SAYFALAR

30 Aralık 2012 Pazar

“Böcek” Üzerinden İstihbarat Savaşları


Başbakan’ın ofisinde “böcek” bulunması, çok önemli bir olaydır. Ancak 2011’in Ekiminde yerleştirildiği ve bu yılın Şubat ayında bulundukları açıklanan “böcek”lerin, neden 10 ay sonra şimdi gündeme getirildiği açıklamaya muhtaçtır..
Evet neden şimdi? Ve neden konu bugüne kadar gizlendi, neden ciddi bir soruyturdma açılıp olay üzerine dava açılma yoluna gidilmedi..  Burada tek akla gelen, “böcek” ile, iktidar tarafından bir “siyasi hesaplaşma” için zamanının geldiğinin düşünülmesidir!
ODTÜ protestosunun hızla yayılmasına karşı, gündemi biraz değiştirmek, yumuşatmak ve Başbakan için halkta “yumuşak duygular” yaratmak amacını taşımıyorsa...
***
Ama bir “siyasi hesaplaşma” niyeti daha ağır basıyor sanki.. Ortalık karışıktır.. Zaman ilerledikçe, Erdoğan /AKP ile Gülen ve Cemaati arasında iktidar hesaplaşmasının arttığını görüyoruz. İktidar ortakları arasında ciddi bir çözülme ve dağılma süreci yaşanıyor..
Böcek olayının afişe edilmesinden hemen sonra, Cemaatin yazarları ile AKP yazarları arasında giderek sertleşen ve birbirlerini teşhir eden yazıların artması ve dozunun şiddetlenmesi, ciddi bir hesaplaşmanın işaretlerini taşıyor.
Hayır, bu hesaplaşma sanki salt teşhirle sınırlı kalacak gibi gözükmüyor. “Böcek” olayı ile birleştirildiğinde, iş mahkemeye bile varabilir!
Başbakan, TV’deki söyleşisinde bir soru üzerine, böcek olayının arkasında Cemaatin bulunup bulunmadığı sorusunu yumuşak geçirmiştir. Parti içinde arkadaşlarının buna inanmaya başladığını, ama böceklerin ancak kendilerine en yakın halka içinde bulunanlarca yerleştirilebileceğini belirtmekle yetinmiştir.
Başbakan, oy hesabı yapan insandır. Doğrudan Cemaati hiç bir zaman hedef almamıştır. Hep dolaylı davranmayı tercih etmiştir. Ama Cemaatin bütün girişimlerine karşı hep kararlı davranmıştır. Gülen’i Türkiye’ye çağırırken bile.. Şimdi böcek üzerine ilgili açıklama yaparken bile, kendisini geri planda tutmakta, ama Cemaatin asla yakın çevresinde bulunmadığını da dolaylı dile getirmektedir. Doğrudur, Cemaate yakın bir danışman bile yoktur çevresinde..
***
Ama savaş, özellikle “askerler silahşörlerce” çeşitli cephelerde sürdürülüyor!
Mesela Ergun Babahan’ın kendi sitesinde Cemaati, yazarlarını hedef alan yazılarına bakın.. Uslu’yu Amerikan Neocon’ların vakfındaki çalışmalarını teşhir ediyor.. Cemaatin polisten devşirme yazarı Emre Uslu da kendi sitesinde ağır sözlerle yanıt veriyor.. Babahan’ın yayın yönetmenliği döneminde yaptıklarını teşhir ederken, onun ne kadar kullanışlı bir insan olduğunu ve şimdi de Cemaate karşı kullanıldığını yazıyor.. (http://euslu.com/2012/12/29/ergun-babahan-ve-istihbarat-operasyonu/)
Yazılar tam bir “istihbarat savaşları” biçiminde seyrediyor...
“Kuzeyin Sesi” (www.kuzeyinsesi.com) isimli internet sitesinde, örneğin Cevdet Akbay’ın Emre Uslu’yu neredeyese “parçalayan” yazısı ve tvitleri (@cevdet_akbay), olayın boyutlarını tahminlerimiz de ötesine taşımakta. Uslu’nun Amerikan Neoconlara ait olan Jamestown Vakfı'yla ilişkileri gündeme taşınmakta ve Uslu'yu gizli kapaklı bile diyemeyeceğim bir açıklıkla, neredeyse Amerikan ajanlığı ile suçlamadıkları kalmış gözüküyor.
***
Hüseyin Gülerce, Zaman ve Cemaatin ağır top yazarı, Başbakan’a, her iki kurumun geleceği için bir yandan ateşkes önerirken, öte yandan da bu kavganın sürmesinin iyi olmayacağını ima etmektedir..
Gülerce ki, zivanadan çıkmış bir şekilde, ODTÜ olaylarının Ergenekon’un eylemi olduğunu söylemekle aslında tam bir düşünce sapması veya saçmalaması içine gömülmektedir. Durum kendisi için epey zavallı bir konum arzediyor efendim! Başbakanı “Bak Ergenekon tepende, sizi yoksa kurtarmayız” zırvalığıyla oyalıyor ve Erdoğan’ın aklıyla adeta alay ediyor!
***
Durum zor. Böcek olayının bir “CİA” işi mi, Cemaat işi mi, yoksa her ikisinin karışımı bir iş mi, AKP’nin mağduru oynaması mı.. her neyse..
İş mahkemede defter dürmeye gelir mi..
Neden olmasın..
--30 Aralık 2012 / Siyaset ve Bilim – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder