Paris’teki
suikasti kimin yaptığı konusunda herkes meşrebine göre bir fail yaratıyor.
Suriye diyen bile çıktı! İran da! Suriye ve İran’ı hedefe alan siyasi güçlerin,
bu ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirmek niyetini
okuyabilirsiniz buralardan...
Ben bir
kestirimde bulunamıyorum.
Bu cinayet,
eğer uluslararası büyük istihbarat işiyse (CİA gibi), aydınlığa kavuşmaz.
Fransa bu cinayeti aydınlatabilir mi? Evet, cinayetin aydınlatılmasında ve
açıklanmasında bir siyasi yarar görürse. Çünkü, bu cinayet siyasi gibidir.
Fransa, PKK ve Kürt silahı hareketinin de pasif destekçisidir. Bütün Batı ve
ABD Kürt hareketine destekçidir.
CİA işin içinde olabilir
mi? Bütün diğer olasılıklar kadar evet. PKK üzerindeki kontrolün kendinde
olduğunu hatırlatmak ve Ankara ile başlayan görüşmelerde oyunbozanlık yapma
demek için. Amerikancı güçlerin hepsi (Cemaat dahil) imralı ile görüşmelere
destek veriyor. PKK’ya “masa başında
kal, oradan bir çözüm çıkar” diyor olabilirler (bilmiyorum tabii ki).
Aylar önce bir
yazımda ABD’nin Türkiye’ye “Ver Suriye’yi al PKK’yi” demiş
olabileceğini belirtmiştim. Ver PKK’yı’nın anlamı, PKK’yı masaya oturtmak
olarak anlayabiliriz. Eğer böyleyse, cinayet, bu kontrolün ve stratejinin bir
parçası olabilir.
Abdullah Öcalan’ın,
kardeşi Mehmet Öcalan’a söyledikleri
de ilginçtir ve sanki bu tezi güçlendirici niteliktedir.
PKK’nin başı
şöyle diyor:
“Sakine
Cansız güvenilir bir isimdir, Fransa'daki infazlar PKK’ya yönelik önemli
mesajlar taşıyor. Paris infazı, Türkiye'nin çözüm kararlılığını ve benimle
başlatılan süreci etkilemek için yapıldı. Bana göre, Fransa'nın da komploda
parmağı var. Sakine Cansız üzerinden PKK hedeflenmiştir. Halkın dikkatli ve
tedbirli olması gerekiyor… MİT’in başlattığı sürecin sekteye uğratılmasına izin
verilmemeli”. (Hüseyin Yayman’ın haberi, www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22376266.asp?yazarid=448&hid=22376314)
PKK
hedefleniyor…bize önemli mesaj… Fransa işin içinde olabilir… Öcalan, bu mesajın ne
amaçla ve neden verildiğini ise söylemiyor.
Öcalan başka birşey daha söylüyor: “Sakine Cansız suikastını gerçekleştirenler
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik soruşturmanın perde arkasındaki güçlerle
aynıdır..” Hakan Fidan ve MİT’I
hedef alanlar bellidir! Ama görüşme sürecine desteklerini açıkladılar. Öcalan
bu noktada yanılgı içinde olabilir.. Veya bilinmezlikler içinde bir saptama..
Hepsi kadar olasılıklı
diğer bir senaryo da, cinayetin PKK
içinde bir hesaplaşma olmasıdır (adi cinayet!).. Böyleyse, zamanla bu bilgi
dışarıya sızar. Ama istihbarat işiyse, kapalı kalır. PKK’ya mesaj ise, PKK bu
mesajı almıştır.. Ama İmralı almış gibi!
***
Bugünkü cenaze
törenlerinin ise bir gövde gösterisi içinde geçmesini beklemeli. Ama, İktidar-
PKK görüşmelerini baltalayacak bir niteliğe bürüneceğini sanmıyorum. PKK
içinde, İmralı’ya karşı olan güçlü bir akım varsa, aşırılıklar olacaktır. PKK
içinde bir gurup, örneğin Kandil ve liderleri arasında, Abdullah Öcalan’ın kendi çıkarı için davayı sattığını düşünenler
çıkabilir.
PKK’ye silah bıraktırmak, bugünkü koşullar
içinde, en zor işlerden biridir. Somut kazanımlar elde etmezlerse ve
görüşmelerin sonucuna ilişkin ortaya çıkacak büyük fotoğrafı şimdiden
görmezlerse, silah bırakmayacaklardır.
İmralı- İktidar
görüşmelerinin arkasında bir uluslararası
irade (ABD ve AB) ve desteği varsa, PKK’nin (şahinlerin) işi zorlaşır.
Öcalan’ın liderliği güçlenir ve gerçekten de görüşmelerin sürdürücüsü
(başmüzakerecisi) olur.
Eğer böyle bir
uluslararası irade yoksa, görüşmeler tamamen Erdoğan’ın öncelikle
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik, çok önemli bir seçim kazanma sürecine
odaklıdır.
***
RTE, zor bir
durumdadır aslında. Öcalan- PKK- Kürt milliyetçi hareketine ne tavizler
verecektir? Her vereceği taviz, bir çözüm ortaklığı, AKP’ye karşı milliyetçi
oyları güçlendirebilir, AKP’nin önümüzdeki seçimlerde hedeflerine ulaşmasını
zora sokabilir.
RTE, milliyetçi
oylarda destek yitirirken, bunu Kürt oylarındaki artışla telafi edebilir mi? Bu
da, oyunun bir parçasıdır aslında.
RTE bir tahtarevalli üzerine oturmuş durumda.
Bir yandan görüşmeleri sürdürürken, öte yandan da, milliyetçi tepkileri, PKK ve
BDP’ye karşı sert demeçlerle ve Kandil’i bombalayarak, dengelemeye çalışıyor.
Bu cambazlık
zor iş. Nereye kadar ve nasıl sürdürülebilirdir, bilmiyorum.
Erdoğan, görüşme
sürecinin, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kapsayacak bir uzunlukta olmasına
oynuyor olabilir..
--- 17 Ocak 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder