15 Aralık 2011 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
3 Koltuk
Boşalıyor – 4:
Cemaat: Bedel
Zamanı!
3 koltuk sorunu,
gelecek 2,5 yılı belirleyeceği için, analizi sürdürüyoruz.
3 koltukta gerçekleşecek büyük değişikliklerin salvo ateşlerini
seyretmeye başladık. Şimdilik kesine yakın bir nokta var: Başbakan Erdoğan
Köşke çıkmak istiyor, bunun için Cumhurbaşkanlığı seçimine katılacak; seçilirse
(bunu da tartışmalıyız, tüm muhalefet ortak aday çıkartırsa, eğlenceli bir
seçim olabilir!) 5 yıl Cumhurbaşkanı olacak.
Başbakan’ın, Anayasa’yı da değiştirerek, Başkanlık Sistemi’nin ilk adayı
olarak seçilmek istediğini biliyoruz. Eğer bu konuda kesin kararlıysa, yeni
Anayasa uzlaşmalarında “müthiş açılımlar” görebiliriz: “Al sana Anayasa maddesi, ver bana Başkanlık sistemi”. Bu yolun
da imkansızlıklarla dolu olduğu biliniyor. Büyük bir olasılıkla Erdoğan, Gül’ün
kullandığı yetkilerle yetinecek!
Son yazıda, Başbakan’ın Köşk’e çıkmasıyla “siyasete ara verecek”
olmasını, “topal ördek” olarak nitelendirmiştik. Başbakan, “topal
ördek”liği engellemek için, Gül’ü “dışarıya” göndermek istiyor (Erdoğan
topal ördekliğini, Parti ve Başbakanlığa getireceği “adamları” ile dengelemeye
çalışacak). Bunun kamuoyunu yaratmak için, uşak-yalaka “renkli kalemler”in
devreye girdiğini de görüyoruz.. Türkiye
ne kadar itibarlıymış… büyükmüş… BM sekreterliği gerçekleşebilirmiş… bir
dizi palavrayla Gül’ün eline “elma şekeri” verilmeye, parti liderliğine
ve başbakanlığa yanaştırılmamaya çalışılıyor.
Öte yandan, sözde anketlerle, başbakanlığa ve parti liderliğine en çok
kim isteniyor haberleri pompalanıyor.. Başbakanın anket, plan ve programında
karanfil var, papatya var ama
“Gül” yok! Erken başlayan peşrev seyrediyoruz.
***
Gül, durumu değiştirebilir mi? Ancak Cemaat desteğiyle bunu deneyebilir!
Şike yasasına veto, bu ittifakın provasıydı!
Cemaat’ın
Erdoğan’a tavır alabilmesinin ve parti/iktidar içinde (ilk kez!!) başka ittifaklara girmeye cesaret
edebilmesinin ardında, hem parti-iktidar-halk içindeki yuvalanmasının hacmi,
hem de Erdoğan’ın Parti ve Başbakanlığı bırakarak “topal ördek” durumuna
düşmesi var!
Yoksa Cemaat, her zaman (yükselen) bir iktidar kanadı altında kalmayı ana
politika benimsemiş bir örgüttür (*). Erdoğan güç yitirmeseydi, Cemaat ona
karşı çıkmaya cesaret edemeyecek ve verilenlerle yetinecekti!
Cemaat, üçüncü “eşit güç” olarak büyüdüğünü düşünmektedir!
Dolayısıyla tepelerde 3 Koltuk için 3 Güç çarpışmaktadır!
Gül “iktidarı” altında, iktidar ortaklığı güçleneceği için Cemaat daha
büyüyebilir.
Üçlü güç denemesinde hepsinin zayıf yönü bulunuyor: Erdoğan’ın “topal
ördek”liği; Cemaat’in siyasi bir korumacılığa – siyasi iktidarın kanatları
altına muhtaçlığı ve Gül’ün Parti içinde zayıflığı…
***
Ama şunu
vurgulamalıyız: Ne Gül için ne de
Cemaat için iktidar sorunu kolay değildir. Dahası, Erdoğan’ın topal ördekliğine
rağmen, bu ittifakın kazanma şansı daha zayıf gözükmektedir! Cemaat, Erdoğan’ın
otoriter ve güçlü kişiliğini görmemektedir! Hastalık ve nekahat zamanı,
Erdoğan’a ortalığı gözleme ve gelecek stratejisini gözden geçirme zamanı tanımıştır.
Erdoğan ile Cemaat arasında, eski ittifakın yürüyeceğini artık
sanmıyorum. Camlar kırılmıştır. Cemaat, varlığını, Erdoğan’ın iktidar ve
gücüyle eşitlediği zamandan beri, bu böyle!
Erdoğan, bunu “haklı” olarak, kabul etmez, edemez. Çünkü, iktidarı
milletin elinden çekip alan odur..
Daha zaman var. 2013’te, Gül ile Erdoğan arasında “eşit koşullarla”
bir görev değişikliği olmazsa, sert çatışmalar yaşanabilir. Tabii, Gül’ün
Parti’ye resmen üyeliği de gerekli, bu arada!
Erdoğan, işi kolaylaştırmak için Gül-Cemaat ittifakını engellemek
isterse, Cemaat’e boyun eğmek durumuyla karşı karşıyadır: İsteklerini kabul
edecek ve Cemaat’e devlette, hükümette ve toplumda daha geniş alanlar açacak!
Bu yol, Erdoğan için giderek cemaatin “siyasi kuklası” durumuna çıkar!
Erdoğan, böyle bir kuklalığı şüphesiz ki zul sayar!
Bazı yorumlara göre, Cemaat-AKP ittifakı bozulmaz. Tartıştığımız bu
değil. Cemaat, kendisi için en uygun koşulları yaratmak için, liderlikte kimin
olacağı konusuna ağırlık koyuyor. Cemaati AKP’siz düşünmek neredeyse
olanaksızdır. Ama tersi için aynı şeyi söylemek, çok da doğru değildir!
Ama bu “politika oyunu”nu kaybetmesi durumumda, bir de bedeli olacaktır!
Cemaat, artık
bir siyasi iktidar odağıdır! Bunun de bedelini er geç ödeyecektir!
(*) İsrail meselesinde Erdoğan’a karşı tavır alması, küresel olarak
ABD’nin eteği altına sığınmasından ileri gelir.. Cemaat’in bu politikasını
gelecek sayıda irdeleyeceğim.
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder