SAYFALAR

27 Kasım 2014 Perşembe

MİT ve CHP, Kim Bölecek Sorunu

Kılıçdaroğlu’nun “MİT’te CHP’yi izlemek, karıştırmak ve bölmek için özel bir grup kuruldu” biçimindeki sözleri ortalığı karıştırdı. Kılıçdaroğlu, kendisine bu konuda bilgi ulaştırıldığını söyledi..
Başbakan Davutoğlu’ndan artık daha akıllı ve profesörlüğüne yakışır yanıtlar bekliyoruz, “elinde belge varsa gvstaer, kanıtla, yoksa müfterisin, devlet kurumlarını zayıflatmak amacındasın.. ihanet içindesin” gibi sıradan ve yakışmayan yanıtlar değil... Bunu istemek hakkımız, Başbakanlık makamında nitelikli bir kimsenin oturuyor olmasını arzu ettiğimiz için..
Davutoğlu’nun ne yapması gerekirdi bu iddia üzerine? Hemen alelacele yanıt yetiştirmeden önce ciddiye alması.. “Öyle bir durum olduğunu sanmıyorum, ama bu ciddi bir iddiadır, araştıracağım öyle açıklama yapacağım demesi..” Kılıçdaroğlu’nun bu savı parti içi düzeni sağlamak amacıyla ortaya attığını düşünseniz-varsaysanız bile!
Sıradanlığı Türkiye, iktidar, politika aşmalı.. Herkesçe aşılmalı sıradanlık..

“Kanıtla”, demenin hafifliği
Davutoğlu’nun “ispatla, belge göster..” demesinin bir anlamı olabilir mi? Hayır. Ayol gizli bir örgütten bahsediyoruz. Bu konuda iki şekilde belge olabilir..
İlki, MİT Müsteşarının veya yardımcılarının yazılı bir emirle böyle bir tim’in kurulmasını istemesi.. Ki bu yazılı talimat belge olarak dışarı sızar.. Böyle olabilir mi? Sanmıyorum.. Bu gibi, hele hele hiç bir yasal temeli olmayan ve MİT’i töhmet altında bırakacak bu gibi konularda belge-iz bırakılmaz, sözlü olarak yapılır.. Davutoğlu’nun belge göster demesi kargaları bile güldürür!
İkincisi, böyle bir görevi üstlenmiş MİT elemanlarının “iş üzerinde yakalanması”! Böyle bir durum da yok.
Kılıçdaroğlu aldığı bir ihbarı duyuruyor olabilir. Bu ihbarın aslı astarını araştırması çok zordur. Ama kendisine de saklayamaz. Bu ihbarı nereden almış olabilir? MİT içinden doğrudan kendisine, partiye sızdırılmış olabilir.. Ya da, iktidarın dediği gibi, Cemaat’ten Kılıçdaroğlu’na iletilmiş olabilir. Bu durumda da Cemaat ya uydurmuştur, ya da gerçekten bir ihbarı değerlendirmiştir.
MİT içinde Cematin adamlarına yönelik de temizleme operasyonları yapıldığı haberleri geçen aylarda iktidar basınında yer buldu. Cemaat ile iktidar arasında şiddetli bir çatışma yaşandı. Bunun ilginç öyküsünü, Çatışmanın Anatomisi kitabımda anlattım.

MİT, Erdoğan-Parti-Devleti’nin MİT’i olunca
Kılıçdaroğlu’nun bu savı dayandıracağı temel yok mu? Var..
İlki, kendisinin de dediği gibi, MİT’in devletin, ülkenin, milletin MİT’i olmaktan çıkıp, RTE’nin, Davutoğlu’nun, iktidarın, Parti-Devlet’in MİT’i haline dönüştürülme süreci.. Öyle ki iktidar MİT’i bütün izleme, gözetleme, operasyon yapma, fişleme vb gibi faaliyetlerin yasal olarak da tam merkezine oturtuyor ve herşeyi tamamen MİT’le denetleme aşamasına geçiyor. Hükümet MİT’i adeta hep yanında taşıyor!
AKP’nin iktidarda kalmak için bütün operasyonları yapabileceğine ve herşeyi göze alabileceğini ilişkin adeta “kesin bilgi”ye dönüşmüş bir kanaat yerleşti. İktidarın politika ve eylemlerini artık bu düşünce ışığında da değerlendirmekten başka çare yoktur. Kaldı ki seçim sürecine girilmiştir. İktidar oy oranını, yüzde 43-45 bandında tutmak, ama asla yüzde 40’ın altına düşürmemek için elinden geleni herşeyi yapacaktır. Buna da bir “kesin bilgi” diye bakabiliriz!
Bu amaçla, MİT’i ve Emniyet’i çeşitli operasyonlar için kullanması beklenebilir. MİT’i, CHP’yi bölmek için görevlendirmesi, biraz uçuk bir sav olarak görülebilir. Ama başka operasyonlar söz konusu olabilir.

Seks kasetleri Operasyonu, iktidarın işiydi
İktidarın seçim sürecinde rakiplerine çeşitli komplolar kurduğunun kesin kanıtı, 2011 seçimlerinden önce yapılan kaset operasyonlarıdır. İki seks kasetleri operasyon yaptılar. Biri MHP’ye, 5-6 tepe adamı tasfiye oldu.. Amacı iktidarın, MHP’yi bu “ahlaksız görüntüsü” ile barajın altına düşürmek, böylece Meclis’te Anayasa’yı tek başına yapacak salt çoıunluğu ele geçirmekti.. Bu tutmadı, tersi oldu.. Diğeri Baykal’a yapıldı.. Aynı şekilde CHP’yi karıştırarak bölmek, itibarını ve bu yolla oylarını düşürmekti.. Bu da ters tepti..
Bu kaset işi, tamamen RTE ve adamlarının sırtında kaldı.
İktidar bu işi ortaya çıkarmadı, üzerine örttü. Baykal, Cemaatçilerin bu işi yapmadığı konusunda Gülen’den teminat aldı. RTE, bu kaset konusunu seçim meydanlarında kullanıp durdu, “bu özel değil, genel genel, hepimizi ilgilendirir...” lafları etti.. “MİT’e görevlendiriyorum” gibi bir palavra attı.
İktidar, daha sonra da seks kasetleri operasyonlarının Cemaat’in işi olduğunuu söyledi. Bunun da bir palavra olduğu açık. Eğer öyle olsaydı, 10 aydır Cemaat’in defterini dürmekle meşgulsun, seks kasetleri operasyonunun Cemaat’in işi olduğunu belgelerdin ve temize çıkardın..
Artık, seçim öncesi bu operasyonların iktidarın işi olduğu da bence kesin bilgiye dönüşmüş durumdadır..
İktidarın, bu operasyonlar için devleti, emniyeti, MİT’i kullandığı olasılığı yüksektir. Eğer özel hafiyeler tutmadıysa.. Şimdi evet özel sivil ajanlara yaptırdı bu kirli işleri dersem, hepiniz gülersiniz!
***
Yeni seçim dönemine giriyoruz.. “Bu işlerde ustalaşmış iktidardan herşey beklenir”,  kesin bilgisine göre herkes hareket etsin..
Demek Davutoğlu da “belgesini göster kanıtla” aşamasına geçti..

---25 Kasım 2014, Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder