SAYFALAR

4 Şubat 2014 Salı

Yıldızı parlayandan, En Hızlı Çökene

AKP hükümeti 12 yıllık sürede iki şeyi çok iyi yaptı ve çok iyi yaptığı bu iki şey de Türkiye’nen çökmesinin temellerini hazırladı:
1)         Milleti çok iyi bir tüketici yaptı..
2)         Milleti ekonominin çarklarını da dışarıdan gelen paralarla döndürdü durdu..
10 yıldır dönen dolap bu. Yukarıdaki iki konu için gerekli paralar da yurtdışından “sermaye ithali” ile gerçekleşti. 2012 sonunda, Türkiye’nin toplam dış borcu, ülke olarak, 340 milyar dolar. Açıklayan, Umut Oran. Bu rakamın 2013’de 360 milyar dolara yükseldiğini de ekonomistler yazdı. Başbaktan kürsülerden söylenip duruyor ya İM! Ye borcu kapattık diye. Kapatsan ne olacak, önemli olan İMF’ye değil, dünyaya olan borcun.
Bazı AKP yandaşı akıllılar “devletin borcu az, 2012 sonunda 103 milyar dolar, özel sektör düşünsün” deme cambazlığında. Özel sektörün dış borcu, büyük oranda bankalar ve küçük oranda şirketler, 2002-2012 arası %425 artışla 43.1 milyar dolardan 226 milyar dolara yükselmiş (Umut Oran). Tabii devletin (kamunun) iç borcu 400 milyar TL’den fazla (2012 sonu)..
Özel olsun devlet olsun, ülke krize girdiğinde bunları kuruşuna kadar ödetirler, kime? Tabii Türkiye’ye, hazineye! Geçmişte hep böyle olmadı mı?
***
Şunu demek istiyorum: Türkiye’nin parası ve üretimi, ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor (asla da yetmedi zaten).
Bu nedenle dışarının hem parasına hem de hammaddesine, yüksek teknolojisine, makine techizatına muhtaçsın!
Bu dün de böyleydi bugün de böyle.. Yani 12 yıllık AKP iktidarı, ekonomide mucize yarattık diye gerdan kıran Başbakan, örgütleri, iş adamları ve kalemşörleri, bu mucizenin nedenini ve kaynağı yazmıyor. “Mucizeyi”, ülkeye akanyabancı sermaye yarattı, AKP iktidarı değil.
AKP iktidarının halk için yaptığı en önemli şey nedir? Dışarıdan akan paranın mal, hizmet ve kredi olarak halk tarafından tüketilmesini sağlamak..
Cumhurbaşkanı Gül Roma’da bir tek AVM görmedim dedi. Evet ben yıllardır hiç görmedim. Hiç bir yeri yıkıp adamlar AVM yapmadılar!
Türkiye’de açılan AVM’lerin sayısı toplam 360’e geçti 370 e yaklaştı. Son 10 yıl içinde AVM sayısı 62’den şimdi 320’ye doğru yol aldı.. Vurguluyorum: 320’ye yakın! İstanbul’da Alış Veriş Merkezleri’nin sayısı 100’ü aştı. İstanbul dünyada en çok AVM si olan 5. Kent.
Tüketim toplumunu böyle yarattılar. Bankalar tüketici kredileri açtılar.. Millet aldı AVM’lere koştu.. AVM’lerdeki mallar da önemli ölçüde dışarıdan geliyor. Bunlaır satın alıyoruz, mutlu üluyoruz. Araba satışlarında daa içeride değil ithal edilen araba satışları, iç üretime göre, rekorlar kırıyor. Millete açılan konut kredilerin miktarı, 100 milyar TL civarında! Konut satışlarını patlatan da bu krediler. Hele hele bir yıl öncesine kadar konut kredileri, düşük faiz oranları nedeniyle patlama yapıyordu.
Bankalar 2007’de 251 milyar TL toplam nakdi kredi kredi kullandırırken, bu miktar 2013’de 850 milyar liraya çıkmış (Babacan)
Bunların hepsini, esas olarak dışarıdan gelen milyarlarca dolarlar sağladı..
AKP İktidarı dünyada para bolluğunun tavan yaptığı, üstelik bu paraların bizim gibi gelyişen ekonomilere aktığ ıbir zamanda iktidar oldu.. Mucize varsa, budur!  Büyük fonlar, ABD, ABD ve Japın ekonomilerinin durgunluğa girdiği, faizlerin yüzde 1’lere düştüğü, yani sıfır olup kendini dışa vurduğu bir dönemde, Türkiye gibi yüksek faiz veren ülkelere aktı. Devlet kağıtlarına ve borsalara..
Dünyada bizim gibi ülkeler için bir mucize gerçekleştiyse, işte budur!
***
Yıllardır iktidarı yağlayıp ballıyorlardı... Müthiş, yükselen yıldız, harika iktidar cilalarının nedeni buydu. Ama ne oldu? ABD ekonomisi adım adım toparlanmaya ve paralar vatanlarna geri dönmeye başladı. Çünkü orada garantili kazanç kapısı açıldı. Risksiz!
Hem bu gelişme hem de Türkiye’nin Başbakan’dan kaynaklanan siyasi risklerinin son derece artması... Tabii en önemlisi, İktidarın, akan dış sermayeyi üretici sektörlere kanalize edememesi sonucu, bir de baktık yükselen yıldız Türkiye, ekonomisi çökmeye aday ülkeler olan “kırılgan 5’li”nin en kırılgan ülkesi ilan edilmeye başlanmış..
Birdenbire! En tepelerden en dibe.. Yıldızı parlayanlardan, en hızlı çökecek ülke statüsüne düşmek, nasıl bir şey?
İşte böyle bir şey..
Türkiye’nin ihtiyacı olan sanayi mallarını burada üretecek bir ulusalcı üretim düzeni, politikası izleyecek bir beyin- düşünce sistemin yoksa, tepetaklak gidersin.
Haaa, şu da var anımsatayım: Türkiye, herhalde gelişen ülkeler sıralamasında sanayisi üretimi  gerileyen tek ülke olsa gerek!
Bu da, Büyük Usta’nın ve adamlarının en büyük başarısı olsa gerek..
Bu iktidar çöker gider..  nesnel koşulları giderek artıyor..


--3 Şubat 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder