
ciddi bir iddiadır, araştıracağım öyle açıklama yapacağım demesi..”
Kılıçdaroğlu’nun bu savı parti içi düzeni sağlamak amacıyla ortaya attığını
düşünseniz-varsaysanız bile!
Sıradanlığı Türkiye, iktidar, politika
aşmalı.. Herkesçe aşılmalı sıradanlık..
“Kanıtla”,
demenin hafifliği
Davutoğlu’nun “ispatla, belge göster..”
demesinin bir anlamı olabilir mi? Hayır. Ayol gizli bir örgütten bahsediyoruz.
Bu konuda iki şekilde belge olabilir..
İlki, MİT Müsteşarının
veya yardımcılarının yazılı bir emirle böyle bir tim’in kurulmasını istemesi..
Ki bu yazılı talimat belge olarak dışarı sızar.. Böyle olabilir mi?
Sanmıyorum.. Bu gibi, hele hele hiç bir yasal temeli olmayan ve MİT’i töhmet
altında bırakacak bu gibi konularda belge-iz bırakılmaz, sözlü olarak yapılır..
Davutoğlu’nun belge göster demesi
kargaları bile güldürür!
İkincisi, böyle bir görevi
üstlenmiş MİT elemanlarının “iş üzerinde
yakalanması”! Böyle bir durum da yok.
Kılıçdaroğlu aldığı bir ihbarı duyuruyor olabilir.
Bu ihbarın aslı astarını araştırması çok zordur. Ama kendisine de saklayamaz.
Bu ihbarı nereden almış olabilir? MİT içinden doğrudan kendisine, partiye
sızdırılmış olabilir.. Ya da, iktidarın dediği gibi, Cemaat’ten Kılıçdaroğlu’na
iletilmiş olabilir. Bu durumda da Cemaat ya uydurmuştur, ya da gerçekten bir
ihbarı değerlendirmiştir.
MİT içinde Cematin adamlarına yönelik de
temizleme operasyonları yapıldığı haberleri geçen aylarda iktidar basınında yer
buldu. Cemaat ile iktidar arasında şiddetli bir çatışma yaşandı. Bunun ilginç
öyküsünü, Çatışmanın Anatomisi kitabımda anlattım.
MİT,
Erdoğan-Parti-Devleti’nin MİT’i olunca
Kılıçdaroğlu’nun bu savı dayandıracağı temel
yok mu? Var..
İlki, kendisinin de
dediği gibi, MİT’in devletin, ülkenin, milletin MİT’i olmaktan çıkıp, RTE’nin,
Davutoğlu’nun, iktidarın, Parti-Devlet’in MİT’i haline dönüştürülme
süreci.. Öyle ki iktidar MİT’i bütün izleme, gözetleme, operasyon yapma,
fişleme vb gibi faaliyetlerin yasal olarak da tam merkezine oturtuyor ve
herşeyi tamamen MİT’le denetleme aşamasına geçiyor. Hükümet MİT’i adeta hep
yanında taşıyor!
AKP’nin iktidarda kalmak için bütün
operasyonları yapabileceğine ve herşeyi göze alabileceğini ilişkin adeta “kesin
bilgi”ye dönüşmüş bir kanaat yerleşti. İktidarın politika ve eylemlerini
artık bu düşünce ışığında da değerlendirmekten başka çare yoktur. Kaldı ki seçim sürecine girilmiştir. İktidar oy
oranını, yüzde 43-45 bandında tutmak,
ama asla yüzde 40’ın altına düşürmemek için elinden geleni herşeyi
yapacaktır. Buna da bir “kesin bilgi” diye bakabiliriz!
Bu amaçla, MİT’i ve Emniyet’i çeşitli
operasyonlar için kullanması beklenebilir. MİT’i, CHP’yi bölmek için
görevlendirmesi, biraz uçuk bir sav olarak görülebilir. Ama başka operasyonlar
söz konusu olabilir.
Seks
kasetleri Operasyonu, iktidarın işiydi
İktidarın seçim sürecinde rakiplerine çeşitli komplolar kurduğunun kesin kanıtı, 2011 seçimlerinden önce
yapılan kaset operasyonlarıdır. İki seks kasetleri operasyon yaptılar. Biri MHP’ye, 5-6 tepe adamı tasfiye
oldu.. Amacı iktidarın, MHP’yi bu “ahlaksız görüntüsü” ile barajın altına
düşürmek, böylece Meclis’te Anayasa’yı tek başına yapacak salt çoıunluğu ele
geçirmekti.. Bu tutmadı, tersi oldu.. Diğeri
Baykal’a yapıldı.. Aynı şekilde CHP’yi karıştırarak bölmek, itibarını ve bu yolla
oylarını düşürmekti.. Bu da ters tepti..
Bu kaset işi, tamamen RTE ve adamlarının
sırtında kaldı.
İktidar bu işi ortaya çıkarmadı, üzerine
örttü. Baykal, Cemaatçilerin bu işi yapmadığı konusunda Gülen’den teminat aldı. RTE, bu kaset konusunu seçim meydanlarında
kullanıp durdu, “bu özel değil, genel genel, hepimizi ilgilendirir...” lafları
etti.. “MİT’e görevlendiriyorum” gibi
bir palavra attı.
İktidar, daha sonra da seks kasetleri
operasyonlarının Cemaat’in işi
olduğunuu söyledi. Bunun da bir palavra olduğu açık. Eğer öyle olsaydı, 10
aydır Cemaat’in defterini dürmekle meşgulsun, seks kasetleri operasyonunun
Cemaat’in işi olduğunu belgelerdin ve temize çıkardın..
Artık, seçim öncesi bu operasyonların
iktidarın işi olduğu da bence kesin bilgiye dönüşmüş durumdadır..
İktidarın, bu operasyonlar için devleti,
emniyeti, MİT’i kullandığı olasılığı yüksektir. Eğer özel hafiyeler
tutmadıysa.. Şimdi evet özel sivil ajanlara yaptırdı bu kirli işleri dersem,
hepiniz gülersiniz!
***
Yeni seçim dönemine giriyoruz.. “Bu işlerde ustalaşmış iktidardan herşey
beklenir”, kesin bilgisine
göre herkes hareket etsin..
Demek Davutoğlu da “belgesini göster kanıtla” aşamasına geçti..
--- 25 Kasım 2014, Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder