2011’de genel seçimler yapıldı.. Bu seçimleri önceleyen kampanyayı
anımsarsınız: 2010 Anayasa Referandumu! Büyük bir kampanya, ülke çapında!
Anayasa’nın özellikle yargının yeniden yapılanmasına odaklanıldı.. Demokrasi
gelecekti, Türkiye nihayet hukuk devleti olacaktı! Yargının siyaset ve ülke
üzerindeki vesayetine son verilecekti!
Nihayet.. evet nihayeeeeeet.. bağımsız
ve tarafsız hukuk, yargı, demokrasi, insan hak ve özgürlükleriiii.. Avrupa
standartlarıııı..
Erdoğan’ı Başkanlığa taşımayı ve Gül’ü
tasfiye etmeyi öngören Başkanlık Anayasası’nın ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin
rüzgârını da, “İmralı Süreci” oluşturuyor. Bu rüzgârın yelkenleri ne kadar iyi
doldurulursa, RTE seçimlere de o kadar güçlü girecek. Bu nedenle Apo ile
girilen ittifakın selametle yürütülmesi, RTE için birinci derecede önemli.
Akil
Adamlar adıyla ortalığa salınan seçmece insanların görevi de, bu bağlamda,
ülkedeki iklimi Erdoğan’ın politikaları lehine yumuşatmak... Daha sonra devreye
en ağır top olarak Erdoğan’ın bizzet kendisi girecek.. Bunların hepsi planlı
programlı.. Ama seçmece heyetlerde “Ulusal Devleti Yıkacağım” biçiminde ortaya
çıkan bazı zirtapozlukların tam ters bir iklim yaratacağı da açık.
***
Başbakan henüz bütür süreç konusunda
kararlarını vermiş değil. Veremez de. Kamuoyundaki dalgalanmalara göre dümenini
bir o yana bir bu yana kıvıracaktır.
Daha şimdiden, RTE’ye alikıran başkesen
yetkiler öngören ilk başkanlık anayasasının bu millete yedirilmesinin zorluğu
ve imkansızlığı mı görüldü? AKP çevrelerinden daha yumuşatılmış ve parlamenter
sistemi koruyan bir Başkanlık Sistemi üzerine düşünceler kamuoyuna sızmaya
başladı.
Ancak süreç ortadadır. Başkanlık Sistemini
öngören anayasa da ortadadır.
Milletin Öcalan-
Erdoğan ortak anayasası olarak anlaşılacak bir referanduma sıcak
bakacağının garantisi yoktur. Dahası, böyle bir anayasanın geçme olasılığı çok
tartışmalıdır. Anayasa referandumunun reddedilmesi, Erdoğan’ın siyasi hayatında
en büyük ilk kırılma olur ve bunun bedeli de ağır olur. Bu nedenle, Erdoğan’ın
hukukçu adamları, bu işi nasıl Meclis’te
bitiririz, referanduma gitmeyiz düşüncesiyle büyük yasal ve anayasal
zorlamalara girişmişlerdir.
Referanduma gitmeden, Meclis’te anayasa
kabulune giderlerse, dünyanın en büyük alicengiz soytarılıklarına, bir anayasanın milletten kaçırılışına
şahit olacağız. Çok eğleniriz! Böyle bir anayasa da ancak çöp anayasa olur!
Önümüzdeki olasılıkları sıralayalım. RTE:
Başkanlık Anayasası’ndan vazgeçer..
RTE Anayasası referandumda reddedilir.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri şimdi anayasa
ile yapılır. Gül Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girer. RTE Başbakan olarak
kalmaya karar verir.
Bu amaçla da, üç dönem sonunda seçimlere
girme molası öngören Parti Tüzüğü’nü değiştirir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi Gül ile Muhalefet
arasında geçer.
Ancak RTE Büyük Başkan olasılıklarını sonuna
kadar zorlayacaktır..
GÜL’ÜN PARTİSİ HAZIR MI?
Bağımsız dergisi son
sayısında iyi bir iş yaptı ve İsmet Demirdöğen, Erbakan’ın
siyasetçilerinden ve şimdi de Gül’e yakın durduğu söylenen Abdülkadir Erdoğmuş’la söyleşi yaptı. Erdoğmuş, bizim bir yıldır
burada yazıp çizdiklerimizi doğruluyor.
Diyor ki “Başkanlık,
Gül’ü tasfiye operasyonudur.. Erdoğan, siyasi ihtirası nedeniyile AKTP’rir
kurucu kadrdolarını bir bir tasgiye etti. Erdoğan Milli görüş’ün katı
tarafından olan siyasetçidir. Abdullah Gül ise daha ılımlıdırv e Milliw
görüş’ün demokratik siyasete
uyarlanmasından yanadır.. Siyasette kardeşlik, kader birliği yoktur. Tayyip
Bey’ın Cumhurbaşkanlığı hırsı ve iddiası vardır. Bu durumda Partinin genel
başkanlığı ve Başbakanlık Gül’e uygun düşer. Gül tasfiye edilirse, AKP için
önümüzdeki dönem çok sancılı geçecektir..”
RTE
HAS Parti’den Numan Beyi transfer etti. Ama parti orada duruyor.
Eğer
bir şekilde tasfiye edilirse, Abdullah Gül’ün partisinin adresinin de açık
seçik olduğunu görmek gerekir.
Tabii, Erdoğan, kendisi için en zor durumda,
Gül’e kapıyı açmak zorunda kalmazsa..
--15 Nisan 2013/ Bilim ve Siyaset– Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder