Fotoğraflara bakıyorum, yüzü ürküntü veriyor.
Yüz kasları gergin mi gergin, gözler adeta fışkırmış. Hiddeti, bütün
düşüncelerinde dışa vuruyor... İki kişi ölmüş, polislerin arabasına yanıcı
madde atılmış, ortalık panik... Yine bir Alevi aile babası kanlar içinde.
Yurttaşlar vurulup düşüyor... Ama ülkenin baş
sorumlusu “polis nasıl sabrediyor, anlamıyorum” diyor. İki cinayet sanki
tatmin etmemiş kendisini, nasıl
sabrebiliyorsun sözünün ancak şu anlamı olabilir: “Kardeşim, sana karşı koyanları vur yık yere.. iki yetmez, elini tutan
mı var, öyle bir ders ver ki....”
RTE, topluma liderlik anlamında artık “adam”
olur mu.. Kesin hayır. Aman yok, dur yok,
sakinleştirmek yok.. Sadece, o ve adamları, taraftarları, polisi var.
Geri kalanlar, başkaları, ötekiler. Aslında
ötekilerin hepsi, dönüştürmek, boyun eğdirmek, susturmak ve özetle yoketmek
istedikleri. Nefret dolu. “Bana diktatör
diyenler,” sözleriyle Kılıçdarıoğlu’nu parmağıyla gösterecek kadar amansız,
“işte sen hey orada oturan”. Biraz
önce yanyana oturduğu kişi, Kılıçdaroğlu, tüm nefret ettiklerinin temsilcisi!
Ama yapamamış, dönüştürememiş ve giderek
karşısına dikilen bir toplum. Pata küte insanlara girişebilecek kadar hırs ve
hiddet küpü.
O bir köktendinci. Sadece dini inançlarını
kastetmiyorum, düşüncelerinde öyle. Hikmetyar’ın
dizi dibine oturan kimse, bugün de, siyasi olarak daha gelişmiş olarak taa
kendisi.. Herkesi kullana kullana çıktığı tepede tek başına.. Şimdi çevresinde
tamamen biad edenler ve kendilerine yeni arpalık ve yemlik sunulanlar kaldı;
onlar da, zavallılarım çırpınıyor.. Tek şansları var: kesinlikle boyun eğmek,
kesinlikle tam savunmak... ne yaparsa ne söylerse kesinlikle evet
doğru deme...
BÜYÜK BAŞARISIZLIĞIN KULESİNDE
Büyük bir başarısızlık içinde. Yoo hayır,
başarı seçimlerde yüzde 43 oy almak değil. Diktatör
olsaydım sen öyle ortalıkta mı gezebilirdin, diyor ya.. Tam da içindeki
özlemi dışavuruyor. Kürsüden parmağını muhalefet liderine sallayıp bunu
söyleyen, bütünüyle asıp kesemeyen bir insanın söylemidir.
Yanıp tutuşuyor. Bir adım var önünde, ama
atamıyor... Atamayacağını biliyor. Sıkıntı burada. Ama bir diktatörün
yapacaklarini de yapıyor.
Başarısız dedik. Suriye’de çökmüş. Batı ile
tüm ilişkilerinde çökmüş. Dünyada itibarı bitmiş. Arap ülkelerinden önemli
dışlanmış, İslam dünyası imamlığı gitmiş. Türkiye’yi 10 yılda dönüştürememiş.
Karşısında direnen güçlü bir toplumsal yapı var.
Uludere/ Roboski ölüleri, Reyhanlı ölüleri,
Gaziantep ölüleri, Soma ölüleri, Gezi parkı ölüleri.. Kazalarda dünya
birincilikleri.. Durmadan ağıtların yakıldığı bir ülke, mezarlıklarına koşan
bir halk.. İşsizlikten, her türlü ölümcül ve rezil işi kabul etmeye zorlanan
milyonlar..
İktidarı bitmiş tükenmiş aslında. Yüzde 43
oya rağmen, iktidarda kalabilmesinin mümkün olmadığını gösterecek deney ülkesi
durumunde Türkiye.
Onun hırsının, kızgınlığının, köpürmesinin,
polise nasıl sabrediyorsun
diyebilecek kadar siyasi gözü dönmüşlüğünün nedeni bu.. Başaşağı gidişini
görmesinden.. Ne yapacağını bilmemesinden. Bilse bile artı bunu
yapabilememesinden.
BÜYÜK ÖNGÖRÜSÜ VAR AMA: POLİS DEVLETİ
O
öngörülü bir insan ama.. Müthiş hem de! Kendisinin, iktidar
uygulamalarının, nasıl gelip bir duvara toslayabileceğini yıllar öncesinden
görmüş. 2006’den itibaren iç güvenlik harcamalarına büyük önem vererek, polisi
tam bir silahlı kuvvetler gibi güçlendirmeye yönelmiş. MİT yasasını da bunun
üzerine bindirmiş. Şu rakamlara bakın (Hey Türkiye Nasılsın, kitabından):
İç
Güvenlik harcamaları:
2006 >10 milyar TL;
2011 >15 milyar TL;
2012 >18 milyar TL;
2013 >27 milyar TL
Şimdi
polis sayısındaki şu füze gelişmeye bakın:
32
ülke arasında yapılan bir sıramalaya göre, 100
Bin Kişiye düşen polis sayısı bakımından İlk 5 Ülke:
1.
Rusya 564.6 ;
2. Türkiye 474.8 ;
3.
İtalya 467.2;
4.
Portekiz 454.2;
5.
Hong Kong 450.7
Tomalar,
Biber ve diğer kimyasal gazlar.. Bunların hepsi bu iktidarın ülkeye
kazandırdıkları.
Veee Hürriyet’te Cengizhan Çatal’ın yeni haberi:
Son alınan 25 adet TOMA için 6 milyon 125 bin dolar ödendi. Tanesi 245 bin dolar olan araçların daha
gelişmiş versiyonu tasarlanıyor. Katmerciler Holding ile 30 adet TOMA için 9
milyon 960 bin liralık üretim anlaşması yapıldı. Yeni üretim TOMA’lar ateşli
silahlarla balistik testlere tâbi tutulacak, askeri testlerden geçecek, en
sağlam hale geldikten sonra da üretilip polise teslim edilecek.
Sağlamlaştırılmış TOMA’lar 15 tondan daha ağır olacak. ‘TOMA-2’ adı verilen
proje kapsamında üretilen araçlar uzun namlulu silahlara karşı da koruma
sağlayacak…
***
Halkına
karşı durmadan TOMA üretiyorsa bir insan, ikinci seferde Kılıçdaroğlu’na da,
Toma’ların üzerinden ve içinden seslenir...
-25 Mayıs 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder