SAYFALAR

13 Ağustos 2013 Salı

Gülen-RTE: Et ve Tırnak Masalı-1


Olay daha patlak vermeden, 7 Şubat 2012’de MİT’e ve Erdoğan’a karşı ilk büyük saldırıdan aylar önce, bu köşenin okurları Gülen-RTE arasındaki derin çatışmadan haberdardı.. Bugün artık bu konuda yazmak adi bir vaka oldu. İnsanlar yeni yeni bunun bir siyasi çatışma olduğunu yazıyor.
Siyasi çatışma ne demek? Literatürde tek anlamı var: İktidar savaşı! Yani, iki siyasi parti/hareket/kutup arasında iktidara sahip olma mücadelesi..
Birileri Cemaati bir “hizmet hareketi”, sıradan dini cemaatleşme olarak görürken, ve hala buna inananların sayısı sürü sepet iken, bu köşede Gülen Hareketi siyasi parti olarak nitelendirildi ve bütün klasik partilerden farklı olarak da devleti ve ülke yönetimini tamamen dikey örgütlenme ile tepeden ele geçirmeye yöneldiği belirtildi. İnsanların kafasında klasik siyasi parti şablonu olduğu için, yeni durumu algılama zorluğu doğaldı. İzninizle bu analizin hakkını bu köşeye verelim..
Anımsayalım yeniden..
***
1)   Gülen Hareketi ile AKP farklı kaynaklardan kulvarlardan geldi, gelişti, büyüdü. Yani birbiriyle bütünleşmesi çok zor iki ayrı gövde..
2)   AKP yasal açık bir parti. Gülenciler gizli-yarı gizli, faaliyetini sembolik dernekler, vakıflar vb aracılığı ile sürdürür. Yapı içine girenler o çevrenin insanları sayılır. Akıtılan paralar sonuçta Gülen Hareketinin iktidara yürüyüşüne harcanır.  “Altın Nesil” dedikleri, devletin bütün kilit noktalarına yerleştirilen eğitilmiş nesildir. Şüphesiz kadroları RTE’nin kadrolarına kıyasla çok daha kalitelidir. Bunlar hareketin motorudur. Erdoğan yeni yeni bunlara karşı imam hatip gençliğini parlatmaya çalışmakta. Amaç Gülenci gençliğe karşı, Erdoğancı gençliktir. Dershanee çatışmalarının kaynağında bu yatıyor.
3)   İki güç arasındaki ittifak, AKP’nin kuruluşuna dayanır.
4)   İkisinin dayanakları farklıdır. RTE-AKP klasik parti olarak meşruiyetini öncelikle halktan alır. Oy ve sandık birinci derecede önemlidir.
5)   Gülenciler ise her zaman iktidarlara yakınlık politikası izleyerek büyür. Bu, Gülen hareketinin en önemli özelliğidir: 12 Eylül’de askerci ve Kenan Evrenciler, darbeden yanalar, Evren cennetliktir..  Özal’ın yanındadırlar. Demirelci kesilirler. İktidar alternatifi olacağını gördükleri zaman Ecevitçi olurlar.. Bütün partiler 2001 krizinden çökünce, AKP'nin kuruluşuna destek verdiler.
6)   Gülen, iktidarları desteklemenin, her zaman kendilerine hem dokunulmazlık kazandıracağını hem de bu desteğe karşı, kendilerine büyümeleri için oyun alanları açacağını bilir. Destekledikleri bütün iktidarlar çöküp yokolmuş, ama Gülenciler hep güçlenmiştir. Bu, temel stratejileri.
7)   Gülen’in ABD’ye yerleşmesi de raslantısal değil. Türkiye’nin de oradan yönetildiğini bilir! ABD dünyanın en büyük gücüdür. Ona karşı olarak değil, ona destek çıkarak, varlıklarını güçlendirirler. Akıntıya hiç bir zaman kürek çekmezler ve çekmemişlerdir! ABD’nin kontrolü altındadırlar.. Gülencilerin, ABD küresel poltikalarına hiç ters düşmezler. İsrail politikasını destekler. AKP’ye de bu nedenle ters düşerler.
8)   Daha iki yıl kadar önceden, bu köşede dizi halinde Üç Koltuk Boşalıyor yazıları yazmıştım. Arkasından en büyük çatışma, henüz seçimler sürecine bile girmeden, 7 Şubat Erdoğan’a darbe girişiminde bulundular. Neden?
9)    Çünkü devlet içinde örgütlenmeleri bu darbe girişiminde bulunabilecek kadar güçlenmişti.
10)                Devlet nedir? Öncelikle tabii ki siyasi iktidardır, yani Bakanlar Kurulu ve Başbakandır. İkincisi, Yargıdır. Üçüncü Emniyet güçleri ve polistir.. Dördüncüsü, ve önemlisi Ordudur! Devletin gerisi terferruattır.. bazı hizmet araçları, para- kaynak dağıtma mekanizmaları vb. Tabii: MİT’dir devlet..
11)                Cemaat, yargı, polis, devlet yönetiminde güçlendi. HSYK kontrollerinde. RTE, özel yetkili mahkemeleri lagvetti bu nedenle. Ama yüksek yargı kontol altında değil. Bu nedenle, önerdiği anayasa değişikliğinde, yargının dağıtılıp yeniden kurulması gündemde. Cemaatin emniyet / polisteki kontrolü de büyük. Erdoğan 7 Şubat girişiminden sonra bu örgütenmeyi epey dağıttı, ama yok etmesi mümkün değil..
12)                İkisi birden, TSK’yı dağıtıp kontrolü ele geçirdiler. En büyük birliktelikleri ve ittifakları bu konuda oldu. Balyoz ve Ergenekon ile yönetim kademelerini tasfiye ettiler ve ipleri ele geçirdiler. Yığınla “aydın”, askeri vesayete son verildiğini düşünür, önemli olan askeri kimin kontrol edeceğidir. Vesayet kimde?
13)                Tabii devlet aynı zamanda MİT demektir. Erdoğanla Cemaat arasında en büyüt çatışma konusu 7 Şubat MİT darbesi üzerinden koptu. Bu bardağı taşıran son büyük hamle oldu! Gülencilerin MİT’ten yönetim payı isteği reddedilince, kıyamet koptu.
Devamı sonraya... 
--12 Ağustos 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder