Türkiye’de
yaşamak böyle bir şey, elinizin kolunuzun bağlandığı bir durumda, küt diye
oğlunuzu trafik kazasında kaybettiğinizi öğreniyorsunuz.. İnönü
Üniversitesi’nin başarılı eski rektörü Fatih
Hilmioğlu’na baş sağlığı ve sabırlar diliyorum! 21 yaşındaki oğlu Emir, ülkenin trafik katliamına kurban
oldu!
Kimse için
durup dururken “başarılı” demem, hele hele üniversite rektörlerine! En başarılı
olanın bile, dünya ile kıyaslandığında zavallı durumdaki üniversitesi için
yapması gereken tonlarca iş vardır çünkü! O yolda hızla koşanlardan biriydi
Hilmioğlu!
Rektörlüğü
zamanında İnönü Üniversitesinden öğrenciler davet etmişti bir konuşma için.
Atatürk ve Bilim üzerine tartışmıştık. Fatih bey de lütfedip gelmişti
dinlemeye. Sohbet etmiştik, üniversiteyi gezdirmişti, kütüphaneyi, merkez
laboratuvarını.. Eşraf ve dini derneklerin kıskaç altına aldığı Malatya’da
İnönü Üniversitesi’nin yıldızını parlatmıştı..
***
Şimdi Silivri
tutsakları arasında. 3,5 yıldır! Suçunu sormayın, onlar için “suçun ne” demek
bile ayıpların en büyüğüdür! Siyasi
tutuklamaların suçu yoktur, olamaz; hukuk yoktur burada, sadece intikam duygusu
vardır; işte bunu sorabilirsiniz: İntikam tutuklamasının nedeni nedir?
Bahanesi,
2007’de yaptığı konuşma! Bahanesi dedim, çünkü 2007’de yaptığı konuşmadan
dolayı 2 yıl sonra tutuklanıyor! VE bundan 4 ay sonra da konuşmadan kulaktan
dolma sözleri yarım yamalak iddianameye koyuyor malum savcılar! Konuşmanın tam
metnini mahkeme, tutuklamadan 2 yıl sonra emniyetten istiyor! Mahkeme, ellerine
ulaştıktan bir yıl sonra konuşma CD’sinin metne aktarılması kararını veriyor!
Mahkemeyi “bu adam ne dedi de tutukladık” konusu
hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Dosyaya giren konuşma metnini bile okuduklarına
inanasım gelmiyor! Hakkında verilen emir Tutuklana!
idi!
2007 konuşmasında iktidarın erken seçime gitmesini öneriyor, değil yüzde 34 ile yüzde 95 ile iktidara
gelse bile, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uymayan iktidarda kalamaz
diyordu.. Birileri diyebilir ki,
biraz aşırı kaçmış. Ama Malatyalı avukatlar o tarihte savcılığa suç duyurusunda
bulunmuş, savcı da bu konuşma konusunda YÖK’ün karar verebileceğini belirtmiş,
YÖK soruşturma açmamış..
Ama konuşma 5
yıl sonra Hilmioğlu’nu “Ergenekon Terör Örgütü” üyesi yapmaya yetti: Sözde ETÖ,
Hilmioğlu’na böyle bir konuşma yapki kaos
yaratılsın falan demiş! Kim, ne zaman demiş, örgüt üyeliğine belge ve bilgi
ile şiddet unsuru neredeymiş.. Şüphesiz bunların hiç biri mahkemeyi, tıpkı
savcı gibi, hiç ilgilendirmiyor. Mesele hukuk ve yasa değil çünkü!
***
Aslında, bu
konuşma bile bahanenin de bahanesi!
Önemli olan,
Fatih Beyin, bilim ve öğrenim yuvasını cemaat ve dinci derneklerin cirit attığı
yer olmaktan kurtarması ve çağdaş koşulları yaratmasıdır.. Atatürk
Cumhuriyetine bağlılığı ve sevgisidir.. Üniversitesine astığı fotoğraftaki
yazı, kaldırılmıştır. Belki de bu yazı nedeniyle bile içeride olabilir! kendisine yöneltilen Askerle
ilişki suçlaması (!), acil karaciğer nakli vb için komutanlardan helikopter vb yardım
istemesi biçimindedir.
Hilmioğlu,
kendi döneminde İnönü Üniversitesini, bilimsel açıdan 53 devlet üniversitesi
arasında ikinci duruma yükseltti! Dünyanın ikinci büyük karaciğer nakli
merkezini kurdu.
Diyor ki:
İnönü Üniversitesinde, 2000-2008 yılları arası
yaşanılanlar; Eğitimle, çağdaş kuşaklar yetiştirmenin; Bilimle, evrensel
düzeylere erişmenin; Sanatla, uygarlık yolunda yükselmenin; Cumhuriyet
değerleriyle aydınlığa ulaşmanın bir serüvenidir..”
Hilmioğlu’yla, Balbay’ı hapishane ziyaretim sırasında
sohbet ettik. Sonra duruşma salonlarında uzaktan selamlaştık, işte bir kaç cümle... Haksızlık, hukuksuzluk, yasadışılık,
yüzüne acı bir ifade olarak gelip oturmuştu.. Ayrıca hastaydı ve kaç kez tedavi
için hastahaneye sevkedilmişti..
Hilmioğlu’nu içeride tutmak cinayettir!
-- 15 Ekim 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder