SAYFALAR

19 Şubat 2013 Salı

Kürt Meselesini Nasıl Çözmeli?


Silivri’de ve dün Çağlayan “Adalet” Sarayı’nda avukatlara karşı iktidarın polis ve jandarmaya uygulattığı “ileri demokrasi vahşeti”nin, hele tam diktatörlük aşamasına geçilmesi durumunda “çok daha ileri demokratik düzey vahşeti” yaşayacağımızın provası ve örneği olduğunu kaydederek, söze başlayalım.
“İleri demokrasi”ye geçildi gibi bir yalanı bu ülkeye yutturmaya kalkışacak kadar insanın yüzü kapı duvar olur mu? Dünyanın hiç bir yerinde, ülkemizde uygulanmakta olan açık-gizli diktatörlük politikalarını, kendi halkına ve dünyaya “demokrasi” olarak sunmayı akıl edecek başka bir iktidar ve yardakçılarını başka bir ülkede bulamazsınız.
İktidar- RTE “Kürt Çözümü”ne odaklandı ya, bu sözde “çözüm”den RTE anayasasıyla bir dikta yönetimi çıkartabilirlermiyi deniyorlar.
Bakıyorum herkes hâlâ “Kürt Çözümü”nün kuyruğuna takılmış gidiyor.
Sosyal ağlardaki iletişimde, “çözüm için RTE padişahlığına evet deyin” yazıma gelen  tepkilerden birinde “keşke sizin çözümünüzü de yazsaydınız” diye, bir mesaj gelmişti. Aslında bu mesajı “başka çözüm mü var, RTE’nin ortaya koyduğundan ve etnik temelde Kürtlere özerklik vermekten” biçiminde de algılamak mümkündü.
AKP gibi, küresel egemenlerin ilmeğini iktidarın boynunda taşıyan güçlerin, ülke yararına bir çözüm üretmeleri mümkün değil.. Böyle bir çözüm yok, bu çözümlerin hiç birisi Anadolu’nun, ülkenin, Türkiye’nin burada yaşayanların yararına bir sonuç üretemez.
AKP gibi çalışan sınıfların, halkın büyük çoğunluğunun yararına, ekonomik yarar, demokratik ve insanı hak ve özgürlükler üretemeyen bir iktidarın şimdi Kürt Meselesi’ni çözme girişimine destek çıkanların, herhalde bunu gerekçelendirecek bir kaç sözleri olmalı!
Kürt meselesinde çözüm giderek zorlaşan bir darboğaza giriyor. Hele hele AKP egemenleri sorunu özerklik federasyon noktalarına ulaştırmışsa, konu daha da zorlaşıyor..
***
Fakat, iktidarın politikalarına bağımlı olmadan bazı ilkeler belirleyebiliriz, ben şunları ortaya atıyorum:
·      Halkın büyük çoğunluğunun uzlaşısı! Milletin büyük çoğunluğunun  kabul etmeyeceği, evet demeyeceği bir çözümü, tepeden müzakarelerle, al-gülüm ver gülümle, ver bana diktatörlük yetkisi- al sana özerklik ve ayrılma ilişkisi ile kimse dayatamaz..
·      Çözüm diye, kendisine modern padişahlık- diktatörlük yetkileri istiyen bir liderin, hiç bir çözümü samimi olamaz.. Bu kişi, çözüm değil kendisi için tek adamlım istemektedir…
·      Kürt Meselesi’nde bir çözüm, emperyalist güçlerin baskısıyla gerçekleşemez. Çözümü bu millet tartışarak, dış baskılardan arınmış olarak, zorbalıklardan, şiddetten arınmış olarak, samimiyetle tartışarak geliştirmelidir.. Bunun sonucu, beraber yaşamak istemiyoruz olsa bile!
·      Şu gerçeği bilmeliyiz: Etnik temelde çözüm, daha büyük etnik temelde çözümlere yol açar. Anadolu yakın geçmişiyle bunun örnekleriyle doludur. Etnik temelde çözüm önerileri, Türklerin de ayrı yaşama isteklerini güçlü bir şekilde gündeme getirir. Sosyoloji bilimine kulak verirseniz, bunu görürsünüz..
·      Bu en büyük tehlike bu ülke ve Anadolu için, etnik temelde (Türk-Kürt) çözüm üzerinde yoğunlaşmaktır. Gündem, bunun alternatifleri ile doldurulmalıdır. Bu konuda gündemde neredeyse sıfır seçenek vardır.
·      Bütün çözümler, iktidarda asla olmayan, çalışan- emekçi halkın yararını, adaleti, daha çok eşitliği gözetmelidir.
·      Çözüm için büyük demokrasi, büyük eşitlik, büyük adalet, büyük ekonomik eşitlik sağlanmalıdır. Türkiye’de ise bunlar yoktur.
·      Demokrasi, Adalet, Eşitlik yoksa, hiç bir görüşmeden halkın yararına ülkenin yararına, Kürtlerin ve Türklerin yararına bir sonuç çıkamaz.
·      Türk ve Kürt egemenleri, çalışan halkın ve ülkenin geniş yararına bir çözüm üretemezler.. bu dünyanın hiç bir yerinde görülmemiştir..
·      Çözüm için "ekonomi" çok ciddi bir araçtır. Bu, gelir eşitliği ve pastanın mümkün olduğu kadar eşit dağılımını gündeme getirir..
·      Ve son bir ilke daha belirtelim: Gerçekten demokrasi, geniş özgürlükler yaratmadan bir çözüm üretilemez.. Ancak diktatörler yaratılabilir, her iki tarafta da..
***
Nitekim bunu net olarak görüyoruz. RTE’nin, iktidarın, AKP’nin dayattığı çözüm bir RTE diktatörlüğüdür..
---19 Şubat 2013 Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder