SAYFALAR

15 Nisan 2013 Pazartesi

Erdoğan’a Seçim Rüzgârı... Gül’e Yeni Parti Hazır!


2011’de genel seçimler yapıldı..  Bu seçimleri önceleyen kampanyayı anımsarsınız: 2010 Anayasa Referandumu! Büyük bir kampanya, ülke çapında! Anayasa’nın özellikle yargının yeniden yapılanmasına odaklanıldı.. Demokrasi gelecekti, Türkiye nihayet hukuk devleti olacaktı! Yargının siyaset ve ülke üzerindeki vesayetine son verilecekti! 
Nihayet.. evet nihayeeeeeet.. bağımsız ve tarafsız hukuk, yargı, demokrasi, insan hak ve özgürlükleriiii.. Avrupa standartlarıııı..
2010 Anayasa Referandumu, aynı zamanda 2011 genel seçimlerinin da ana rüzgarıydı. Referandumun yüzde 49’luk seçim sonuçları üzerinde etkisini yadsıyan var mı?
Erdoğan’ı Başkanlığa taşımayı ve Gül’ü tasfiye etmeyi öngören Başkanlık Anayasası’nın ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin rüzgârını da, “İmralı Süreci” oluşturuyor. Bu rüzgârın yelkenleri ne kadar iyi doldurulursa, RTE seçimlere de o kadar güçlü girecek. Bu nedenle Apo ile girilen ittifakın selametle yürütülmesi, RTE için birinci derecede önemli. 
Akil Adamlar adıyla ortalığa salınan seçmece insanların görevi de, bu bağlamda, ülkedeki iklimi Erdoğan’ın politikaları lehine yumuşatmak... Daha sonra devreye en ağır top olarak Erdoğan’ın bizzet kendisi girecek.. Bunların hepsi planlı programlı.. Ama seçmece heyetlerde “Ulusal Devleti Yıkacağım” biçiminde ortaya çıkan bazı zirtapozlukların tam ters bir iklim yaratacağı da açık.
***
Başbakan henüz bütür süreç konusunda kararlarını vermiş değil. Veremez de. Kamuoyundaki dalgalanmalara göre dümenini bir o yana bir bu yana kıvıracaktır.
Daha şimdiden, RTE’ye alikıran başkesen yetkiler öngören ilk başkanlık anayasasının bu millete yedirilmesinin zorluğu ve imkansızlığı mı görüldü? AKP çevrelerinden daha yumuşatılmış ve parlamenter sistemi koruyan bir Başkanlık Sistemi üzerine düşünceler kamuoyuna sızmaya başladı.
Ancak süreç ortadadır. Başkanlık Sistemini öngören anayasa da ortadadır.
Milletin Öcalan- Erdoğan ortak anayasası olarak anlaşılacak bir referanduma sıcak bakacağının garantisi yoktur. Dahası, böyle bir anayasanın geçme olasılığı çok tartışmalıdır. Anayasa referandumunun reddedilmesi, Erdoğan’ın siyasi hayatında en büyük ilk kırılma olur ve bunun bedeli de ağır olur. Bu nedenle, Erdoğan’ın hukukçu adamları, bu işi nasıl Meclis’te bitiririz, referanduma gitmeyiz düşüncesiyle büyük yasal ve anayasal zorlamalara girişmişlerdir.
Referanduma gitmeden, Meclis’te anayasa kabulune giderlerse, dünyanın en büyük alicengiz soytarılıklarına, bir anayasanın milletten kaçırılışına şahit olacağız. Çok eğleniriz! Böyle bir anayasa da ancak çöp anayasa olur!
Önümüzdeki olasılıkları sıralayalım. RTE:
Başkanlık Anayasası’ndan vazgeçer..
RTE Anayasası referandumda reddedilir.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri şimdi anayasa ile yapılır. Gül Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girer. RTE Başbakan olarak kalmaya karar verir.
Bu amaçla da, üç dönem sonunda seçimlere girme molası öngören Parti Tüzüğü’nü değiştirir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi Gül ile Muhalefet arasında geçer.
Ancak RTE Büyük Başkan olasılıklarını sonuna kadar zorlayacaktır..

GÜL’ÜN PARTİSİ HAZIR MI?
Bağımsız dergisi son sayısında  iyi bir iş yaptı ve İsmet Demirdöğen, Erbakan’ın siyasetçilerinden ve şimdi de Gül’e yakın durduğu söylenen Abdülkadir Erdoğmuş’la söyleşi yaptı. Erdoğmuş, bizim bir yıldır burada yazıp çizdiklerimizi doğruluyor.
Diyor ki “Başkanlık, Gül’ü tasfiye operasyonudur.. Erdoğan, siyasi ihtirası nedeniyile AKTP’rir kurucu kadrdolarını bir bir tasgiye etti. Erdoğan Milli görüş’ün katı tarafından olan siyasetçidir. Abdullah Gül ise daha ılımlıdırv e Milliw görüş’ün  demokratik siyasete uyarlanmasından yanadır.. Siyasette kardeşlik, kader birliği yoktur. Tayyip Bey’ın Cumhurbaşkanlığı hırsı ve iddiası vardır. Bu durumda Partinin genel başkanlığı ve Başbakanlık Gül’e uygun düşer. Gül tasfiye edilirse, AKP için önümüzdeki dönem çok sancılı geçecektir..”
RTE HAS Parti’den Numan Beyi transfer etti. Ama parti orada duruyor.
Eğer bir şekilde tasfiye edilirse, Abdullah Gül’ün partisinin adresinin de açık seçik olduğunu görmek gerekir.
Tabii, Erdoğan, kendisi için en zor durumda, Gül’e kapıyı açmak zorunda kalmazsa..
--15 Nisan 2013/ Bilim ve Siyaset– Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder