Cemaat – Erdoğan arasındaki çatışmanın “yasal”lığı
ilgilendiren çok önemli bir yönü üzerinde durmuyoruz. Geçen cuma gecesi Halk
TV’de üzerinde biraz durdum. Burada köşenin elverdiği ölçüde ayrıntısına
gireceğim!..
Bu nasıl bir çatışma? Evet bir sürü noktaya
işaret ediyoruz ama bir açı var ki susuyoruz: Cemaat, devlet içinde bir “iktidar
erki” kullanıyor. Kullanıyordu demek istemiyorum, her ne kadar
Erdoğan iktidarı özel mahkemeleri lağvederek ve poliste cemaati bu “erk”lerden
kısmen uzaklaştırdıysa da, halen mesela yüksek yargıda ve daha kimbilir
nerelerde “cemaat adına” iktidar olanakları kullanılıyor.
Şüphesiz devlet içinde “tek görüşte insanlar”
aramak yanlıştır. Toplumun farklı görüşte insanları orada çalışır.
Benim
kastettiğim ise parti gibi davranan bir önemli “iktidar ortağı” ve “odağı”nın,
“müttefik”in bu konumundan yararlanarak polis, istihbarat, MİT, yargı
vb. gibi devletin çok önemli erklerini (icra güçlerini), fiilen kullanıyor
durumda olmasıdır...
Bu yasal değildir daha doğrusu yasadışı bir
durumdur.
Durun, durum o kadar karmaşık değil, izah edeyim!
***
AKP, yasalara göre kurulmuş bir parti. Seçimlere
giriyor, kazanıyor, parlamentoya giriyor, hükümeti kuruyor.
Yasal bir durum.
AKP’nin iktidar olma ve ülkeyi yönetme meşruiyeti, seçim süreci tarafından
belirleniyor.
Ve iktidar olarak devletin / ülkenin erklerini kullanıyor:
Polis, istihbarat, MİT, devletin diğer önemli organları ve ülkemizin
diktatoryal özelliğine uygun olarak da tabii ki yargı! Özetle, tüm icra gücüne
sahip.
İktidar olmak demek icrayı kullanmaktır.
Burada AKP’nin iktidarda yaptığı hukuksuzlukları
ve gayri meşru duruma düşecek politikalarını bir kenara bırakıyorum.. Bu başka
bir tartışma..
***
Gelelim cemaate... AKP ile dayanışma ve ortaklık
serüveni, cemaati devlete önemli ölçüde yerleştirdi. AKP dönemi, cemaatin
yıldızının parladığı devlette, iktisadi ve sosyal hayatta ve medyada büyük bir
hızla yayıldığı dönem.
Cemaat bütünüyle politika yapan bir örgüt. Her politik
konuda fikri var.
Olabilir ama olamaz bir durum var: AKP ile
ortaklığı nedeniyle devlette önemli icra örgütlerinde var, dahası bu erkleri
yönetiyor.
Poliste, istihbaratta, yargıda...
Buralarda birey olarak değil,
örgüt olarak bulunuyorlar!
Anladığım kadarıyla milletvekili kontenjanları da
var... Bakan olarak varlar mı?!
***
Peki soruyorum: Cemaat bu erklerde bulunurken
meşruiyetini nereden alıyor? Meşruiyetinin kaynağı nedir? Seçimlerde yok, oyu
yok, şusu yok, busu yok...
Peki, cemaat adına devletin icra güçlerini hangi
hak ve hukukla yönetebiliyor?
Tamamen illegal bir durum söz konusu...
Pardon, AKP neye dayanarak “iktidar ortaklığı”
kuruyor. İktidar ortaklığı ancak seçimlere giren ve parlamentoda temsil
edilen partiler arasında olabiliyor. Buna da koalisyon ya da koalisyon
hükümeti deniyor.
Abartarak bir örnek vereyim: AKP iktidar olmuş
ve bazı devlet organlarının yönetimini taşerona veriyor!
***
Durum budur.
Devlet erkinde yasal iktidar
partisiyle ilgisi olmayan bazı güçlere yer verilmesi anayasal bir suç
oluşturur. Meşruiyetini halktan ve seçim sürecinden almayan hiçbir
güç iktidara ortak olamaz ve devlet erkini kullanamaz!
Başbakanın, cemaat güçlerine karşı poliste, istihbaratta, yargıda cemaat
güçlerini dağıtması bütün bu açılardan da yasaldır.
***
Fakat şöyle bir durum da var:
Cemaatin hedefi
doğrudan RTE’dir!
Dikkat edin: AKP değil...
İktidara yandaş bir yazar geçen gün yazısının
başlığında, cemaatin hedefi Erdoğan’dır, diyordu!
Günaydın!
Jeton neden bu kadar geç düşüyor bilmiyorum, 2012’nin 7 Şubatı’ndan bu yana
durumu yeni kavramışlar!!
Tabii ki hedefleri Erdoğan!
Bence çok daha önemli bir olgu, cemaatin,
Erdoğan bertaraf edilirse AKP ile hiçbir sorunu olmayacak gibidir...
Yani Erdoğan dışında işleri tıkırında!
İşin ilginci, Erdoğan’sız bir AKP’nin de Gülen
ve cemaat gibi bir sorunu olmayacağı görüntüsüdür.
Geçen iki yıl içinde,
cemaatin AKP’yi kabuk parti olarak kullandığı yolundaki yazılarımı bulup
çıkartmalıyım..
Olayın başka komik bir yönü, CHP’nin gel bizi
kullan biçiminde bir tutum içinde görüntü vermesidir.
Yoo sadece şaka yapıyorum!
--1 Aralık 2013 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Her şakada bir gerçeklik payı vardır derler ya, bu şakada olmasın isterim.
YanıtlaSil