SAYFALAR

1 Temmuz 2014 Salı

Mezhep Devletler Çağı Sünni-tistan, Şii-tistan, Alevi-tistan, Dürzi-tistan...

Evet dünyada bir ilke imza atılıyor ve Mezheb Devletler Çağı’na giriliyor. Olur mu öyle şey demenizi beklemiyorum, bazınızın kafasında, bugüne kadar bir mezhebe dayalı ülke- devlet yok muydu, sorusu geçirebilir..
Evet, bildiğim kadar yok! Orta Doğu’da, hemen yanıbaşımızda bir ilk gerçekleşecek..
Feodal krallıklar, derebeylikler yıkıldı, veya büyüdü- genişledi ve yerlerini imparatorluklar aldı.. İmparatorluklar parçalandı, kapitalizm gelişti, aynı coğrafi bölgede ortak tarih-dil birliği ve ekonomik çıkarlar temelinde, dinin de rol oynadığı ulus devletler çağına geçildi. Bayraklar, sınırlar...
Kapitalizm ve ulus devletler çağı hükmünü sürdürürken, şimdi de bazı bölgelerde ulus devletler parçalanıyor, içlerinden yeni geç kalmış ulus devletler doğuyor... (*)
Ulus devletlerin temel bir özelliği, aynı coğrafi sınırlar içinde bulunan, bir egemen din olsa da, farklı din ve mezheplerden, hatta farklı etnisitelerden insanları içinde barındırmasıydı. Ulus devlet, ırk temelinde veya bir din veya bir mezhep temelinde yapılanmamıştı, her ne kadar örneğin mezhep savaşları hep olduysa da. Ama ulus devletler, çıkarları gereği aynı coğrafyada bulunan bütün farklılıkları kapsayıcı oldular..
Şimdi bu da aşılıyor ve post-ulus devlet dönemine giriliyor gibi. Sadece bir dinin (Müslümanlığın) mezheplerden birine dayanan, ulus devletler! Şii-tistan, Sünni-tistan, Alevi-tistan.. (Kürdistan, farklı bir süreç..)
Hepsi müslüman, ama birbirlerini boğazladıkları için, veya biri diğerini dışladığı için, geldikleri nokta, saf-mezhep devletler aşaması! Bunların büyük çoğunluğunun kendisini “arap” kabul etmesine rağmen..
***
Diyeceksiniz ki, Orta Doğu’da zaten emperyalist ve sömürgeci batılıların çıkarlarına göre zaten sınırlar cetvel gibi çizilmemiş miydi ve proje taa 1916’ya gitmiyor muydu..
Evet de, yine de dinleri ve dilleri ortak değil miydi, affedersiniz.. Yine de sağında solunda bir ortak tarihleri de var sayılırdı.. Peki neden, Batıda ve dünyanın her yerinde ulus devleter gerçekleşti de, Orta Doğu’da, gelinen noktada mezhepler devletlerine kadar parçalanma sürecine girildi?
Herkes düşünsün.. Bakın bir de İran var orada!
Diyeceksiniz ki, batılıların petrol çıkarları, bu bölge ülkelerine ve insanlarına rahat yüzü vermedi.. Ülkeleri, ülke içindekileri birbirine kırdırdı, örneğin Irak’ı işgal etti, Suriye’de de aynı süreci bu kez profesyonel köktendinciler ve uluslararası katiller kullanarak başlattı.
Şüphesiz ki neden bu önemli bir etken, bugün varılan noktada... Ama bu kadar mı?
***
Neden bu İslami coğrafyada sağlam ulus devletler kurulamadı, hepsi patır patır dökülüyor?
Denendi, bugün batılı emperyalistlerin ağzıyla kötülenen “arap milliyetçilikleri”, Nasırcılık, Baasçılık gibi güçlü siyasi-ideolojik akımlar ortaya çıktı, çoğu da Mustafa Kemal’i ve Türkiye’ye örnek aldı, ama başaramadılar. Sadece Türkiye başardı diyeceksiniz biliyorum; ama durun, iktidar politikaları sayesinde Türkiye de bu tip bir İslam ülkesine hızla dönüşme eğiliminde.
Peki neden bu milliyetçilikler, petrol de olmasına rağmen, güçlü ulus devletler olamadı da, Batılıların oyuncağı olarak kaldı? Şimdi mezhep devletlere, saf islami-mezhebi ülkelere dönüşüyor?
Bunun nedeni, İslami anlayışların ülkelerde-toplumlarda siyasi egemenliği olabilir mi? Aşiretler, kabileler neden aşılamadı?
Arap milliyetçiliklerinin kendi içlerinde diktatörlüğe dönrüşmeleri mi, yoksa bu topraklarda modern ulus devlet gerçeğini ortaya çıkartacak insan, sistem, özgürlük, bilimsel düşünce teknolojik yaratıcılık.. ulus devletleri daha sonra ulus devlet yapan unsurların bu ülkelerde varolamaması.. mı?
Mesela Mısır’da laikliğin bir bir kavram olarak toplumda karşılığının olmaması, dilin bunu üretememiş olması?!
Ulus devletlerin, genellikle de de laiklik- özgürlük temelinde, öbür dünyanın değil de bu dünyanın gerçekleri temelinde inşa edilmeleri, üretim ve politika yapmaları mı? Bilim, düşünce, teknoloji üretmeleri mi?
Türkiye’nin ayrıcalığı, Mustafa Kemal’in bugün toplumsal geri zekalıların kötüledikleri, ulus devlet reformlarını kaçınılmaz olarak ve kararlılıkla uygulamasında mı, ve Atatürk gibi bir adama sahip olmamızda mı; biraz da Batı’ya, ulus devleti gerçekleştirmiş coğrafyaya yakınlığı mı ülkenin; Kurtuluş savaşı devrimcilerinin Batılı düşünceyi epey içselleştirmiş olmalarında mı?
Belki de bunların hepsi birden..
***
Yazmıştım, okurlar anımsayacak: IŞİD, bir Sünni devlet kurma hareketidir.. Meseleye salt vay katiller diye bakmayın. Katillikleri, hem köktendinciliklerinden, hem de, Şii bölgesini diğer etnik ve mezheplerden arındırma radikalliklerinden geliyor. Zamanları az, hızlı davranmak zorundalar. Bizim rehineler de, hem bu yolda tamamen birer rehine hem de AKP’nin ABD’ye 2003’de verdiği büyük desteğin intikamı..
ABD’de çizilen haritalara bakıyorum (**). Suudi Arabistan’dan da galiba 5 devlet çıkartılması düşünülüyor oradan.. Libya’dan da 3..
Sorularım baki.. De, Türkiye ne yapacak yeni Orta Doğu’da..
--
(*) Ulus Yıkıcılığı Zamanları kitabımı anımsatırım bu konu için..

(**) www.nytimes.com/interactive/2013/09/29/sunday-review/how-5-countries-could-become-14.html?ref=sunday
--30 Haziran 2014, Pazartesi / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder