SAYFALAR

3 Haziran 2014 Salı

ERG Araştırması: Eğitime Erişim, Eşitlik ve Kaliteyi Arttırmıyor

CBT Gündem, 1419, 30 Mayıs 2014

Türkiye’de eğitimin karşılaştırmalı olarak sayısal ve kalite bakımından fotoğrafını çeken, temel eksiklikleri saptayan ve önerilerde bulunan Eğitim Reform Girişimi (ERG), bu kez Türkiye Eğitim Sisteminde Eşitlik ve Akademik Başarı çalışması başlıklı raporunu açıkladı. Genel duyurudan önce bir gurup gazeteci ve yazarla bir araya gelen ERG akademik kadrosu ile hem sohbet ettik hem de Raporu hazırlayanlardan Işıl Oral’dan bulguların ana hatlarını dinledik ve tartıştık. Üstün Ergüder, Tosun Terzioğlu ile ERG’nin yönetiminde bulunan diğer paydaşlar da toplantıda bulundular.
Aşağıda önce çalışmanın ana bulgularını, rapordan yer yer özetleyerek veya saptamaları alarak paylaşalım:
Sosyoekonomik durum ile akademik başarı arasındaki ilişkinin sorgulandığı bu istatistiksel analizde, cinsiyet, bölge, sosyoekonomik durum ve program türü gibi değişkenler göz önünde bulundurularak, net okullulaşma oranları ve akademik başarı düzeyleri incelendi.
Bu bağlamda, Türkiye’de öğrenci performansının sosyoekonomik etmenlerden etkilenmesinin sürdüğü ve akademik performansın ortalama olarak düşük olduğu görülüyor.
Eğitim, Türkiye’de çok tartışılan bir konu. Milli Eğitim Bakanlığı ve konuyla ilişkili diğer kurumlar eğitim sistemindeki aksaklıkları düzeltmek amacıyla, varolan sisteme sürekli olarak müdahalelerde bulunuyor. Bu hedefli müdahaleler sonucunda Türkiye’de ilköğretimde okullulaşma oranları özellikle kız öğrenciler için önemli ölçüde artmakla birlikte, sosyoekonomik durumun akademik başarıyla ilişkisinin kuvvetinin de azaldığı görülüyor. Bu olumlu gelişmelere karşın, özellikle ortaöğretimde okullulaşma, devamsızlık, okulu terk etme oranları, mezun olamama gibi önemli sorunlar devam ediyor.

Raporun önemli bulguları:
• Türkiye’de akademik başarı ile sosyoekonomik durum arasında güçlü bir ilişki var.
• Genel olarak, ailesinin eğitim düzeyi yüksek olan çocukların okullulaşma olasılıkları daha yüksek.
• Eğitime erişimde coğrafi bölgeler arasında da farklar gözlemleniyor. Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgelerinde erkek öğrencilerin okullulaşma oranları kız öğrencilerden ortalama olarak 7-8 yüzde puan daha yüksek.
• İlköğretim düzeyinde kız çocuklarının okul dışında kalması olasılığı erkekler ile aynı iken ortaöğretime geçişte, özellikle de doğu bölgelerinde, kadınların daha çok okul dışında kaldığı gözlemleniyor.
• Ortaöğretimde okulu terk etme oranları, tüm okul türlerinde erkek öğrenciler için daha yüksek.
• Evlerinde Türkçe konuşulan çocuklar, konuşulmayan akranlarına oranla ortalama iki okul yılı ileride performans gösteriyor.
• Türkiye’de 15 yaş grubundaki öğrencilerin en yüksek sosyoekonomik dilimden gelenleri ağırlıklı olarak fen liseleri ya da Anadolu liselerine gidiyor. Diğer taraftan, meslek liselerindeki öğrencilerin % 23’ü en düşük % 20’lik sosyoekonomik dilimdendir.
• Öğrencinin kardeş sayısı arttıkça ortaöğretimde okullulaşma olasılığı %2 civarında düşüyor. Bu etki ilköğretimde gözlemlenmiyor.
• Türkiye’de okullulaşma oranları, özellikle kız çocukları açısından, yakın geçmişte önemli ölçüde arttı. Ancak sosyal hareketliliğin aynı oranda artmamış olması ve belli bölgelerde gelir eşitsizliğinin yüksek ve akademik performansın göreli olarak düşük kalması, yalnızca erişimi artırmanın  eğitimde eşitlik ve kalite konularında ilerleme sağlanmasını garanti etmediğini ortaya koyar.
• Düşük gelirli ailelerden gelen gençler, gereksinimlerini karşılayacak bir eğitim görememenin sonucunda, daha düşük gelirli işlerde çalışırlar ve gelir eşitsizliği bir sonraki nesile aktarılır. Bu durum, toplumsal eşitsizliklerin kırılamadığı bir döngüye dönüşebilir.
• 2012’de, ilköğretime kaydı olmayan çocukların (6-13 yaş) oranı %6. Bu oran Doğu bölgelerinde daha yüksek.. Ortaöğretime geçişte kızlar daha çok okul dışı kalıyor.
• Ortaöğretimde ailenin eğitim düzeyi ile çocukların okula devamlılıkları arasında yakın ilişki var.
Rapora ERF’nin sitesinden ulaşabilirsiniz.. Yerimiz ölçüsünde bazı noktalarına değindik. Bu arada çeşitli tablo ve grafikleride inceleyebilirsiniz. Biz bu sayfaya ilginç bir tanesi alıyoruz..
***
PISA eğitim sonuçlarının son raporunu da dikkate alırsak, çok minik bazı kımıldamalara rağmen, kalite söz konusu olduğunda, Türkiye eğitimi yerinde sayıyor. Örneğin bazı ekonomik grafikler yukarıya doğru  çıkarken eğitim grafiklerinin yatay görünümü, bir ülke için başarı anahtarının en iyi bileşeni olan insan ve eğitim kalitesinin bu durumu, gelecek için umutlu olmamızın önünde en büyük engel. 
Tabii, üniversitelerimizde “tek tip” ve sessiz sedasız yönetimler, eğitimi giderek bilimsellikten uzaklaştıran dini-ideolojik temele kaymaya başlaması, böyle giderse Türkiye için kara bir tablodan söz edebiliriz ancak..

Gelecek Cuma yeniden buluşmak üzere..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder