Soma’da
madenci M.A.Karakacan: “Mal, kömür çıksın gerisi önemli değil.Köpek
kadar değerimiz yok…” Bu sözler çok anlamlıdır. Ekonomi ve siyaset
bilimcilerin sayfalar dolusu makale ile anlatmaya çalıştıklarını, bir maden
emekçisi, gerçek hayatında yaşayarak, bir cümle ile özetliyor anlatıyor..
İşte
yeni liberalizmin, kapitalizmin kısa özeti budur: Önemli olan “ekonomik
faaliyet”tir. Yani üretim faaliyetidir. Bu faaliyet para ve mal üretir… Şirket
kârlılığı herşeyin üzerindedir. Başarı, bu kârlılığın sürekli artması, patronun
ailesinin, şirket ortaklarının kasasının ve banka hesaplarının durmadan şişmesi
ile ölçülür. Şüphesiz ki bundan hiyerarşik olanak çok kimse yararlanır.
Madenlerdeki
faaliyette emekçi sadece bir “girdi”dir.. hatta “ara-girdi”. Yani bir aracı..
Üretimin aracı.
Bu
“aracı”nın toplam içindeki maliyeti ne
kadar
*ucuzsa,
*hakkı
hukuku yoksa,
*sigortasızsa,
örgütsüz ve sendikasızsa,
*sesi
çıkmazsa, talepte bulunmazsa, herşeye evet derse,
*yasalarca
korunmasızsa,
*dahası:
anında kapı önüne konacak bir sistemin içindeyse, yani taşeron “malı” ise..
***
Ayrıca,
madenlerdeki güvenlik önlemleri ne kadar
·
az harcamayı gerektirirse,
·
yasalara ne kadar az uyulur ve gereğinin
en azı yerine getirilirse,
·
madende, başbakanın dediği bakış “kaza olması olayın fıtratında var”,
egemense ve ne yapalım madende kaza olur
bakışı genel kural olarak uygulanırsa..
·
Kazalarda, dün Başbakanın yaptığı gibi “Bunlar olağan şeylerdir.
Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında
bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok.. Kuranı Kerim’de hakikaten
insanoğlu için emeğinden başkası yoktur buyuruyor rabbimiz. Rabbim ekmeğinin
peşinde rızkının peşinde hayatını yitiren bu kardeşlerimizin mekanını cennet
eylesin.”, diyen felsefesi ile, ölenlerin cennete gittiğini geride kalanların
merak etmemesi gerektiğini söylerse...
·
Maden
sahibinin işi de o kadar kolaylaşır.. kasaları şişer, hesapları dolar taşar..
***
Olayı
anlamak için şu itirafları dinleyin: Soma Madenleri sahibi Alp Gürkan, Hürriyet
yazarı Vahap Munyar’la konuşuyor.
Diyor ki:
Türkiye Komür İşletmeleri, Soma
işletmelerinde kömürün tonunu 130-140 dolara mal ediyordu.. Buranın işletmesini
bize devrettiler, ve ton maliyetini 24 dolara indirdik…
Munyar:
Bunun sihirli formülü nedir?
Sahip:
Özel sektörün çalışma tarzının devreye
girmesi..
BAKAN’IN ÖLÜ SAYACI ROLÜ
Tamam
kötü niyetli olmayalım.. “Devletin
malı deniz, yemeyen domuz” anlayışıyla
özel sektörcü yöneticilerce yönetilen devlet işletmelerine kıyasla özel
işletmeler “daha rasyonal” çalışıyor..
Rasyonel
mi dedim? Özel sektör rasyonalitesinin en büyük aklı en çok kâr etmektir.
Madencileri
alabildiğine sömürme, tüm maliyetleri alabildiğine aşağı çekme ve kârı ençoklaştırma..
Daha geçen yıl, “Sahip”, madende 500 işçiye 20 gün yetecek yaşam odaları var
diyordu.. Enerji Bakanı Yıldız, yine Soma’da aynı şirketin işletmeye aldığı
başka bir madenin açılışını RamazanIn birinci günü yapıyor ve en modern bir
maden işletmesinden söz ediyordu.
Soma
Madenciliğe yağ çeken bakan, şimdi maden felaketinde ölü ve yaralı rakamları
açıklama görevini üstenmiş!!! En alt rakamlardan başlayarak, 205’te bırakmış..
Ölü sayacı rolü.. Nereden nereye..
Bakan
en azından kendisi, istifa etmeyi düşünür
mü?
Bu
rol kabul edilebilecek gibi değil!
KAN
VE GÖZYAŞI SPİNE OLUP YÜKSELDİ
Maden
sahibi zarardan ederken, Soma madencisinin yüksek verimi ve ölümüne çalışma
koşulları sonucu elde ettiği yüksek kazançları, İstanbul’a getirtip, en yüksek
ikinci kuleyi, Spine’yi dikiyor..
Kaç bin dolar bir metrekaresi? İstanbul’un taşı toprağı altın.. Hiç bir zaman
bu mesel AKP dönemi kadar mümkün olmadı..
Acaba
Spine’nin temelinde, Soma Madenlerinde, aşırı sömürü, alın teri, kan ve gözyaşı
ile kazanılan büyük paralar yatıyor mu yatmıyor mu?
Patron,
bunları biriktirip yuvarlak kuleyi dikti mi dikmedi mi?
***
Başbakan’a gelince..
CHP’lilerin
Ekim 2013’te verdikleri ve Nisan 2014 sonunda, yani 10 gün önce Meclis’te ancak
konuşulan Soma, Manisa’da iş kazaları konusunda Meclis araştırması açılması
önergelerinin AKP tarafından reddedilmesini örtbas etmeye kalkışması son derece
ayıptır. Ama kendisine de yakışır..
Soma’da bir yıl içinde 5 bin iş kazası olmuş.. Önergede ve önerge üzerine
yapılan konuşmalarda, korkunç gerçekler dile getirilmiş..
Ama
sizin bizzat talimatınızla olsa gerek, tek tek seçerek Meclis’e yığdığınız
milletvekilleriniz, hayır Meclis Araştırması istemiyoruz oyu vermişler ve önerge
reddedilmiş..
Ne
utanç verici!
Bu
reddedenler hakkında, bir yiğit savcı çıkmalı, yasalara uygun olmasa bile,
soruşturma açmalıdır..
Göstermelik
olsa bile.. Ama madencilerin haklarını
savunacak insanlar var bu ülkede dedirtmek için sadece..
-- 15 Mayıs 2014 Perşembe / Bilim ve siyaset- Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder