Olay daha
patlak vermeden, 7 Şubat 2012’de MİT’e ve Erdoğan’a karşı ilk büyük saldırıdan
aylar önce, bu köşenin okurları Gülen-RTE arasındaki derin çatışmadan
haberdardı.. Bugün artık bu konuda yazmak adi bir vaka oldu. İnsanlar yeni yeni
bunun bir siyasi çatışma olduğunu
yazıyor.
Siyasi çatışma
ne demek? Literatürde tek anlamı var: İktidar
savaşı! Yani, iki siyasi parti/hareket/kutup arasında iktidara sahip olma
mücadelesi..
Birileri Cemaati
bir “hizmet hareketi”, sıradan dini cemaatleşme olarak görürken, ve hala buna
inananların sayısı sürü sepet iken, bu köşede Gülen Hareketi siyasi parti
olarak nitelendirildi ve bütün klasik partilerden farklı olarak da devleti ve
ülke yönetimini tamamen dikey örgütlenme ile tepeden ele geçirmeye yöneldiği
belirtildi. İnsanların kafasında klasik siyasi parti şablonu olduğu için, yeni
durumu algılama zorluğu doğaldı. İzninizle bu analizin hakkını bu köşeye
verelim..
Anımsayalım
yeniden..
***
1) Gülen
Hareketi ile AKP farklı kaynaklardan kulvarlardan geldi, gelişti, büyüdü. Yani
birbiriyle bütünleşmesi çok zor iki ayrı gövde..
2) AKP
yasal açık bir parti. Gülenciler gizli-yarı gizli, faaliyetini sembolik
dernekler, vakıflar vb aracılığı ile sürdürür. Yapı içine girenler o çevrenin
insanları sayılır. Akıtılan paralar sonuçta Gülen Hareketinin iktidara
yürüyüşüne harcanır. “Altın Nesil”
dedikleri, devletin bütün kilit noktalarına yerleştirilen eğitilmiş nesildir.
Şüphesiz kadroları RTE’nin kadrolarına kıyasla çok daha kalitelidir. Bunlar
hareketin motorudur. Erdoğan yeni yeni bunlara karşı imam hatip gençliğini
parlatmaya çalışmakta. Amaç Gülenci gençliğe karşı, Erdoğancı gençliktir.
Dershanee çatışmalarının kaynağında bu yatıyor.
3) İki
güç arasındaki ittifak, AKP’nin kuruluşuna dayanır.
4) İkisinin
dayanakları farklıdır. RTE-AKP klasik parti olarak meşruiyetini öncelikle
halktan alır. Oy ve sandık birinci derecede önemlidir.
5) Gülenciler
ise her zaman iktidarlara yakınlık politikası izleyerek büyür. Bu, Gülen hareketinin
en önemli özelliğidir: 12 Eylül’de askerci ve Kenan Evrenciler, darbeden
yanalar, Evren cennetliktir..
Özal’ın yanındadırlar. Demirelci kesilirler. İktidar alternatifi
olacağını gördükleri zaman Ecevitçi olurlar.. Bütün partiler 2001 krizinden
çökünce, AKP'nin kuruluşuna destek verdiler.
6) Gülen,
iktidarları desteklemenin, her zaman kendilerine hem dokunulmazlık kazandıracağını
hem de bu desteğe karşı, kendilerine büyümeleri için oyun alanları açacağını bilir.
Destekledikleri bütün iktidarlar çöküp yokolmuş, ama Gülenciler hep güçlenmiştir.
Bu, temel stratejileri.
7) Gülen’in
ABD’ye yerleşmesi de raslantısal değil. Türkiye’nin de oradan yönetildiğini bilir!
ABD dünyanın en büyük gücüdür. Ona karşı olarak değil, ona destek çıkarak,
varlıklarını güçlendirirler. Akıntıya hiç bir zaman kürek çekmezler ve çekmemişlerdir! ABD’nin kontrolü altındadırlar.. Gülencilerin, ABD
küresel poltikalarına hiç ters düşmezler. İsrail politikasını destekler. AKP’ye
de bu nedenle ters düşerler.
8) Daha
iki yıl kadar önceden, bu köşede dizi halinde Üç Koltuk Boşalıyor yazıları yazmıştım.
Arkasından en büyük çatışma, henüz seçimler sürecine bile girmeden, 7 Şubat
Erdoğan’a darbe girişiminde bulundular. Neden?
9) Çünkü devlet içinde örgütlenmeleri bu
darbe girişiminde bulunabilecek kadar güçlenmişti.
10)
Devlet
nedir? Öncelikle tabii ki siyasi iktidardır,
yani Bakanlar Kurulu ve Başbakandır. İkincisi, Yargıdır. Üçüncü Emniyet güçleri
ve polistir.. Dördüncüsü, ve önemlisi Ordudur! Devletin gerisi terferruattır..
bazı hizmet araçları, para- kaynak dağıtma mekanizmaları vb. Tabii: MİT’dir
devlet..
11)
Cemaat, yargı, polis,
devlet yönetiminde güçlendi. HSYK kontrollerinde. RTE, özel yetkili mahkemeleri
lagvetti bu nedenle. Ama yüksek yargı kontol altında değil. Bu nedenle,
önerdiği anayasa değişikliğinde, yargının dağıtılıp yeniden kurulması gündemde.
Cemaatin emniyet / polisteki kontrolü de büyük. Erdoğan 7 Şubat girişiminden sonra
bu örgütenmeyi epey dağıttı, ama yok etmesi mümkün değil..
12)
İkisi birden, TSK’yı
dağıtıp kontrolü ele geçirdiler. En büyük birliktelikleri ve ittifakları bu
konuda oldu. Balyoz ve Ergenekon ile yönetim kademelerini tasfiye ettiler ve
ipleri ele geçirdiler. Yığınla “aydın”, askeri vesayete son verildiğini düşünür,
önemli olan askeri kimin kontrol edeceğidir. Vesayet kimde?
13)
Tabii devlet aynı
zamanda MİT demektir. Erdoğanla Cemaat arasında en büyüt çatışma konusu 7
Şubat MİT darbesi üzerinden koptu. Bu bardağı taşıran son büyük hamle oldu! Gülencilerin MİT’ten yönetim payı isteği
reddedilince, kıyamet koptu.
Devamı sonraya...
--12 Ağustos 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder