Evet dünyada
bir ilke imza atılıyor ve Mezheb
Devletler Çağı’na giriliyor. Olur mu öyle şey demenizi beklemiyorum,
bazınızın kafasında, bugüne kadar bir mezhebe dayalı ülke- devlet yok muydu,
sorusu geçirebilir..
Evet, bildiğim
kadar yok! Orta Doğu’da, hemen yanıbaşımızda bir ilk gerçekleşecek..
Feodal
krallıklar, derebeylikler yıkıldı, veya büyüdü- genişledi ve yerlerini
imparatorluklar aldı.. İmparatorluklar parçalandı, kapitalizm gelişti, aynı
coğrafi bölgede ortak tarih-dil birliği ve ekonomik çıkarlar temelinde, dinin
de rol oynadığı ulus devletler
çağına geçildi. Bayraklar, sınırlar...
Kapitalizm ve
ulus devletler çağı hükmünü sürdürürken, şimdi de bazı bölgelerde ulus
devletler parçalanıyor, içlerinden yeni geç kalmış ulus devletler doğuyor...
(*)
Ulus
devletlerin temel bir özelliği, aynı coğrafi sınırlar içinde bulunan, bir
egemen din olsa da, farklı din ve mezheplerden, hatta farklı etnisitelerden
insanları içinde barındırmasıydı. Ulus devlet, ırk temelinde veya bir din veya
bir mezhep temelinde yapılanmamıştı, her ne kadar örneğin mezhep savaşları hep
olduysa da. Ama ulus devletler, çıkarları gereği aynı coğrafyada bulunan bütün
farklılıkları kapsayıcı oldular..
Şimdi bu da
aşılıyor ve post-ulus devlet
dönemine giriliyor gibi. Sadece bir dinin (Müslümanlığın) mezheplerden birine
dayanan, ulus devletler! Şii-tistan,
Sünni-tistan, Alevi-tistan.. (Kürdistan, farklı bir süreç..)
Hepsi müslüman,
ama birbirlerini boğazladıkları için, veya biri diğerini dışladığı için,
geldikleri nokta, saf-mezhep devletler
aşaması! Bunların büyük çoğunluğunun kendisini “arap” kabul etmesine rağmen..
***
Diyeceksiniz
ki, Orta Doğu’da zaten emperyalist ve sömürgeci batılıların çıkarlarına göre
zaten sınırlar cetvel gibi çizilmemiş miydi ve proje taa 1916’ya gitmiyor
muydu..
Evet de, yine
de dinleri ve dilleri ortak değil miydi, affedersiniz.. Yine de sağında solunda
bir ortak tarihleri de var sayılırdı.. Peki neden, Batıda ve dünyanın her
yerinde ulus devleter gerçekleşti de, Orta Doğu’da, gelinen noktada mezhepler
devletlerine kadar parçalanma sürecine girildi?
Herkes
düşünsün.. Bakın bir de İran var orada!
Diyeceksiniz
ki, batılıların petrol çıkarları, bu bölge ülkelerine ve insanlarına rahat yüzü
vermedi.. Ülkeleri, ülke içindekileri birbirine kırdırdı, örneğin Irak’ı işgal
etti, Suriye’de de aynı süreci bu kez profesyonel köktendinciler ve
uluslararası katiller kullanarak başlattı.
Şüphesiz ki
neden bu önemli bir etken, bugün varılan noktada... Ama bu kadar mı?
***
Neden bu İslami
coğrafyada sağlam ulus devletler kurulamadı, hepsi patır patır dökülüyor?
Denendi, bugün
batılı emperyalistlerin ağzıyla kötülenen “arap milliyetçilikleri”, Nasırcılık, Baasçılık gibi güçlü
siyasi-ideolojik akımlar ortaya çıktı, çoğu da Mustafa Kemal’i ve
Türkiye’ye örnek aldı, ama başaramadılar. Sadece Türkiye başardı diyeceksiniz
biliyorum; ama durun, iktidar politikaları sayesinde Türkiye de bu tip bir
İslam ülkesine hızla dönüşme eğiliminde.
Peki neden bu
milliyetçilikler, petrol de olmasına rağmen, güçlü ulus devletler olamadı da,
Batılıların oyuncağı olarak kaldı? Şimdi mezhep devletlere, saf islami-mezhebi
ülkelere dönüşüyor?
Bunun nedeni,
İslami anlayışların ülkelerde-toplumlarda siyasi egemenliği olabilir mi?
Aşiretler, kabileler neden aşılamadı?
Arap
milliyetçiliklerinin kendi içlerinde diktatörlüğe dönrüşmeleri mi, yoksa bu
topraklarda modern ulus devlet gerçeğini ortaya çıkartacak insan, sistem,
özgürlük, bilimsel düşünce teknolojik yaratıcılık.. ulus devletleri daha sonra
ulus devlet yapan unsurların bu ülkelerde varolamaması.. mı?
Mesela Mısır’da
laikliğin bir bir kavram olarak toplumda karşılığının olmaması, dilin bunu
üretememiş olması?!
Ulus
devletlerin, genellikle de de laiklik- özgürlük temelinde, öbür dünyanın değil
de bu dünyanın gerçekleri temelinde inşa edilmeleri, üretim ve politika
yapmaları mı? Bilim, düşünce, teknoloji üretmeleri mi?
Türkiye’nin
ayrıcalığı, Mustafa Kemal’in bugün toplumsal geri zekalıların kötüledikleri,
ulus devlet reformlarını kaçınılmaz olarak ve kararlılıkla uygulamasında mı, ve
Atatürk gibi bir adama sahip olmamızda mı; biraz da Batı’ya, ulus devleti
gerçekleştirmiş coğrafyaya yakınlığı mı ülkenin; Kurtuluş savaşı
devrimcilerinin Batılı düşünceyi epey içselleştirmiş olmalarında mı?
Belki de
bunların hepsi birden..
***
Yazmıştım,
okurlar anımsayacak: IŞİD, bir Sünni
devlet kurma hareketidir.. Meseleye salt
vay katiller diye bakmayın. Katillikleri, hem köktendinciliklerinden, hem
de, Şii bölgesini diğer etnik ve mezheplerden arındırma radikalliklerinden
geliyor. Zamanları az, hızlı davranmak zorundalar. Bizim rehineler de, hem bu
yolda tamamen birer rehine hem de AKP’nin ABD’ye 2003’de verdiği büyük desteğin
intikamı..
ABD’de çizilen
haritalara bakıyorum (**). Suudi
Arabistan’dan da galiba 5 devlet çıkartılması düşünülüyor oradan..
Libya’dan da 3..
Sorularım
baki.. De, Türkiye ne yapacak yeni Orta Doğu’da..
--
(*) Ulus Yıkıcılığı Zamanları kitabımı anımsatırım
bu konu için..
(**) www.nytimes.com/interactive/2013/09/29/sunday-review/how-5-countries-could-become-14.html?ref=sunday
--30 Haziran 2014, Pazartesi / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder