Gündem, CBT
sayı 1349, 25 Ocak 2013
RedHacker’ların
YÖK sitesini çökerterek ele geçiridği ve topluma açıkladığı belgelerden
öğreniyoruz ki, pek çok üniversite rektörü, kıçının altına 500 bin liralık lüks
araba çekme heveslisi.. Bankalarla vb yaptıkları “maaş yatırma” vb anlaşmaları
karşılığında üniversiteye aldıkları “rüşvet”i, altlarına çekiliyor. Bu
“yasal”mış görünümlü “rüşvet” üniversiteye mi verilmiş rektörlere mi?
Rektörlerin aklına, meselâ, banka veya şirketlerden gelen bu “avanta”yı, bilim
ve araştırma amaçlı, yeni yurt açma amaçlı, katmadeğer yaratacak işlerde
kullanmak ve üniversitenin kalitesini yükseltmek gelmiyor.
Ya ne geliyor:
Lüks makam arabası!
Rektör
üniversitesine bakar, kendi bilimine bakar, yokluklara ve eksikliklere canı
yanar, bu kötü durumu aşmak için çırpınır.. öyle bir yönetici, rektör var mıdır
diye sormayacağım.. Mutlak vardır da sayıları çok azdır..
Türkiye’de
koltukları dolduranların temel düşüncesini yansıtması bakımından bu örnek
çarpıcıdır.. Ama yine de söyleyelim: İnsan utanır.. altına 500 bin TL’lik lüks
arabayı çekmeye..
Bu anlayış
bilimsiz ülke olmanın, bilimi az veya çok eksik üniversitelerin esas büyük
çoğunluğu oluşturmalarının da temel nedenidir.
Bir de, tepeden
atanmışlığın nedeni. Rektörlerin büyük kısmı liyakat olarak ve üniversitenin
ortak iradesi olarak hakketmedikleri koltuklara oturunca, ortada ne evrensel
üniversite etiği, anlayışı, söylemi kalıyor ne de şeffaflık ve
hesapverebilirlik duygusu. 170 kadar üniversiteden pek azını bir kenara
koyarsak, rektör olarak atananların bilimsel bileşkesini merak edelim.
***
Üçüncü kez Hacettepe’nin burada gündeme
gelmesinden rahatsızım. Ama yazalım yine: Edebiyat Fakültesi’ne dekan seçimi
için öğretim üyeleri arasında “eğilim yoklaması” yapılıyor. Rektör, isim
belirleyerek bunu rektöre bildirmek yerine, bu yöntemi yeğliyor. Güzel.. Oylama
yapılıyor, Felsefe Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cemal Güzel 157, Prof. Dr.
Mehmet Öz 103, Prof. Dr. Mehmet
Seyitdanlıoğlu ise 26 oy alıyor.
Fakülte’nin kimi dekan olarak görmek
istediği açık mı tablodan? Açık ve seçik. Rektör de eğilim yoklaması
yaptırdığına, hatta araştırma görevlilerine ve öğrenci temsilcilerine de oy
kullaandırdığına göre, fakültenin iradesinin ortaya çıkmasını istediği ve YÖK’ü
de zımni olarak buna uymaya çağırdığı söylenebilir mi.. Evet..
Ama YÖK,
Öz'ü dekan olarak atıyor! Şüphesiz bunu da ilk kez yapmıyor, önüne gelen
adaylara bakıyor, istediği aday en çok oyu almışsa onu.. Almamışsa istediğini
atıyor, kaç oy aldığı önemli değil, bir oy alsa bile! Bu konuda Çankaya ile de
uyum içindeler.
Fakülte öğretim üyeleri açıklama yaptılar.
Öz eğilim yoklamasından önce bir duyuru yayınlamış ve “Fakültenin iradesi
doğrultusunda hareket edeceğim” demiş. İkinci geldiğinde, dekanlık yarışından
çekileceğini açıklayacağına sessiz kalmış ve kendi adının YÖK’e gönderilmesine
ses çıkarmamış. Kimbilir belki de birileri ona, otur oturduğun yerde dekan olacaksın, demiştir.. Öğrenci
kolektifleri de araştırmış ve Prof. Öz’ün Türk Ocakları Başkanlığı yaptığını
görmüşler.
HUKUK FAKÜLTELERİ DEKANLARI, NEREDE?
Ülkemizde hukuk
ve adalet katliamı yapılıyor. Özel yetkili veya terör veya ağır ceza
mahkemeleri, iktidarın muhalif, üniversiteli genç, rektör, avukat, karşı siyasi
görüşleri biçme aletleri gibi çalışıyor. Yalan delillerle insanların hayatları
karartılıyor.
Ama ülkemizdeki
103 hukuk fakültesinden, dekanlarından, öğretim üyelerinden bir ses çıkmıyor,
bireysel yiğit bir iki ses dışında. Bu, utanılacak bir şeydir. En son, İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Adem
Sözüer’in, Ezgi Başaran’a, yanlış uygulamalara ve siyasi hukuki yasadışı
davranışlara dikkat çeken açıklamasıdır. Bunun dışında cesur bir ses
göremiyoruz,
İstenmeyen
herkesin terör örgütü üyeliğinden buzlanarak içeri atıldığı diktatörlük dönemi
yaşıyoruz ve diktatörlük-düşman hukuku uygulamalarıyla karşı karşıyayız. Böyle
bir dönemde, hukuku, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini savunmayacak da
hukuk fakültesi dekan ve öğretim üyeleri, halka ve öğrencilerine neyi
öğretecekler?
Baskının, yasa
ve hukuk çiğnemelerinin ne kadar iyi şeyler olduklarını mı..
Üniversitelerin
neden iplerinden RTE’ye bağlandıklarını anlıyor musunuz?!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder