SAYFALAR

29 Kasım 2013 Cuma

Dikkat! Tehlike Sürüyor! (Erdoğan büyük düşünden vaz mı geçti?)

Üzerinde hâlâ durduğum bir konu var: Başkanlık anayasası! Yani Recep Tayyip Erdoğan, kendisine yasal olarak büyük diktatoryal yetkiler verecek olan başkanlık sistemini öngören anayasa değişikliğinden vazgeçti mi? 

Başkanlık anayasası, çıkmayan candır RTE için, dolayısıyla umudunu hiç yitirmez. 

Geçen pazar günü gazetemizde bizlerle beraber olan Kılıçdaroğlu’na (*) bu konuda soru yönelttim. AKP’nin BDP ile başkanlık anayasasını Meclis’ten geçirme olasılığı olmadığını söyledi... Şu veya bu şekilde böyle bir anayasanın Meclis’ten geçmesine asla izin vermeyeceklerini vurguladı... Mühiş bir kararlılık! Bu tutumunuzla içimizi rahatlattınız dedim! 

Ben siyasette kuşkulu bir insanım! Çünkü seçim takvimi çalışıyor, başbakan seçenekleri azaltarak ilerliyor. Örneğin başbakanın, parti tüzüğündeki üst üste 3 dönemden fazla milletvekili olunamaz, maddesini değiştirmeyeceği anlaşıldı. Bakanlarını belediye başkanlıklarına gönderiyor! Dolayısıyla bu seçenek kendisi için de bertaraf oldu yani milletvekili seçimlerine girmeyecek! 

En azından, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları (Ağustos 2014) belli oluncaya kadar!

RTE’nin önünde tek seçenek kesinleşti gibi: Cumhurbaşkanlığı (seçimi)!
***
RTE’nin düşü, kendisine başkanlık yetkileri veren, hükümeti istediği gibi kuracağı ve dağıtacağı, Meclis’i feshedeceği, yargıyı yeniden belirleyebileceği, tüm yetkileri elinde toplayacağı başkanlık sistemini öngören yeni anayasa. Bu öneriyi Anayasa Komisyonu’na sundular ama üzerinde konuşulmadan kenara itildi.. Meclis’te yeni anayasa üzerinde uzlaşma ortadan kalktı ve aslında komisyon da fiilen dağıldı. 

Başbakan, başkanlık anayasası düşünden vaz mı geçti? Yani “düz cumhurbaşkanı” talebi ile mi seçimlere girecek? 
RTE’yi siyasal hırs ve irade açısından anladığım ve tanıdığım kadarıyla henüz hayır... Bu yolda seçenekleri tüketmediği sürece bunu kabul etmesi mümkün değil.
Kılıçdaroğlu “sıfır olasılık” göredursun geçen salı günü RTE’nin Meclis konuşmasında gözden kaçırdığım bir noktayı, Melih (Aşık) Milliyet’te yazmış:
Yeni anayasa hedefinden vazgeçmiş değiliz... Komisyondan sonuç çıkmasa da biz farklı yolları denemeye, Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni anayasa için samimi şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”
Meclis’te uzlaşmanın sona ermesinin en önemli nedeni, AKP’nin başkanlık sistemine yol açacak değişiklik önerileridir. Şüphesiz ki anayasanın ilk dört maddesi, anadili, Türk isminin atılması vb. de var. AKP, ümmetçi politikasına uygun bir anayasa dayattı ama kabul edilmeyeceği baştan belliydi. Gelinen noktada AKP şimdi kendi oyununa soyunacak.
***
Meclis’te anayasa değişikliği için BDP’ye ihtiyacı var. MHP’den bir şekilde destek alması mümkün değil. Ayrıca BDP’nin tam oyu bile yeni bir anayasayı Meclis’ten geçirmesi için yetersiz. BDP’den destek alsa bile gerekli oy olan 367 oyu aşamayacağı için, anayasa değişikliğini referanduma götürmek zorunda.

Peki BDP’den destek alabilir mi? Anayasanın bütünü üzerine anlaşmaları mümkün olmayabilir, ama mesela cumhurbaşkanının partili olabileceği hükmü bile, RTE’nin parti başkanlığını sürdürmesi, hükümeti kurması, dağıtması, parti içinde tek egemen rolünü sürdürmesi yani fiilen hukuki olarak başkanlık otoritesi için yeterlidir. 

Buna karşılık da BDP’nin bazı anayasa değişikliği talebine de evet der... Sınırlı bir değişiklik referanduma gider. 
Kabul edilir mi?!.. Unutmayalım ki 2010 referandumu koşulları bugün yok fakat bir ama hep vardır. RTE bunu zorlayacaktır. Umudunu hiç yitirmeyeektir.. Ağustos 2014’e kadar zamanı var.
İttifaklar pişirilir. Siyaset bir “al-ver gülüm”se eğer… Barzani de işin içine katıldıysa... Öcalan İmralı’da “hükümlü”den çok “İktidarın esiri” durumundaysa… Daha çooook numara piyasaya sürülür.. 

Unutmayın, Erdoğan Kürt kartını açtı ve önümüzdeki seçimlerde bu kartı çeşitli düzeylerde ve biçimlerde oynayacaktır. Buna af da dahil!
Dikkat! Tehlike sürüyor!


---

(*) Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’yi yakından izlediğini sık sık belirtti. Dergiden referanslar verdi. Dergimizde sürekli yer alan, Atatürk’ün “Manevi miras olarak bilim ve aklı bırakıyorum” sözüne göndermeler yaptı, bunun kendisi için de yol gösterici olduğunu vurguladı.
---28 Kasım 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder