SAYFALAR

28 Ekim 2014 Salı

Savaşa (İç) Hazırlık/ Kürt Devletleşmesi: Tarihsel Bir Kural mı?

Gelinen nokta hiç iç açıcı değil.. Erdoğan’ın Estonya dönüşü uçakta yaptığı açıklamaları okuyorum, hafakanlar basıyor beni.. Hem ülke, hem iktidarı, hem kendisi, hem atadığı başbakan.. Hepsi için bir çıkmaz. Çıkmazın ötesinde ülke büyük bedeller ödeyecek gibi..  Ortadoğu’da, içi boş olduğunu hep yazıp çizdiğimiz “oyun kurucu ülke” halisünasyonlarının nasıl bir bir çöktüğünün itirafları var konuşmasında..
Bir ülke nasıl bu kadar zor duruma sokulur ve çöküşe doğru yol alır.. Şüphesiz, bu hiç istenecek bir şey değil, sonuçta benim ülkem!
Mesela RTE, “Obama’nın tavrı tasvip edilemez” diyor. Suriye Kürtlerine, Kobana’ya yaptıkları havadan silah yardımı üzerine tutumunu açıklıyor. ABD ile Ortadoğu’da dans edebileceğini mi sandın? ABD, bölgede tek “oyun kurucu”, İran, Rusya ve Çin ise onu dengeleyicidir. ABD’nin planı vardır, bir de bu planların hayata geçirilmesine hizmet edecekler.. ABD ile derin sorun yaşıyor RTE, ABD için ilk kez doğru sorular soruyor, mesela, IŞİD bugüne kadar heryeri alırken neden müdahale etme akıllarına gelmedi de, Kobani söz konusu olunca uluslararası bir koalisyon kuruldu.
Bu sorunun güncel yanıtı (tarihsel değil!), Saddam zamanında, 33 paralelin güneyine kadar uçuşa yasak bölge ilan edilmesine kadar gider. Burası Kürt bölgesidir. Şüphesiz Saddam’ın Kürtlere karşı zehirli gaz katliamını unutmak mümkün değildir. ABD 1998’de Barzani ve Talabani’yi Washington’a çağırıp müttefik hale getirmiştir. Bu, çekişmeli olsa da hala sürer. ABD Ortadoğu’da Kürtlerin en büyük dostu, himayecisi ve devlet kurucusudur.
RTE bir laf daha etti, “1295 km sınır üzerinde oyun oynanıyor”. Bu Türkiye’nin Suriye ve Irak sınırının toplamı. Suriye’nin Kürt bölgesi Rojava, şüphesiz ki bu oyunun bir içinde. Kobane’de siperlerde Abdullah Öcalan’ın bayrakları var (Mahmut Oral’ın gazetemizde dünkü Kobane haberi). ABD, bizim yazarlarımız için, Kürtlere verdiği bu destek nedeniyle “emperyalist güç” olmaktan yıllardır çıkmış durumdadır. Zaten küresel dünyada emperyalizm mi kalırmış, gibi teorileri de vardır hempaların..

Tarihsel Bir Kural Yok..
Irak’ta Kürtler devletleşmiştir. Şüphesiz tarihsel gelişme hükmünü sürdürüyor.
Ama orada Kürt devleti kuruluyor diye, İran, Türkiye ve Suriye’deki Kürtlerin yaşadığı yerlerde de mutlaka devletleşme olacaktır diye bir “tarihsel kural” yok.
O zaman biz de mesela Bulgaristan Türkleri ile “devletleşelim”.. Tabii Yunanistan Türkleri de var.. Ama Türkiye’nin böyle bir politikasından bahsedemeyiz.. Önemli olan Türklerin her iki ülkede de huzur içinde ve özgürce, yurttaşlık haklarına sahip olarak yaşamalarıdır. Burada Türkiye Cumhuriyeti var, isterlerse kalkar gelirler! Nitekim gelenler çok.
Türkiye’de hiç bir iktidar, al sana veriyorum yaşadığın yerleri, kur devletini ve git başımdan diyemez. Kürt Siyasi ve Silahlı Hareketi ile çözüm mutlaka olmalıdır, ama ülkenin birlikteliğini güçlendirecek yönde... Bölgedeki çoğunluk Kürtlerin ne isteyecekleri de şüphesiz ki önemli olacaktır. PKK, politikalarıyla ortaya bir de “Türk Sorunu” çıkarma uğraşısı içinde. Öyle ki birlikte yaşamak olanaksız olsun. Tabii, gelişmeler ne gösterir bilinmez, ama gidiş hiç de hayırlı değil.

Kobani ve Türkiye’de Ayrılıkçı Yapı
Suriye’nin Kürt Bölgesinin, simgeleşen Kobani ile, PKK/HDP için böylesine önemli olmasının nedeni basittir: Türkiye’de bir “özerk yapı” oluşursa, Suriye Kürt bölgesi ile birlikteliği kaçınılmaz bir tarihsel fırsat olacaktır. Büyük, genişleyen bir alan! Barzani-Talebani’nin Irak’taki devletine, karşı ve paralel.. PKK ve HDP politikası, bu isteğe uygun Türkiye içinde “ayrılıkçı bir yapı” oluşturmaya yöneliktir. Bu, geleceğe yönelik bir yapı olmak zorundadır ki, Ortadoğu’da yeni seçeneklere tamamen açık olabilsin.
PKK’nın silahla dayattığı, böyle bir çözüme veya oluşuma uygun bir masadır...
Ayrışmaya elverişli bir yapı oluşturma niyetleri ve politikalarının sonucudur, hala süren silahlı eylemleri ve cinayetleri.
Yoksa Türk-Kürt sorunu kolay ve anında çözülür...
CHP’nin bile bu konuda kafası net değil, karışık sanki.. Yoksa “sanki”, fazla mı?
***
Türkiye Kürtlerinin durumu, ne Suriye ne de İran’dakilere benzer. Oralarda “toplu bir yaşam-alan” sözkonusudur. Oysa Türkiye’de Kürtler dağınıktır, belki de dünyada çok ender görülen bir “millet karışımı” söz konusudur. Hayatın ve zamanın doğal seyri, bu karışımın ve birlikteliğin sürmesinden yanadır. Ayrışma, hayatın doğal seyrine aykırıdır, bu nedenle de kötü sonuçlar verir ve ayrışma dayatılırsa Anadolu bu kez etnisite temelinde tam bir çözülmeye gider. Tehlikeli Türk Sorunu budur: “Biz Türkler de bir arada yaşamak istiyoruz”..
Not: RTE’nin ilk yapması gereken Suriye politikasını 180 derece değiştirmektir. Buun görmayorlar mı ki, RTE Esad saplantısını sürdürüyor.. Değiştireceksiniz bu politikası, ama epey geç olacak..

---27 Ekim 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder