SAYFALAR

16 Ekim 2012 Salı

Bir Silivri Tutuklusu, F.Hilmioğlu ve Evlat Acısı


Türkiye’de yaşamak böyle bir şey, elinizin kolunuzun bağlandığı bir durumda, küt diye oğlunuzu trafik kazasında kaybettiğinizi öğreniyorsunuz.. İnönü Üniversitesi’nin başarılı eski rektörü Fatih Hilmioğlu’na baş sağlığı ve sabırlar diliyorum! 21 yaşındaki oğlu Emir, ülkenin trafik katliamına kurban oldu!
Kimse için durup dururken “başarılı” demem, hele hele üniversite rektörlerine! En başarılı olanın bile, dünya ile kıyaslandığında zavallı durumdaki üniversitesi için yapması gereken tonlarca iş vardır çünkü! O yolda hızla koşanlardan biriydi Hilmioğlu!
Rektörlüğü zamanında İnönü Üniversitesinden öğrenciler davet etmişti bir konuşma için. Atatürk ve Bilim üzerine tartışmıştık. Fatih bey de lütfedip gelmişti dinlemeye. Sohbet etmiştik, üniversiteyi gezdirmişti, kütüphaneyi, merkez laboratuvarını.. Eşraf ve dini derneklerin kıskaç altına aldığı Malatya’da İnönü Üniversitesi’nin yıldızını parlatmıştı..
***
Şimdi Silivri tutsakları arasında. 3,5 yıldır! Suçunu sormayın, onlar için “suçun ne” demek bile ayıpların en büyüğüdür! Siyasi tutuklamaların suçu yoktur, olamaz; hukuk yoktur burada, sadece intikam duygusu vardır; işte bunu sorabilirsiniz: İntikam tutuklamasının nedeni nedir?
Bahanesi, 2007’de yaptığı konuşma! Bahanesi dedim, çünkü 2007’de yaptığı konuşmadan dolayı 2 yıl sonra tutuklanıyor! VE bundan 4 ay sonra da konuşmadan kulaktan dolma sözleri yarım yamalak iddianameye koyuyor malum savcılar! Konuşmanın tam metnini mahkeme, tutuklamadan 2 yıl sonra emniyetten istiyor! Mahkeme, ellerine ulaştıktan bir yıl sonra konuşma CD’sinin metne aktarılması kararını veriyor!
Mahkemeyi “bu adam ne dedi de tutukladık” konusu hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Dosyaya giren konuşma metnini bile okuduklarına inanasım gelmiyor! Hakkında verilen emir Tutuklana! idi! 
2007 konuşmasında iktidarın erken seçime gitmesini öneriyor, değil yüzde 34 ile yüzde 95 ile iktidara gelse bile, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uymayan iktidarda kalamaz diyordu..  Birileri diyebilir ki, biraz aşırı kaçmış. Ama Malatyalı avukatlar o tarihte savcılığa suç duyurusunda bulunmuş, savcı da bu konuşma konusunda YÖK’ün karar verebileceğini belirtmiş, YÖK soruşturma açmamış..
Ama konuşma 5 yıl sonra Hilmioğlu’nu “Ergenekon Terör Örgütü” üyesi yapmaya yetti: Sözde ETÖ, Hilmioğlu’na böyle bir konuşma yapki kaos yaratılsın falan demiş! Kim, ne zaman demiş, örgüt üyeliğine belge ve bilgi ile şiddet unsuru neredeymiş.. Şüphesiz bunların hiç biri mahkemeyi, tıpkı savcı gibi, hiç ilgilendirmiyor. Mesele hukuk ve yasa değil çünkü!
***


Aslında, bu konuşma bile bahanenin de bahanesi!
Önemli olan, Fatih Beyin, bilim ve öğrenim yuvasını cemaat ve dinci derneklerin cirit attığı yer olmaktan kurtarması ve çağdaş koşulları yaratmasıdır.. Atatürk Cumhuriyetine bağlılığı ve sevgisidir.. Üniversitesine astığı fotoğraftaki yazı, kaldırılmıştır. Belki de bu yazı nedeniyle bile içeride olabilir! kendisine yöneltilen Askerle ilişki suçlaması (!), acil karaciğer nakli vb için komutanlardan helikopter vb yardım istemesi biçimindedir.
Hilmioğlu, kendi döneminde İnönü Üniversitesini, bilimsel açıdan 53 devlet üniversitesi arasında ikinci duruma yükseltti! Dünyanın ikinci büyük karaciğer nakli merkezini kurdu.
Diyor ki: 
İnönü Üniversitesinde, 2000-2008 yılları arası yaşanılanlar; Eğitimle, çağdaş kuşaklar yetiştirmenin; Bilimle, evrensel düzeylere erişmenin; Sanatla, uygarlık yolunda yükselmenin; Cumhuriyet değerleriyle aydınlığa ulaşmanın bir serüvenidir..
Hilmioğlu’yla, Balbay’ı hapishane ziyaretim sırasında sohbet ettik. Sonra duruşma salonlarında uzaktan selamlaştık, işte bir kaç cümle... Haksızlık, hukuksuzluk, yasadışılık, yüzüne acı bir ifade olarak gelip oturmuştu.. Ayrıca hastaydı ve kaç kez tedavi için hastahaneye sevkedilmişti..
Hilmioğlu’nu içeride tutmak cinayettir!
--15 Ekim 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder