Artık meşruiyeti tartışılan Başbakan o
koltukta daha ne kadar oturacak veya oturabilir? Tartışılan budur. Demokrasi
safları, Cemaat’in polis ve yargısıyla bu millete yaptığı kötülükleri bile
şimdilik bir kenara itti; politikalarını, örgütlenmesini konuşamıyoruz bile,
çünkü Recep Tayyip Erdoğan sağolsun aman vermiyor! Durmadan demokrasi saflarına vurunca, polemik adına abuk-subuk
miting demagojilerini sürdürdükçe, kendisini sürekli hedefte tutuyor.
Tabii,
sırtındaki yolsuzluk ve yasa çiğneme kanburu da, kendisiyle her türlü ilişkiyi
imkansızlaştırıyor.
Denklem şöyle:
RTE: Cemaat’e
karşı, herkese karşı, dünyya karşı, İmralı tek dostu, Silivri davalarının
çökmesi bile kendisine müttefik kazandırmadı.
Cemaat: RTE’ye karşı;
herkesle ittifak peşinde; tabii Ergenekon, Balyoz gibi davaların çökmesine
şiddetle karşı çıkarak, bu davaların esas kotarıcısının kendisi olduğunu kabul
etmiş oluyor. Ama silivri davalarındaki haksızlığı artık bütün demokrasi
cephesi kabul ettiği için, sırtında bu kambur demokrasi cephesinde yer almasını
zorlaştırıyor.. Millet yakın tehlike gördüğü RTE ile uğraştığı için, Cemaati
ikinci plana itmiş durumda..
Cemaat RTE’nin
gitmesi konusunda CHP ve MHP ile flört halinde. Resmen seçim desteği ve oy
desteği var.
CHP: En fazla
parsayı toplama çabası içinde. Siyasi hedefi RTE ve iktidar olduğu için, Cemaat
ile taktik işbirliği doğmuş durumda.. Adaylarla seçim ittifakı
gerçekleştiriyor. Çünkü hedefi AKP.. Ankara’da Mansur Yavaş ile kazanma
olasılığı var, AKP’ye büyük darbe olur.
MHP, Erdoğan’a
kaptırdığını düşündüğü seçmenlerini geri alacak gibi.
ESAS KAPIŞMA
ÖNÜMÜZDEKİ 4 AY
Yerel
seçimlerin sonuçları şüphesiz ki önemli.. ama daha önemlisi, Cumhurbaşkanına
kadar uzanacak süreçtir. Eğer RTE hala
yerindeyse, esas büyük kapışma, 30 Mart seçimleri sonrasındaki 4 aylık
dönemde gerçekleşecek. 10 Ağustos’ta seçim var. Cumhurbaşkanlığına Gül’ün aday olacağı hemen hemen kesin
gibi. CHP-MHP mutlaka anlaşmalı bir aday üzerinde ve Çankaya işini bitirmeli,
hem de ilk turda! Çankaya ile birlikte hala oradaysa, zaten Erdoğan da biter.
Kesin olan şu:
Erdoğan gidicidir, mecburen. Sırtındaki kamburla orada oturamaz. Size hep dedim, Türkiye’nin
kuruluşundan gelen kazanımlarını yabana atmayın.. Erdoğan’ları kaldırmaz.
Önemli olan ülkenin dinamik kesimleridir. Onlar boyun eğmeye son verdikleri
ölçüde, bu iş kolaylaşır. Erdoğan korkusu bitmiştir. Ama oradan inmedikçe de yargı
yolu açılması zor gibi.
Seçimler, oy
kaybı, Çankaya kaybı.. Güç zayıflaması.. bütün bunlar şüphesiz ki RTE’yi
bitirecek süreçlerdir.
AKAP ERDOĞAN’I
SİLKELEYEBİLİR, GÜL PUSUDA
Ama başka ciddi
bir olasılığı tartışmaya açıyorum: AKP’nin Erdoğan’ı silkelemesi..
Gül, RTE ile
ittifakını tatlı sert sürdürüyor. Daha önce gündeme gelen başka bir parti
kuruluşu ile iktidar olma hesaplarını, RTE’nin Gül’e siyaset yolunu açmasıyla
bitirmişti. Marmaray’da eşlerinin el ele tutuşması! O zamanlar, AKP’den
gerçekleşen ve gerçekleşecek kopuşlar söz konusuydu. RTE bu tehlikeyi bertaraf
etmişti.
Ama şimdi 17
Aralık’tan sonra yeni bir dönem başladı
hem RTE hem AKP için. Gül, bence şimdi, AKP’yi
devralmanın pususuna yattı. Çünkü AKP önümüzdeki süreçte RTE ile yol
alamayacak. RTE ile bütün hesaplar çıkmazda. Onu bir şekilde harcamak
zorundalar. İşte Gül o an devreye girecek. Böyle bir gelişme her an
gerçekleşebilir. AKP’li milletvekillerinin, -RTE’nin yakınları, doğrudan en
bağlıları dışında- beklemede olduğunu varsaymalıyız. Onların da sırtındaki yük
çok ağır...
RTE ülke
çapında koşturup duruyor! Nedeni de bu. Kendini tam ortaya koydu.. Ye herro ya
merro durumu.. TV’lerde her akşam, günde beş posta canlı yayınlar... Olacak şey
değil. Kendisini Allahın ellerine
bırakmak yerine, kaderini kendi çizmeye ve değiştirmeye çalışıyor!
Ama, kendisini
bekleyen kaderden kaçamaz, sadece ilahi adaleti biraz geciktirebilir!.. Bu
kaderini de tamamen kendisinin çizdiğini belirtelim!
Erdoğan, bunu
göremeyebilir. Çünkü kendisinden başka hiç bir şey doğru değildir, sadece o
vardır ve herşeye muktedir olduğunu düşünmektedir. En büyük yanılgısı.
Diş doktorum Adnan bey, Cahit beyden naklen dikkat
çekici bir noktayı aktardı: Nereye kadar gidebileceğini kendisi bilir. Kendi
kafasındakini mutlaka gerçekleştirmeye çalışacaktır. Orası, RTE’nin sınırıdır..
RTE NEREYE
KADAR GİDEBİLİR?
O zaman soru şudur.
Şu durumdaki RTE’nin iktidarda kalmak için kafasındaki sınır nedir, nereye
kadar ne yapabilir? Bunu Gül, Arınç
ve en yakınındakiler bil(ebil)ir mi?
Nedir bu sınır,
veya sınır var mıdır? Savaş? Veya daha büyük provokatif şeyler? En çok mazlum
rolünden kazandı? Milleti ağlatacak büyük olaylar üzerinde epey ahkam kesildiği
için, bunlara yer vermiyorum.
Bilmiyoruz. Ama
RTE, derin bir çelişkinin veya şu durumun farkında değil: Bu ülke, her
istediğini gerçekleştirebileceği bir ülke değil..
Sorun bunu
bilmemesinde. Keşke bilse!
Perşembe yazımı anons edeyim:
RTE giderse, Cemaat AKP’ye döner..
-- 25 Mart 2014 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder