SAYFALAR

30 Aralık 2013 Pazartesi

Büyük Hayalin Çöküşü

Türkiye’yi, bir başka açıdan ikiye ayırabilirsiniz.. İlki siyasetçilerin “büyük Türkiye” hayali, ikincisi ise 12 yıldır inşa edilmeye çalışına “Büyük RTE” hayali.. İlk hayali başta Süleyman Demirel olmak üzere pek çok politikacı paylaştı. İkinci hayal, bu ülke üzerinde bir Tayyibistan Cumhuriyeti kurmak hayaliydi. İlk hayal yerinde duruyor, herkesin paylaşımına açık! İkinci hayal ise, yerle bir olmuş durumda! Tayyibistan’in 12 yıllık pratikte ne demek olduğunu üç kalemde özetleyebiliriz:
 anlamı şudur ancak İstanbul’da gökdelen ve betonlaşma
Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiyesi, İkinci Cumhuriyet değildir, Üçüncü Cumhuriyet denemesidir.
İlk Cumhuriyeti, kurucusu Atatürk ile sonlandırmak gerekir.
Atatürk’ün hedefi, bu ülkenin yaratıcı bütün unsurlarını ayaklandırarak, bilime, araştırmaya, uçak fabrikalarına, sanayiyi kurmaya, demiryollarıyla bütün ülkesi sarmaya ve bütünleştirmeye.. çağın insanını, evet bir ülke zenginliğinin ve mutluluğunun en büyük kaynağı olan kaliteli, yetenekli çağdaş insanı yaratmaya yönelikti.
Yani ayakları üzerinde duran, dünyaya durduğu çıktığı yükseklerden bakan ve bu temel üzerinde özgürce büyüyen bir ülke.
***
Bu büyük insandan sonra Cumhuriyeti devralanlar farklı bir Cumhuriyet politikası izlediler. Atatürk’ün temellerini attığı herşeyi adeta tersine çevirdiler. Sadece bir noktayı söyleyeceğim: Uçak fabrikalarını kapattılar.. yeter mi derdimi anlatmaya! Daha neler neler.. Bu konuda o kadar eser var ki ortada! Sonuçta, Batı’nın ileri karakolu olarak savaş cephesi bir ülkeye dönüştük.
Özeti şudur Atatürk sonrasının: Size para veriyoruz, yardım ediyoruz, siz bu parayla ihtiyacınız olan herşeyi bizden satın alırsınız.. Sizin üretmenize gerek yok..
İşte İkinci Cumhuriyet budur... Şüphesiz 1960’dan sonra, Türkiye yeniden, kuruluş genlerinde yatan “üretici olmayı” yer yer keşfetmedi değil. Ama iç savaş ortamları yaratıldı, hazineyi talan ortamları hiç eksik olmadı, darbe ortamları oluşturuldu, Türkiye ABD ve batının ihtiyaçlarına göre tasarlanan ve güdülen bir ülke oldu. Özet şudur: 60 yılda 20 kadar ekonomik kriz ve yoksulluğun bir türlü aşılamaması.. 2001 krizi adeta bu İkinci Cumhuriyet’in de sonunu hazırladı.
***
Çünkü.. İkinci Cumhuriyet’in Türkiye’yi yöneten tüm partileri, son büyük krizle birlikte iflas etti, dağıldı çöktü kapandı.. RTE, farklı bir kökenden gelen siyasi anlayışın temsilcisiydi. İkinci Cumhuriyetin neredeyse bütün sağ partileri CHP’den üremişti. Erbakan hareketini bunlardan ayırmak gerekir. Hele hele RTE’yi anlayışını neredeyse tamamen ayırmak gerekir. Cumhuriyet’ten çok, Cumhuriyet öncesi dini akımlardan da alıyordu.
RTE, Üçüncü Cumhuriyet’in temellerini attı. Nasıl ve nelerle?
1)   Doğrudan İslamcı siyasi parti niteliği ve buna uygun içeride örneğin eğitim ve toplumsal hayatı onun anlayışına göre yeniden tasarlamaları ve dış politikalarıyla....
2)   Cumhuriyet’i yaratan ve kuranları, Atatürk ve arkadaşlarını (iki ayyaş!) ve Cumhuriyet’in kuruluş aşamalarını (1938’e kadar) reddeden politikalarıyla! (Sahte ve reddiyeci uyduruk yeni bir tarih yaratma çabası)
3)   Uluslaşmayı reddeden, Ulus’u, ulusalcılığı reddeden, millet yerine ümmeti (İslami temelde birleşme) geçirmee yönelik politikalarıyla..
4)   Sanayileşmeyi gerileten, bunun yerine inşaatçılığı geçiren ve el parası ve milletin varlıklarıyla bir tüketim cenneti vaaden politikalarıyla..
5)   RTE “ekonomik cenneti” iki ayak üzerinde kuruldu: Biri dışarıdan 400 milyar dolar borçla içeride tüketimi pompalaması.. Bu milletin varlığı olan malmı mülkü sanayisini satıp savuşturarak 60 milyar liralık bir de ek kaynak  yaratması.. Dahası var, ama burada bu kadar!

Geçmiş Olsun Ülkem!

Tayyibistan Cumhuriyeti, sadece Birinci değil, önemil ölçüde İkinci Cumhuriyet’in de reddine dayanıyordu. Bu nedenle Üçüncü Cumhuriyet Denemesi sıfatını tam anlamıyla hakkediyordu.
Şimdi bütün bunlar bitti. RTE hala iktidarda görünse de sona erdi..
Geçmiş olsun, sevgili ülkem! 12 yılda bu tarihin akışını tersine çevirmeye yönelen bu girişim sona erdi. 2023, Tayyibistan Cumhuriyeti’nin tam ilanının tasarlandığı tarihti! Cumhuriyet’in 100 yılı! Atatürk ve Cumhuriyeti’nin bütününe yönelik bütün bu toplam politikaların hesabı, Recep Tayyip Erdoğan’ı Atatürk’ün yerine, yeni büyük kurucu olarak geçirmeyi hedefliyordu. Suriye Savaşı ile göğsüne bir savaş kahramanı madalyası takabilseydi, Kurucu görüntüsü tamamlanacaktı!
 Atatürk’ü ve yaptıklarını aşmak, boy post meselesi değildir.
 Bu hayal, bakanlar kurulunun istifa enkazlarının altında kaldı. O fotoğraf, yani oğlunun, babasının yanıbaşında, millete tvit atarak hakarete yeltendiği o fotoğraf da, tükenişin ve bitişin görüntüsüydü.
Hele hele o vakıf varya o vakıf! Ona enkazın ta kendisi olarak bakınız lütfen!

--29 Aralık 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder